Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Topçu subayı olacak ve bir gün belki de bir Topçu Paşası olarak sivrilecekti.
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece, Tıkandı geçitler, yollar kapandı. Yalnızlığın buzdan çetelesinde Kimseler umursamadı karı. Yüzlerinde iğreti bir kibirle Hep düşürmekten korktukları, Dalıp gittiler gündelik işlerine.
Reklam
Tao çok boyutlu gerçekliktir. Dünyadaki en zengin deneyimdir. Kim Tao'yu bilirse dünyadaki en zengin insandır ve tükenmez bir hazineye sahiptir. Hatta Büyük İskender bile onun yanında fakir kalır. Tao'nun bu yanlarını bilmek, Tao'nun kendisi olmaktır. Çünkü Tao'nun bu yönlerini tanımaya başlayarak yavaş yavaş kendinizi tanımaya başlarsınız. Çünkü bu da Tao'nun içsel boyutlarından biridir. Gün batımı dışsal boyutlarından biridir. Müzik dışsal boyutlarından biridir. Tanıklık, gözlem, huşu deneyimi, güzellik, şaşkınlık, neşe ve sevgi içsel boyutlarındandır. O zaman sadece oluş vardır.
Hayatımda birçok sevinçli günlerim olmuştur. Fakat hepsinden güzel, hepsinden sevinçli olabi­leceğini umduğum bir tek gün daha olabilir. O gün seninle ve hiç ayrılmamacasına yaşayacağıma inanacağım gündür. Sen böyle bir günün gelebileceğini pek tahmin etmezsin. Doğrusu ben de edemiyorum. Ama hayattan da başka hiç­ bir beklediğim yok. Bugün için sana da bana da bu kadar imkansız görülen bir saadet günün birinde gerçek olabilirse, bütün ömrüm içindeki kayıplarımdan hiçbirine üzülmeye­ceğim. Yalnız o sevinç bana kâfi derecede yaşamış olmak için yetecek. O büyük, o yegane saadet için Allah'a mı, talihe mi, yahut herhangi başka bir şeye mi, neye inanmak lazımsa inanmak istiyorum. Seni ne kadar çok seviyormuşum. Ne kadar sana bağlı imişim, her şeyim ne kadar senden ibaret­miş meğer.
Kısa bir müddet evvel de, zamanın Başvekili (Saraçoğlu Şükrü) tarafından, tamim halinde, her gün bir fıkra yazdığım gazeteye çifte aylı bir emir gelmişti: - Allah ve ahlâktan bahsetmek yasaktır!>>> << < (Büyük Doğu)da çıkan hadîs meâli şöyleydi: <<<- Allah'a itaat etmeyene itaat edilmez.>>> O zaman Ankara'da gördüğüm Hasan Ali, bana ne demiş olsa beğenirsiniz: <<<- Bu hadîsi neşretmek, bize itaat edilmez demektir.>>> İnkâr eden, zaten itaat diye bir şey tanımıyacağına göre. bir taraftan Allah'ı kabûl eder gibi olup bir taraftan itaat etme- diğini söylercesine bu garip küfür ifadesi, idrakimi dondur- muştu.
Belki bir gün geleceksin ama o kadar geç gelmiş olacaksın ki seni gördüm mü görmedim mi, doğru dürüst anlayamadan kalkıp geri gideceksin. Be­nim için tahammül edilmez bir devir daha başlayacak. Üste­lik o devir kim bilir ne kadar uzun sürecek. Hayatmızın hiç düşünmeden feda edebileceğimiz seneleri o kadar çok mu? Ömrümüzü hep böyle birbirimizden uzak mı geçireceğiz?
Reklam
Müridine bak, şeyhini tanı!
Bir gün bir doktor bana dedi ki: - Efendinin büyüklüğüne delil aramaya ne hacet! Senin gibi birini bu hâle getirmesi yetmez mi?..
