Karasevdalılar, Javier Marías.
Karasevdalılar, konusu gereği dikkatimi çektiği için okuma listeme aldığım bir kitaptı. İyi ki de okumuşum. Farklı bir okuma oldu benim için.
Maria’nın her sabah işe gitmeden önce oturduğu kafede evli bir çifti gözlemlemeye başlar. Her sabah rutin olarak bunu yapan Maria, onları izleyemediği bir süre sonunda adamın öldürüldüğünü öğrenir. Bir cinayetin çözümü işlensene de aslında sadece bir cinayet romanı değil. ‘Karasevda’yı okuyoruz.
Yazarın gerçekten başarılı uzun uzun bitmeyen cümleleri, hayata dair başarılı tespitleri gerçekten okunmaya değer bir kitap ortaya çıkarmış.
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı, kesinlikle bir beklentiyle elime almamıştım ama çok çok sevdiğimi söyleyebilirim.
Alıntılar:
“Ve eğer bir şey gerçekleşiyorsa, insan onu istemediği halde de gerçekleşir, bir şey için yanıp tutuştuğu halde, olmayacaksa olmaz, öyle ya da böyle bunlar bize çok az bağlıdır, hiçbir entrika son anda yoldan sapma ihtimalinden muaf değildir.”
“İnsanın öngörebileceği şeyler zannedebildikleridir, kişinin son anda gördüğü ve yaşadığı şeydir hikayenin sonu, kendi hikayesinin sonu. İnsan kendisi olmadan da hayatın tekerinin döndüğünü bilir, hiçbir şey o ortadan kayboldu diye durmaz. Ama bu sonrası onu ilgilendirmez. Can alıcı olan insanın durmuş olmasıdır, neticede her şey onunla durur, aslında öyle olmasa da dünya harfiyen son noktaya gelmiş kişinin son anındaki gibidir.”