İkinci sorunun cevabıysa size bağlı. Aynaya bakın: Bakışlarınıza karşılık veren kişi Lenina Crowne mu, yoksa Vahşi John mu? İkisini birden görmeniz olası, çünkü bizler daima her şeyin iki yönünü birden arzularız. Olimpos Dağı'nın etrafında uzanan, sonsuza dek güzel kalan, seks yapan ve başkalarının ızdıraplarıyla eğlenen kaygısız tanrılar gibi olmak isteriz. Ama aynı zamanda ızdırap çeken şu diğer kişiler olmayı da arzularız, çünkü tıpkı John gibi bizler de hayatın duyu oyunlarının ötesinde bir anlamı olduğuna ve anlık memnuniyetlerin asla kafi gelmeyeceğine inanırız.
" Dostun dosta verdiği sükûnet ve güven olmasa hayat, yaşamaya değer mi? Kendi kendinle konuşurcasına sohbet edebildiğin bir arkadaştan daha büyük bir mutluluk bulunur mu ? "
Düşünüyorum da insanın memleketinin esas mizacını yansıtmaya çalışması en yakın akrabalarını anlatması gibi bir şey, yani imkansız -insan övsün mü yersin mi bilemiyor.
“Cennet’te yaşamak üzere yaratılmıştık ve Cennet bize hizmet etmek için düzenlenmişti. Sonra yazgımız değiştirildi; Cennet’in yazgısında da bir değişiklik oldu mu, bu hiçbir yerde belirtilmiyor.”
Sayfa 83 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
İnsan olan insan pek az — bunu anladım bunca yıl sonra; bir de şunu: İnsan insan oldu mu, acı çeker. Bunları anlaman, senin insan olacağını gören Baban'ın gururlu üzüntüsü ile üzüntülü gururunu anlamlı kılmıştır sana.
Tırnaklarını saklayan bir kedi partisiyle
Dokundu mu gözyaşları arasında
Hiç
...
"Kalbi kırık öleceğim" mi sanıyorsunuz
Hiç
Hayatıma patates baskısı bir son istiyorum mu
Hiç
Bir olmayacağız HİÇ
Karasevda demek, siyah bir mühür demektir. Sevdaya düşenlerin kalbinde mutlaka o mühür vardır."
Onlarca otopsi yaptım. Bir o kadarına da katıldım. Neşter kalbe her uzandığında gözüm o mührü arardı. Zafer Hoca'nın dediği doğru muydu acaba? Siyah bir mühür mü vardı kalbimizde?
Sultanım, sen viranede gömülü bir hazinesin. Bense hikmete susamış bir avareyim. Lütfen istifade etmeme müsaade eder misin, ver elini öpeyim.
El öpmek?.. (Şaşırarak) Niçin? İstersen konuşalım, lakin sözden ne çıkar? Şimdiye kadar kim bilir kaç hayvan yükü kitap okudun, ne anladın? Hiç, değil mi? İnsanların bilgisi nedir? Zevk ve kibirlerinin ihtiyacı olan sanayiye ait olanları diyelim ki bir şeydir. Lakin hak ve hakikate dair ne bilirler? Hiç! Akıl denklemiyle hakkı itiraf mümkündür. Fakat bilmek, anlamak mümkün mü? Ne konuşalım? Harfleri birleştirmekle hikmet noktası bilinir mi?