Alışkanlıklar farklıdır. Bazen bazı alışkanlıklar tehlikeli olur. Fakat insanlar alışkanlıklarla yaşarlar, bilinçle değil; insanlar mekanik yaşar. Onlara dünyayı terk et diyebilirsiniz. Dünyayı terk edeceklerdir -mekanik bir şekilde yaşadıkları dünyayı. Onlara çıplak olun diyebilirsiniz, elbiselerinden de vazgeçeceklerdir; mekanik bir şekilde vazgeçeceklerdir. Her gün elbiselerini bedenlerine koydukları yerden vazgeçeceklerdir. Sorun mekanikliğin nasıl sona erdirilebileceğidir. Sorun dışarıdaki belirtilerden daha derindedir -kökü değişmelidir.
Rimbaud'nun 1915'lere doğru üzerimde icra ettiği ve o zamandan beri Dévotion gibi şiirlerde iyice imbikten çekilerek özü çıkarılmış olan efsunlama gücü [pouvoir d'incantation] kuşkusuz o dönemde, şiddetli bir yağmur altında tek başıma dolaştığım bir gün, bir genç kızla karşılaşmama vesile teşkil etmiştir.
Hele Mustafa Şekip... O, bir milimetrelik satıh kabuğu üzerinde tüneller açmaya savaşan felsefe profesörü?.. Bir gün kendisine: Hakikati görmekten korkmuyor musun; anlamaktan, anlamanın ateşiyle kavrulmaktan korkmuyor musun? Dediğim zaman şu cevabı vermişti: Anlamamaktan korkuyorum! Anlayamamanın acısını çekiyorum!
Reklam
Bir gün dalgın dalgın pencereden bakışını gördüğüm ümmi kadına sormuştum: Anneanne ne düşünüyorsun? Cevap vermişti: - Allahı düşünüyorum! Ne düşüneceğim? Ciğerime kadar ürpermiş ve kendi kendime demiştim: - Keşke bizim ilmimiz, bunun ümmiliğinin ayak tozuna erişebilse... Paydos! Bu kadınların nesli kurutulmuştur!
sevgili bilinçaltım, bu mektubu uykumda kim yazıyor, bilmiyorum ama ben senden şüpheleniyorum. provokatör müsün lan sen! ne meraklıymışsın herkesle aramı bozmaya! sana üç gün mühlet! bul bir yolunu, çık git beynimden! sağlıcakla kal.
Eskiden kahır çekmeye tahammül saygı demişler hadi ordan gerçekten
“Kadın: “Bak Muslu,” diyordu, “beni alırken, seni kuşsütüyle beslerim dediydin. Aylarca, yıllarca yolumu beklediydin. Babam beni sana vermiyordu. Muslu, ben babamı, evimi barkımı, kardeşlerimi kodum, sana geldim. On beş yıl oldu anamın babamın yüzünü görmedim. Anam babam sensin, dedim. On beş yılın adı var, Muslu on beş yıldır sen av peşinde gezdin, çifti ben sürdüm, harmanı ben dövdüm, pazara götürüp ben sattım. Sen, on beş yıldır elini ılıktan soğuğa vurmadın. Her kahrı ben çektim. Bak, Muslu, şu ağarmış saçlarıma bak, ben böyle mi olacaktım bu yaşta? Bir güne bir gün de seni koyup gitmek aklıma gelmedi. Kış gecelerinde sen ördek peşindeyken, bir batağa saplanır kalır deyi gözüme uyku girmedi. Sabahlara dek göz kırpmadan seni düşündüm, senin için ağladım... Ya Muslu, Süleymanım öldü. Ölüsünde bile bulunmadın. Dervişim öldü, mezarını bile kazmadın. Tüfeğini aldın, çocuğun ölüsü daha yatakta soğumadan, ava gittin. Gene bağrıma taş bastım. Muslunun canı sıkılmasın deyi bir gün olup bunları yüzüne vurmadım. Muslu, çocuk ölüyor. Uyan, Muslu! Uyan da bana söyle. Ne yapayım, Muslu?”
YKY- e kitapKitabı okudu
Burhan Toprak'la bir gün (Sen) nehrinin bir köprüsü üzerinden geçerken, kendisine şu sözü söylediğimi hatırlıyorum: -Bir gün gelecek; bu makine dünyasının son buhranı kertesinde beklenen fikir kahramanı zuhur edecek ve kollarını açarak insanlığa seslenecek: “Ne yaptınız, mukaddes emaneti, ne yaptınız?”
İki satır yazı yazanları bile tıkıyorlar içeri.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.