Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Conciergeri Hapisanesi'nin karanlık kasvetli zindanları, ertesi gün giyotine gidecek mahkumlarla doluydu. Giyotine gidecek tam elli iki kişi vardı. Akmış olan kanlara onların da kanı karışacaktı. Onlar hücrelerinden çıkar çıkmaz yerlerine başkaları gelecek, daha kanları kurumadan diğer kurbanlar belli olacaktı. Bu elli iki kişi arasında, serveti hayatını kurtarmaya yetmeyen bir general, fakirliği ölümüne engel olamayan yirmi yaşında küçük bir terzi kızı da vardı. İnsanlar zengin fakir demeden tek tek ölüme mahkum ediliyordu."
Sayfa 249 - Olympia yayınlarıKitabı okudu
Zaten şu geçmişi boklu dünyada kim akıllı kim deli, hiç belli değil’di.
Reklam
Toplama kampındakı şartlar, tutuklunun ayakları altındakı zemini çeker. Yaşamdakı bilinen bütün hedefler uçup gider. Geriye kalan tek şey, "insan özgürlüklerinin sonuncusu"dur, yani "kişinin belli bir durum karşısında kendi tavrını belirleme yetisi"dir.
Gerçekte davanın din davası değil, siyasa ve ekonomik çıkar davası olduğu bundan da belli oluyor.
Sayfa 218 - Çağdaş Yayınları
Bence bir çiftin uyumu şık bir restoranda yemeğe çıkıldığında değil turşu kurarken belli olur.
Bir adamın yemek yiyişinden cehaleti ve asaleti belli olur çünkü; görgü, edep, adap en fazla sofradadır.
Reklam
“Yiğit ayran içişinden belli olur.” demişler büyükler.
Beyin dediğimiz şey, gerçekten de son derece gizemli bir organ, diye düşündüm, başımı pencereden içeri çekerken. Ona bu kadar bel bağlamış olmamıza rağmen, onun hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyoruz. Bedenim belli nedenlerden dolayı gerilimler yaşarken, neden beynimde de birtakım kopmaların olduğunu hissediyor ve birtakım itiraz sesleri duyuyorum, diye sordum kendime. 'Zihnin bütünlüğü' derken ne demek istiyoruz, diye uzun uzun düşündüm, zira zihin denen şey gerçekten de herhangi bir anda ve herhangi bir noktada öylesine büyük bir odaklanma gücüne sahip olabiliyor ki, insan ister istemez onun tek bir varoluş hali olamaz diye düşünüyor.
Sonra vuruldu. Kim tarafından belli değil. Zaten bir önemi de yok. Mermiler tetiğe basanın kimliğine göre saplanmaz ete. Bir kemiğin arkasından koşturan köpek gibi giderler.
Arada bir insanın kendini bir başkasının yerine koyması gerekir. Ve belli bir süre geçmesi. Olayları değerlendirebilmek için.
Sayfa 103 - Everest Yayınları / 6.BaskıKitabı okuyor
Reklam
Ah bu denk gelişler.
Şimdi içimde beni kemiren iki fare var. Tolstoy’un farelerine benziyor benim farelerim de. Sadece biraz daha onursuz ve biraz daha pisler. Bir tanesinin adı şüphe. Ama o denli şüphe ki, bazen şüpheleniyorum acaba adı şüphe değil de başka bir şey mi diye? Diğerinin adı ise kâh suçluluk, kâh vurdumduymazlık. Rengi belli değil.
Senin ne zaman geleceğinin belli olmazsa, kalbimi sana kaçta hazırlayacağımı bilemem.
Bir erkek için çok çekici olmayan ya da onu yeterince isteklendirmeyen bir partnerle birlikte olduğu zaman, heyecan duymak amacıyla belli bir durumun fantezisini aklından geçirmesi olağandışı bir şey değildir… Çekiciliğin az olduğu durumlarda bile odanın karanlık olması yetecektir. Viyanalı yazar Karl Kraus bir keresinde şöyle demişti: “Geceleri tüm inekler siyahtır, sarışın olanlar da.”
Rüyadan düşüp, gerçeğe yuvarlanmıştı belli ki; belki de gökte asılı kalmaktan yorulan bir yıldızdı, yere düşmüştü.
"Akşam olur hapishane kilitlenir Kimi kağıt oynar kimi bitlenir Kiminin temyizden kağıt gelir Düştüm bir ormana yol belli değil Yatarım yatarım gün belli değil. Hapishane içinde üç ağaç incir Kollarım kelepçe anam boynumda zincir Zincir sallandıkça her yanım sancır Düştüm bir ormana yol belli değil Yatarım yatarım gün belli değil."
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.