Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
En canınızdan bezip Benden bu kadar, dediğiniz anlarda, bir oyunbozan çıkar ortaya. Kendinizi yok etmeyi, en azından yok saymayı düşündüğünüz bir anda, birisi bir kahve ısmarlayıverir; ve bir kahveye fit olup, yaşama devam etmeye karar verirsiniz. Değişen bir şey yoktur tabii - ve bu kimse yeni biri de değildir.
“ Çok defa onu geri çağırmak,nasıl olduğunu, neden benden bu kadar uzaklaştığını , gelecekle ilgili planlarını sormak istedim ; fakat aradan çok zaman geçti , her şey olduğu gibi kalsın.”
Reklam
Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldanmadan durdum.
Sayfa 56 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“- Benden çok daha adil, çok daha mutlu bir gücün var olduğu fikri benim de içimi öyle ölçüsüzce dolduruyor ve kim olursam olayım, her ne yapmış olursam olayım beni öyle sınırsız bir duygusallıkla minnet duyguları içinde bırakıyor ki!.. İnsanın, kendi mutluluğundan çok, bir yerlerde herkes için, her şey için eksiksiz, sakin bir mutluluğun var olduğunu bilmesi gerekli... İnsanoğlunun varoluşunun temel yasası, onun, mutlak yücelik önünde eğilmeyi bilmesinden başka bir şey değildir. İnsanları bu mutlak yücelikten yoksun bırakın, yaşamak istemeyecek, umutsuzluk içinde öle- ceklerdir. Ölümsüzlük ve sonsuzluk insanoğlu için üzerinde yaşadığı şu küçücük gezegen kadar gereklidir. Dostlarım, hepiniz, hepiniz... Yaşasın Yüce Düşünce! Sonsuz, sınırsız Düşünce! Kim olursa olsun, herkesin Yüce Düşünce önünde eğilmesi gerek. En ahmak insanın bile şu ya da bu ölçüde yüce bir şeye ihtiyacı vardır.”
ümit hep var .. hep hep hep .. yola devam ..
Dayanamamış, arabayı sağa çekmiş, "Benden bu kadar," demiş, şimdi artık sadece beklemeye başlamışım. İki elimi iki yanıma sarkıtmış, kendimi boşluğa bırakmışım. Tam o sırada, nedense radyonun düğmesine dokunuvermişim birden. Bir cümle çıkmış bahtıma, öylesine durup dururken: "Bir günahtan çıkıp bir günaha batarlar. Ama yine de ümit vardır çünkü af vardır," diyormuş bir ses.
Sayfa 42 - Timaş YayınlarıKitabı okuyor
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Reklam
Yoksa yalnız anılar mı kaldı?
Yoksa yaşam, gözyaşlarını ve bu heyecanları benden sonsuza dek uzaklaştıracak kadar ağır izler mi bıraktı yüreğimde? Yoksa yalnız anılar mı kaldı?
Bende inanmak noksanmış. Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum... Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.
Sayfa 136 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
“Şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum!” dedi. “Bu eksik sana değil, bana ait… Bende inanmak noksanmış… Beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanamadığım için, sana aşık olmadığımı zannediyormuşum. Bunu şimdi anlıyorum. Demek ki insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar…
Sayfa 132
“Benden uzak olduğunda sana kendini nasıl hissettirdiğimi hatırlamanı istiyorum.” Yeniden sertçe içime girmişti. Tırnaklarımı omzuna sapladım. “Hareket ettiğinde beni tam burada hissetmeni istiyorum.” Biraz geri çekildi ve kalçama attığı şaplağın sesi havada gürültüyle yankılandı. “Sen bana aitsin. Ona değil. Başka kimseye değil.” Liam beni cezalandırırcasına becerirken konuşamı- yordum. Bir yandan sertleştikçe sertleşiyor, bir yandan da inliyordu. Daha derine girdiği her seferinde çığlığı basmamak için dudağımı ısırıyordum. Bu çok sertti ama tam olarak ihtiyacım olan şeydi. Tatlı tatlı sevişme kısmını halletmiştik. Şimdiyse düzüşüyorduk. İncelik, sevgi, hiçbir şey yoktu. Yalnızca içgüdü ve zorunluluk. Vücutlarımız birbirine o kadar derinden karışmıştı ki ben nerede bitiyordum ve o nerede başlıyordu bilmiyorduk. “Anlıyor musun?” diye sordu ve içime o kadar sert girdi ki çığlığıma engel olamadım. Onun teninden gelen acıyı memnuniyetle karşılıyordum. İçine düştüğüm diğer tüm acılardansa onun canımı yakmasını tercih ederdim.
