Bir inceleme yazısı için okumak istemeyeceğiniz kadar uzun arkadaşlar o yüzden hiç başlamamanızı tavsiye ederim.
Yaşadığımız çağda her iki cenahta da gerek sosyal platformlar gerek sözlü müzakereler yoluyla tartışma değerini sürekli koruyan kadının çalışması konusunda müstakil olarak kaleme alınan kitap sayısı yok denecek kadar azdır. (Nefes
Başı öne eğik yürüyordu. Sanki toprağı incelercesine sürekli yere bakıyordu. Düzgün yürüyor, kibarca geçenleri selamlıyor, her zamanki gibi üstüne başına özen gösteriyordu ama toprağa aitti. Eh, aslında hepimiz er ya da geç ona aitiz. Aslında ölümümüz bizden çok sağ olanların sorunudur. Çünkü bir bilgenin dediği gibi, biz var olduğumuz sürece ölüm yoktur, ölüm olduğunda da biz yokuz. Bizimle ölüm arasında gerçek bir bağlantı yok. Bizimle ilgili bir şey değil - ölüm olsa olsa doğaya ve tüm dünyaya ait ve işte bu nedenle tüm yaratıklar onu bencil bir saflıkla, sakin, ilgisiz ve sorumsuzca düşünebiliyorlar.
Eğer reklamlar bizi bir şeylere “yabancılaştırıyor” ya da “kandırıyorsa” bunun nedeni kullandığı temalar, sözcükler, görüntüler değil; bizden söz etme, tanıtma biçimi ve bize gösterdiği ilgidir.
Marquis De Sade, kimine göre deli, kimine göre dahi; kimine göre sapık, kimine göre gerçekçi, ama bence en çok bir filozof. Tıpkı diğer filozoflar gibi bir öncü. Bir fark yaratmanın bedelini de ödemiş elbette. Kapatılarak. Her türlü haneye konuk olmuş. Konuklukları bir ölümle sonuçlanmama sebebi elbette zengin nüfuslu aristokrat bir aileye mensup
"Biz Türk'üz. Şan ve şöhretimiz yayılmıştır. Her ne kadar Hindular bizden korkuyorlarsa da bizim kendi aramızda anlaşmazlığa düştüğümüzü, her gün bir emir değiştirdiğimizi duyarlarsa, fırsatı ganimet sayarlar. Şimdi ayrılık değil, birlik zamanıdır."
"Her şey her zaman, içinde olduğumuz anda gerçekleşir, başka bir an veya başka bir fırsat yoktur. İnsanlar, geçmişi ve geleceği sürekli düşünerek yaşamın özü olan şimdiyi kaçırır- lar ve bunun farkına bile varmadan ölüm anında pişmanlık- larla çekip giderler. Änı kaçırmak aslında hayatı ıskalamak demektir. Ne kadar enteresan; bize verilen en
Ana yazarla tanışmışlığımız vardır diye düşünüyorum..
Şimdi di burazda
Maksim Gorki 'yi tanıyalım buyurun
Maksim Gorki adıyla bilinen Alexei Maximovich Peshkov, Sovyet devrimci edebiyatının babası ve sosyalist gerçekçilik doktrininin kurucusu olarak kabul edilen bir yazar.
"Sovyet devrimci edebiyatının babası ve sosyalist gerçekçilik doktrininin kurucusu olarak kabul edilen bir Rus yazardır. Zor bir çocukluk geçirmiş, başarılı bir yazar olmadan önce yaklaşık on beş yıl boyunca sık sık iş değişmiştir.
Gorki'nin Yaşamı
"Gorki, Çar rejimine açıkça karşı çıktı ve bu yüzden birçok kez tutuklandı. Çarlık tarafından kontrol ve baskılara maruz kaldı. 1901'de Fırtına Habercisinin Türküsü isimli kısa şiiri yüzünden tutuklandı. Kısa sürede serbest kaldı, Kırım'a gitti
. "Gorki, 1936 yılının Haziran ayında öldü. Gorki’nin cenaze töreninde tabutu taşıyanlar arasında Stalin ve Molotov da vardı. Gorki'nin ölüm sebebiyle ilgili zehirlenme iddiaları konuşuldu ama kanıtlanamadı
Hayat kımse için şn kolay degıl buz ve bızden öncesi içinde bu böyleydi, böyle devam edecek
Güzel yarınlara dıyelim mii
Oysa gözlerin ne diyorsa doğru, diyecektin. Gamzelerin diyecektin, dünyanın bütün güneşli pencereleri. Bu hülyalı zaman diyecektin, kirpiğin kirpiğe değmesi kadar. Parmaklarının rayihası, sesinin gökbahçesi, kulak memelerindeki kandil, kâküllerindeki uykulu arzu, göğüslerinin nazlı gölleri, bacaklarından akan ırmak, ağzının serçe kuşları, teninin atlas uykuları... ben seni sevmek istiyorum, diyecektin, diyemedin. Güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. Yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. İnsan sevmezse dünya bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. Her vazgeçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin. İnsan bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya, diyemedin.
...
1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Necip Asım B. (Devamla) — Hayır; meşruti-
yet devrinde. Saniyen Darülfünun müderrislerinin Darülfünundan yetişmesi lâzımdır. Halbuki ben asker olduğum halde Darülfünun müderrisi
oldum. Hep böyle idi. Meselâ Köprülüzade Fuat Bey, lise şahadetnamesi olmadığı halde müderris olmuştur ve elyevm vazifesini muvaffakiyetle yapmaktadır. Sonra bir
Felaketler şiddetli bir rüzgar gibidir. Yalnızca bizi gideceğimiz yerden alıkoymasını kastetmiyorum. Aynı zamanda bizden koparılamayacak olanlar dışında her şeyi yırtar alır, bu yüzden sonrasında kendimizi gerçekten olduğumuz gibi görürüz, olmak isteyeceğiniz gibi değil.
Bizi yalnızca ölümün duygulandırdığına dikkat ettiniz mi? aramızdan yeni ayrılan dostları ne kadar severiz, değil mi? ağızları toprakla dolduğu için konuşamaz olan hocalarımıza ne kadar hayranızdır! saygı o zaman kendiliğinden gelir, belki de yaşamları boyunca bizden bekledikleri o saygı. ama ölülere karşı hep daha dürüst ve daha cömert olduğumuzu biliyor musunuz? nedeni basit onlara karşı bir yükümlülüğümüz yoktur da ondan.
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları
Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,