Kesin kabul ettiğim çözümlere vardığım akılsal şeyler hariç, günde on kez fikir değiştiriyorum. Ancak duygulanma olasılığı olmayan şeylere dair oturmuş bir anlayışım var...
—Psikiyatr Hector ve Henri Durville
kardeşlere mektup (Fransızca) (1919)
Şaşırtmadı :D
1925'TE SAMUEL GOLDWYN Avrupa gezisine çıktı. Daha o zamanlar efsane olan film yapımcısı Viyana'ya da uğradı. Bir misyonla çıkmıştı yola: Kleopatra ile Marcus Antonius'unkinden başlayarak, ünlü aşkların hikâye edileceği filmlere katkıda bulunması için Freud'u ikna etmeyi umuyordu. Para sorun değildi. Yüz bin dolarlık bir teklifle gittiğini bildirmişti basına.
Freud'un cevabı tek satırlık bir telgraf oldu: "Bay Goldwyn'i kabul gibi bir niyetim yoktur." Görüşme hiçbir zaman gerçekleşmedi. Goldwyn Amerika'ya eli boş döndü. O sıralar bu olay, "Viyanalı psikiyatr Hollywood patronunu başından savdı" gibi şaşkınlık dolu manşetlerle duyurulmuştu gazetelerde.
Sayfa 169Kitabı okudu
Psikolog - Psikiyatr
Psik-oloji bir kişinin zihninin veya ruhunun (psike) incelenmesidir (oloji). Psik-iyatri aynı şeyin tedavisidir ("iyatri" Yunanca doktor anlamına gelen "iatros" kelimesinden gelir)
Sayfa 21 - DomingoKitabı okudu
Stocholm Sendromu,rehinenin kendisini rehin alan kişiye sempati ve empati duygusu geliştirmeye başlaması olarak tarif edilir.Psikiyatr Nils Bejerot tarafından bu adı alan sendromun hikayesi 1973 yılında İsveçin başkenti Stockholmde yaşanan bir olaya dayanıyor.Bir soyguncu tarafından altı gün boyunca bankada rehin tutulan bir kadının,soyguncuya duygusal olarak bağlanması ve serbest kaldığında soyguncuyu savunması önemli bir psikolojik vaka olarak literatüre geçer.
Sayfa 86Kitabı okudu
İnsanın Anlam Arayışı
Kitabın büyük bir kısmı yazarın toplama kamplarında ki hatıralarından oluşuyor. En son kısımda ise toplama kamplarına gitmeden öncede nörolog ve psikiyatr olan yazarın toplama kamplarında insanlarla yaşadığı tecrübeleri ve gözlemleri ışığında oluşturduğu logoterapi yönteminden bahsediyor. Kitabın anılardan oluşan bölümünü psikoloji üzerine eğitim almış bir profesyonelin gözlemleri ve düşünceleriyle okuyor oluşumuz kitabı benzer eserlerden baya bir öne taşımış. Şahsen kitabın bu kadar ünlü oluşunu buna ve yazım diline bağlıyorum. Kitap insanın ağır şartlar altındaki adaptasyonunu sade ama güçlü bir dil ile anlatıyor. Yazarın kitapta belirttiğine göre bu yazıları anonim olarak yayınlamayı yada kendi mahkum numarasını kullanmayı planlıyorumuş ama eserin potansiyelini öldürmemek ve daha çok insana ulaşması için kendi adıyla çıkarmaya karar vermiş. Yazarın yaşadıkları, çektiği acılar, hayalleri, diğer mahkumlarla ilişkileri hepsi insanı biraz daha iyi anlamamıza olanak sağlıyor. Kitabın en son kısmında ise logoterapi üzerine örnekler ve açıklamalar yapılıyor. Ben bu tarz psikanalitik yaklaşımların çok mantıklı olmadığını düşünmüyorum ancak elbette bunu başarı oranları ve hasta yorumları belirleyecek. Logoterapi umarım psikanaliz gibi olmaz ve insanların faydasına olur. 
İnsanın Anlam Arayışı 
Viktor E. Frankl
Hem doktor hem de dürüst insan olmak aşağı yukarı imkansızdır, ama aynı zamanda en tartışılmaz deliliğin damgasını taşımadan psikiyatr olmak namussuzca olanaksızdır: güruha yakalanmış her bilim adamını, her dahinin bir çeşit doğuştan ve yaradılıştan düşmanı yapan, güruhun o eski soya çekme refleksine karşı koyamamak deliliğinin.
2018’de çıkan Insane Consequences’ta “Şu an New York Bellavue Şehir Hastanesi’nde bir yatak bulmak, Harvard Üniversitesi’ne kabul edilmekten daha zor.” ABD’de şehir ilçelerin yüzde 65’inde psikiyatr ve neredeyse yarısında da psikolog yok.Durum bu şekilde devam ederse, 2025 yılına kadar tıp öğrencileri daha yüksek ücretli uzmanlık alanları aradığından ve mevcut psikiyatrların yüzde 60’ı emekli olacağından, ülke genelinde 15 binden fazla psikiyatr açığıyla karşı karşıya kalabiliriz.
Sayfa 283Kitabı okudu
Bireyler, son yılların teknolojik ilerlemelerinden nasıl etkilenmiştir? İşte bu soruya bir filozof-psikiyatr, Dr. Erich Fromm tarafından verilen yanıt:
“ Bugünkü Batı toplumumuz, maddi, entellektüel ve politik ilerlemesine rağmen, gitgide zihin sağlığından uzaklaşıyor ve bireydeki iç güvenliği, mutluluğu, aklı ve sevme kapasitesini baltalamaya yöneliyor; bireyi, insanlık başarısızlığının bedelini, gitgide artan zihinsel hastalıkla, iş ve sözde hazza yönelik delice bir dürtünün altına gizlenmiş umutsuzlukla ödeyen bir otomata çevirmeye yöneliyor. “
Sayfa 22 - İthaki Yayınları
Bir Amerikan başkanının, itibarlı bir Amerikalı Anarşist, eleştirmen, psikiyatr, kentçi, eğitimci, Paul Goodman, Sir Herbert Read gibi bir şövalye ya da İngiliz İmparatorluğu düzeninin bir üyesi olan john Lennon, Bob Dylan gibi olduğunu hayal edebilir misiniz?
Kenneth RexrothKitabı okudu
Mor Menekşe
Psikiyatrların çoğu kendi akıllarından şüphe ettikleri için psikiyatr oluyorlardı. Bir deli için en kötü şey kendi aklını tahlil etmesidir, karşı tezlerin hepsi palavradır.
Sayfa 254 - Epub