Sayfa 49
Reklam
Her şeyi olduğu gibi kabul eder miyim, etmez miyim, bilmiyorum."Denemeye fırsat bulamadım hiç. Kendimi hep öyleleriyle bir arada buldum ki, benden daha kararsız değillerdi ama, bu kararsızlıklarını benim kadar denetim altına alamıyorlardı. Bu yüzden, gözyaşlarımı tek başıma dökmek zorunda kalırdım hep."
Sayfa 668Kitabı okudu
Kemal’le birlikte olduğum zamanlar huzursuzluk duyuyorum. Benim gibi birine kıyasla ne kadar zeki ve olgun olduğunu düşünüyorum hep. Bazen beni süzdüğü zaman, ne kadar sıkıcı olduğumu düşündüğünden eminim. Gerçekte çok tatlı bir insan ve karşılıklı çok güzel sohbet edebiliyoruz. Ama ne zaman başını başka bir yana çevirse, sanki beni terk edecekmiş gibi bir duyguya kapılıyorum. Bir keresinde, giydiği elbisenin sitilini azıcık eleştirecek oldum, hemen yüzünü buruşturdu. Şimdi ona bir şey söylemekten korkuyorum. Genelde, Kemal’in mükemmel olduğunu düşünüyorum. Ama geçen gün, beni evimden alacağına, buluşma yerine otobüsle gelmemi istedi. Birden, bana hiç aldırış etmediğini, onun da diğerleri gibi bir ahlaksız olduğunu düşündüm. Ama o geçti artık. Şimdi Kemal yine mükemmel. Tek sorunum, başını benden öteye çevirdiği zaman duyduğum huzursuzluk. Bu kadın başkalaşma alışkanlığının isabetli bir örneğidir. Kemal bu alışkanlıkla, bir seferinde olgun, bir seferinde düşüncesiz, bir başka seferinde de ahlaksız olabiliyor. Ama her seferinde, olduğundan başka bir şey oluyor. Oysa Kemal bazen zeki, bazen mükemmel, bazen tatlı, bazen düşüncesiz, bazen de ahlaksız davranabilen bir insanoğlu; tümüyle ahlaksız veya başka bir şey olan bir insanoğlu değil.
Sayfa 113 - Agora kitaplığı,20.basım,İstanbul, Nisan 2022Kitabı okuyor
Benim tatlı, masum Kelebeğim. Seni, ömrümün sonuna kadar asla bırakmayacağım. Ve ben, ikinci kez sana seçim hakkı sunmayacağım. Sen, ölene dek sadece bana aitsin. Ve ben senden uzakta nefes bile alamam. Bu yüzden asla benden gidemezsin.
Sayfa 265Kitabı okudu
Yıllardan beri ilk defa olarak içimde, aptalca bir ağlama arzusu uyandı, çünkü bütün bu insanların benden ne kadar nefret ettiklerini hissetmiştim.
Dar Ağacı Mahşerde Canlı Ölülere Kuruldu Boğulmadan kaç Deniz aştık? Susuz deniz son denizdi Şer denizinde gemisine kaptanlık yapana kulak verin şimdi
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.