"Aşk, bir bedende iki kişi."
“Ey aşk...! bir mucize gerçekleştir şimdi
Şapkandan bir kumru havalansın
Bana öyle büyük ki bu kalp,
Gelsin yüreğime yuvalansın”
Kitabı okurken sımsıcak bir yürek buldum. Yaşam kavgasının molalarında, sıcacık bir poğaça, buğusu üstünde demli bir çay, sevgi ve vefayla beslenmiş hoş bir muhabbet, zifiri
Ve kitap bitti,
İncelemeyi yazıp mı intihar etsem yoksa yazmadan mı bilemedim.
Eğer bu incelemeyi okuyorsanız ilk ihtimal kazanmış demektir!
"Ölümle biten bir intihar yok.
Asıl intihar
Gün gün yaşamakta." (s. 288)
Öyle bir eser ki sayfa sayfa ölüyorsunuz. Yalnız başınıza, sevgisiz, bıkıp usanmış... Ölümü anlatan şairler var
Doğduğunuz andan itibaren konuşmakta, yürümekte, yemek yemekte, uyumakta ve daha bir sürü eylemde zorluk çektiğinizi bir düşünsenize...
Neyse ki düşünebiliyor ve anlayabiliyorsunuz.
İşte Christy'nin hayatı da bu şekildeydi.
Kitabın yazarı Christy Brown doğduğunda beyin felci geçirdiği için özel bir birey olarak dünyaya gözlerini açmıştı.
Bu durumu ilk fark eden ise annesiydi.
Kesin tanı koyulduktan sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Değişmeyen tek bir şey vardı. Annesinin ona olan sonsuz sevgisi...
Christy her şeye rağmen mücadele etmeyi bırakmıyor ve asla pes etmiyordu.
Bir gün sol ayağı ile yerdeki bir tebeşiri aldı ve çizmeye başladı. Hiçbir zaman durmadı...
Kendini bulmak için bir arayışa çıkmıştı. Bunun için düşüncelerini kullanabiliyordu ama onları ifade edilmek dünyanın en güzel duygusuydu.
.
.
1954 yılında sol ayağı ile yazmış olduğu bu eseri, hayata farklı bakış açıları ile bakmamızı sağlıyor.
Özel bireylerin dünyasını bir nebze de olsa anlamamıza olanak veriyor.
Önce bu kitaptan sonra da hayatımızdan çıkarmamız gereken çok fazla ders var.
.
.
“Benimle çok uğraşıyorlar, canıma tak dedi. Artık dayanamayacağım.”
Bu sözler sabahattin Ali’nin ölmeden önce kardeşi Fikret Şenyuva’ya söylediği son sözlerdi.
Ve eklemişti: “Anneme yirmi beş lira gönderdim. Yine göndereceğim. Bir gün gelir de gönderemezsem, beni yok bilin!..”
Ve cesedi öldürüldükten altı ay sonra bir çoban tarafından
SABAHATTİN ALİ VE "KUYUCAKLI YUSUF"A DAİR YÜREĞİMDEN GEÇENLER
Ben zaman zaman bazı kitapları bir an evvel alıp okumak için sabırsızlanırım. Öyle ki kargo beklemeyi bile göze alamam, hemen dışarı çıkıp evime en yakın kitapçıya koşup kitabı alır ve okumaya başlarım. Böyle koştuğum kitaplarda genelde pek yanılmam. O kitabı okumaya nasıl
Sen ki, güzelliklere aşık, hayata bağlı, umudu hep içinde taşıyan, arkadaş canlısı, dost biriydin Ali'm. Sen ki, çevrendeki edebiyat dostlarınla en güzel sohbetlerini yapardın. Sen ki, edebiyatımıza en güzel eserlerini kazandırdın. Ama "Karanlık Güç"ler yazmana izin vermedi. Çünkü onlar emeğe düşman, onlar güzele düşman, onlar umuda
Gökyüzü Herkesindir
Zülfü Livaneli’den Huzursuzluk ve Gölgeler’den sonra okuduğum 3. kitap.
Gökyüzü Herkesindir, 101 sayfalık güzel bir şiir kitabı.
Kitapta; aşk, hayat, özlem, sevgi gibi temalara yönelik şiirler yer alıyor. Şiirlerle birlikte Abidin Dino’nun desenleri kitaba ayrı bir renk katmış.
Livaneli’nin şarkılarının da yer aldığı kitap,
NOT : Sabahattin Ali'nin kitaplarını okumadan önce bu kitapla başlangıç yapmak daha güzel olur bence.
NOT : Sabahattin Ali hayranları burayaaaa :)
Sabahattin Ali... Nasıl bir insanmışsın sen, ben seni böyle tanımıyordum. Sırça köşk ile gülerdim bazen sana, Kuyucaklı Yusuf ile düşündürürdün beni, Kürk Mantolu Madonna ile aşka ısındırırdın ya da
Bir kitap, içimizdeki donmuş denize inen bir balta gibi olmalı
Franz Kafka
Ne baltası bu mektuplar içime oturdu, kalkmıyor.
Aşk, gurbet, evlat sevgisi, yokluk, hayata tutunma çabası, erkenden kayıp giden bir değer. İçime dokunan -yani diğerlerine göre daha çok dokunan- iki nokta
Okuma grubumuz ile listelerimizde, Kasım klasiklerinde Germinal vardı. Benim ikinci okumam olan ve çok az kitapla kıyaslanabilecek bir eserdir Germinal, bilenler bilir.
Lâtincede, tohum, tomurcuk, filiz anlamına gelir Germinal. Aynı zamanda Fransız Cumhuriyetçi Takvimi'nin 7. ayı anlamındadır. Yazarın, Germinal öncesinde Meyhane adlı kitabını
Dili çok güzel, sade ve akıcı. Altı çizilecek ve alıntı yapılabilecek yığınla satır dolu bir kitap. Şahsen ben okumaktan büyük keyif aldım, yaşamın her alanından izler buldum. Hiç bitmesin istediğim “Bir Delinin Senfonik Dokundurmaları” isimli şiirini aşağıya alıyorum.
-Sevgi,
Kilidi olmayan tek hazinedir.-
-Sevgisiz kalp ışık girmeyen mabet
“Sabahattin Ali kanaatimce son neslin hikâyecilerinin en kuvvetlisidir.”
Reşat Nuri Güntekin
UYARI: Burdan itibaren okuyacaklarınız Sabahattin Ali’yle ilgili çokça bilgi içermektedir. Şayet spoiler yemek istemiyorsanız ( hoş biyografinin neresi spoiler olabilir zaten her şey her yerde yazıyor neyse)
.................. Gidip şu işaretten