"Esenlik aklın tam gelişmişlik durumuna ermiş olmasıdır: Akıl deyince anlatmak istediğimiz şey yalnızca akla vurup, anlamak, yargıya varmak anlamında akla dayalı yargı değil ama Heidegger'in deyimin kullanırsak gerçeği "olduğu durumuyla" kavrayıp anlamaktır. Esenlik bir kimsenin özseverliğini (narcissisim) yendiği oranda olabilir;
Sayfa 36Kitabı okudu
Benlik (Ego) gücü düştüğünde bireyin psikolojik bağışıklık sistemi de bu durumdan etkilenebilmektedir. Psikolojik bağışıklık sisteminin gücünün de düşmesi ile birey; anksiyete bozukluğu ve depresyon gibi psikolojik temelli rahatsızlıkları yaşayabilmektedir.
Ego gücünün düşmesine neden olan etkiler:
1) Negatif aktarım gerçekleştiren kişilere maruz kalmak ve karmaşık (kaotik) ilişkiler yaşamak.
2) Travmatik yaşantılara, ayrılıklara maruz kalmak.
3) Kişilere yüklenen yüksek anlam sonrası yaşanan hayal kırıklıkları.
4) Kişinin başkaları için kendinden vazgeçmesi ve kendisini unutması.
5) Pozitif ilişkilerin ve dostlukların olmaması.
6) Bağımlılık temelli ilişkiler geliştirmek.
7) Yaşamı anlamlı kılacak ve kişiye iyi gelen yaşantıların azalması.
8) İş yaşamındaki sorunlar.
9) Aile içinde oluşturulan baskıcı tutum ve "sen yapamazsın" aktarımları.
10) Kişinin yaptığı bazı girişimlerde aldığı başarısız sonuçlar.
Bilgi: Ego gücü ve egoizm farklı olgulardır.
Tüm kitaplar
Günde 10 sayfa kitap okursanız bile bu yılda 3650 sayfa yapar kitap bilgidir kitap ahlaktir kitap usluptur ve kitap benlik geliştirmek olumlu dusunmektir günde 10 sayfada olsa kitap okumayı ihmal etmeyelim
prens olan Siddhartha Gautama, otuz beş yaşlarına geldiğinde, hayatın amacını anlamak, ölüm gerçeğiyle baş edebilmek, çeşitli ıstıraplardan kurtulmanın yollarını keşfetmek ve çevresinde gördüğü derin insani acılara bir çözüm bulabilmek amacıyla, derin düşüncelere dalarak Hindistan’ı baştan aşağı dolaşmaya başlamıştı.
Hayatının önceki bölümünde zevk ve sefa içinde zengin bir hayat sürmüş fakat bunun bir işe yaramadığını, böyle bir yaşamın insanı kurtuluş ve mutluluğa eriştirmediğini görmüştü; daha sonra bir süre de bunun tam tersi bir yoldan ilerledi. Aşırı bir perhiz ve riyazet uyguladıktan sonra, bu usullerin de insanı kurtuluşa ve mutluluğa götürmediğini anlamıştı. En nihayetinde, bilgi ağacının dibinde, mistik bir tecrübenin ardından gerçeği kavrayarak aydınlandı. Kendisine “uyanmış, aydınlanmış” anlamında Buda adı verilmesinin nedeni buydu. İnsan için en doğrusunun aşırılıklar arasında bulunan bir “orta yol”un izleyicisi olmak olduğuna hükmetmişti. Buna göre, sürekli bir değişmeyle, yoğun çatışma ve şiddetin belirlediği bir dönemde, en nihayetinde aradığı yanıtı bulan Buda, insanlara barış ve sükûneti öğretmeye başlamıştı. Beşeri acıların üstesinden ancak dünyevi gerçekliğin ve bireysel benliğin yarattığı yanılsama perdesinin ötesine geçmek ve insanın mustarip olduğu bütün acılara yol açan sahte arzulardan ve baştan çıkarıcı tutkulardan arınmış bir kişilik geliştirmek suretiyle gelinebileceğini öne süren Buda’nın ardından izleyicileri, oldukça ayrıntılı bilgi, benlik, varlık ve dil kuramları geliştirdiler.
Esenlik aklın tam gelişmişlik durumuna ermiş
olmasıdır: Akıl deyince anlatmak istediğimiz şey yalnızca
akla vurup, anlamak, yargıya varmak anlamında akla dayalı
yargı değil ama Heidegger'in deyimini kullanırsak gerçeği
"olduğu durumuyla " kavrayıp anlamaktır. Esenlik bir
kimsenin özseverliğini (narcissism) yendiği oranda olabilir;
bir kimse ne kadar açık, duygulu, duyarlı, uyanık ve Zen'in
kullandığı anlamda "boş" olursa; o oranda olabilir. Esenlik
insanın insana ve doğaya duyguyla bağlı olması demektir,
ayrılıktan, bölüklükten, kopukluktan, yabancılaşmadan
kendini kurtarıp var olan her şeyle bir olduğunu bir yaşantı
durumuna getirmek demektir. Ama bir yandan da ayrı bir
varlık olarak benlik yaşantısını da aynı zamanda sürdürmek
demektir. Esenlik tam olarak doğmak, olanaklarını sonuna
kadar geliştirmek demektir; son dereceye kadar sevinç ve
keder duyabilecek gücü olmak demektir. Başka deyişle orta
yetenekteki insanların sürekli olarak içinde bulundukları
ayakta uyuklama durumundan kendini kurtarıp tam olarak
uyanmaktır.
Eğer anne bebeğe karşı aşın dalgın veya soğuk olursa, onu yerden kaldırmazsa o zaman yeterince iyi annelik olmaz dolayısıyla, doğru bir benlik gelişmez. Gerçek benlik, anne ve çocuk arasındaki ayrımın açık olduğu bir doğallık ve gerçeklik hissi sağlar. Aksine, sahte benlik, nesne ilişkilerinin ilk evrelerinde yeterince iyi annelik olmadığında ortaya çıkabilir (St. Clair, 2004). Sahte benlikle tepki verdiğinde, bebekler anneleriyle uyumlu olurlar/annelerine itaat ederler ve esasında kendilerini annelerinden yeterince ayırmayarak kendilerinden beklenildiğim düşündükleri şekilde davranırlar. Özünde, kendi benliklerini geliştirmek yerine annelerinin benliğim benimserler. VVinnicott, annenin yetersiz ilgisinden kaynaklanan sahte benlik gelişiminin psikanaliz sırasında yaşça daha büyük hastalarında karşılaştığı birçok sorundan sorumlu olduğuna inanmıştır
İçindekiler
1. Hoş Geldiniz
Aklın Kendisini Merak Etmesi
Yaygın Bir Görüş: Akıl, Beyin Ne Yapıyorsa Odur Kimliğimiz ile Aklın İçsel ve İlişkisel Kökeni
Neden Bu Kitabın Konusu Akıl?
Bir Davet
Yolculuğumuzda Benimseyeceğimiz Yaklaşım
Düşündürücü Kelimeleri Düşündüren Kelimeler
2. Akıl Nedir?
Aklın İşlevsel Bir Tanımı Üzerinde Çalışma
Aklın Sistemi: Karmaşık
Sayfa 7 - Pegasus
Eski "aile", tanımı, başkalarıyla bağlantı kurmak üzere belirgin bir erkek benlik geliştirmek açısından, pek de uygun bir ortam yaratmamaktadır. İşler kötü gittiğinde orada kalmak ve değişim için uğraşmak yerine, erkekler genellikle ya eşlerinden uzaklaşırlar, ya da yenisini bulurlar.
