Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İşte budur hayat!
youtu.be/w9nbR7NuXvw?si=... Her Şey Sende Gizli Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr
Wilde, insanlar bir "benlikleri", kendilerine ait düşünceleri, kişilikleri ve gelişimleri olduğunu unutabilirmiş gibi yazar; uydukları yasaların onları yönelttiği durum budur ona göre. Başka bir deyişle, Wilde'ın estetizmi ağıtları bir kenara bırakmaya, insanları daima bir sonraki iyi şeyi yeğlemeye ikna etmeye yönelik bir girişimdir. Çağdaşı sayılabilecek Nietzsche'nin tabiriyle "daha fazla hayat" istemiştir Wilde; arzu nesnesi de -yine Nietzsche gibi geçmiş- değil gelecektir.
Reklam
Anlar
Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya, İkincisinde, daha çok hata yapardım. Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım. Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar, Çok az şeyi Ciddiyetle yapardım. Temizlik sorun bile olmazdı asla. Daha çok riske girerdim. Seyahat ederdim daha fazla. Daha çok güneş doğuşu izler, Daha çok dağa
Kendine ilk izlenimlerin ortaya koyduğundan fazlasını söyleme. Birinin senin hakkında kötü konuştuğu söylendi. Bu sadece sana söylenendir, senin bundan yaralandığın söylenmiş olmadı. Küçük bir çocuğun hastalandığını görüyorum, gördüğüm sadece budur, ancak riskli bir durumda olduğunu görmüyorum. Bu şekilde her zaman ilk izlenimlere bağlı kal ve kendinden onlara bir şey ekleme, hedefin bu olsun, daha doğrusu sadece evrenin değişiminden ve tüm değişimlerden haberdar olan birinin ekleyebileceğini ekle.
"Ve günah genç adam, insanlara eşya muamelesi yapmaktır. Kendine de. Günah budur işte."
Mutluluk ve erdemin sırrıdır; yapmak zorunda olduğun şeyi sevmek. Tüm şartlandırmaların amacı budur: İnsanlara, kaçınılmaz toplumsal yazgıları sevdirmek.
Sayfa 42 - İthaki Yayınları
Reklam
Atatürkçü olmak bir amaç değildir çünkü Mustafa Kemal’in hedefi de Atatürkçü olmak değildi. Bize asıl gereken, Mustafa Kemal’i tanımak ve anlamaktır. Çünkü ancak o vakit hedeflerimiz Mustafa Kemal’in hedefleriyle örtüşür. Asıl mesele de tam olarak budur. Mustafa Kemal’in hedeflerini bilmek, anlamak ve kendi hedeflerimiz haline getirmek... Bu yüzden onu sevmekten önce onu anlamalıyız; onu anlamak için de tanımalıyız. Onu tanırsak zaten anlarız. Anlarsak, yapmaya çalıştıklarını gerçekleştirip hayatımıza dahil etmek için çabalayabilecek hale geliriz. Sevgi ise kendiliğinden gerçekleşmiş olur.
Sayfa 7 - Masa KitapKitabı okuyor
Yunanistan’da din adamları Yunan milliyetçisi.. Rusya’da din adamları Rus milliyetçisi.. Ermenistan da din adamları Ermeni milliyetçisi.. Türkiye’de din adamlarının çoğu Türk düşmanı Arap Sevicisi.. İşte Türk milletinin en önemli sorunu budur. İlber Ortaylı
En büyük meselemiz budur; mazi ile nerede ve nasıl bağlanacağız, hepimiz bir şuur ve benlik buhranının çocuklarıyız, hepimiz Hamlet'ten daha keskin bir "olmak veya olmamak" dâvası içinde yaşıyoruz. Onu benimsedikçe hayatımıza ve eserimize daha yakından sahip olacağız. Belki de sadece aramak ve bütün kapıları çalmak kâfidir.
Sayfa 206 - Dergâh YayınlarıKitabı okudu
acı kronikleşip, artarsa dünyaya ve başkalarına karşı her türlü ilgiyi yok edebilir. İştah yitimi, yaşamdan tiksinme, alınganlık, bitkinlik, tembellik, uykusuzluk, bir sıkıntılar korteji eşlik eder acıya ve hiçbir şeyi ihmal etmeden tüm yaşamı renklendirir. Bilinç tanımakta zorlandığı ama varlığını kendisine empoze eden bir bedenin sınırları içine hapsolur. Kafka’nın "insan bedeninin korkunç sınırları" dediği de budur belki.
Sayfa 20
Reklam
Darwin bu yüzden “Evrim’in Babası” olarak anılmaktadır.
Yapay Seçilim Mekanizması sayesinde bir tür, bir diğerini belli özelliklerine göre, belli bir bilinç dahilinde seçiyorsa ve bu nesiller içerisinde evrimsel farklılaşmalara neden oluyorsa, doğanın da sürekli değişen çevresel unsurlarının, nesillerin genetik dağılımlarını etkilemesi sonucu oluşan elenme ve seçilme, nesiller içerisinde evrimsel değişimlere neden olmaktadır. İşte Darwin’in ileri sürdüğü esas teori olan Doğal Seçilim’e Bağlı Meydana Gelen Değişim Teorisi budur.
Sayfa 524 - Evrensel Basım YayınKitabı okuyor
"İnsanın sesi gibidir" dedi. "Sesine katlanırsın ve başka seçim şansın olmadığından konuşursun. Ama önemli olan ne söylediğindir. Yüce sanatı ötekilerden ayıran da budur. Teknikleri kuvvetli insanlar her çağda karınca gibi sürüyledir. Hele de evrensel eğitimin baş tacı edildiği bu çağda. "
Sayfa 161 - G. P.Kitabı okudu
İnsan her şeye alışabilen bir varlıktır ve onu en iyi anlatan tanım budur.
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
Sayfa 24 - Hayykitap 39. Basım Kasım 2023Kitabı okuyor
Bu’dur..
Benden asla şüphelenme.. Sana ölümümden daha iyi bir kanıt sunabilir miyim?..
Sayfa 24 - Olisipo Yayınevi
200 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Eski Türkçe kelimelerin içinde kaybolduğum bir Peyami Safa kitabı. Psikolojik tahlilleri yüzünden Dokuzuncu Hariciye Koğuşuna içimde özel bir yer ayırmıştım yıllardır tevekkeli değil bu kitapta da öyle kısımlar var ki parantez içinde alıp içine dalmalık. Hele bir yer var ki boş boş tavanı izlettiren : "güzelleşmek için yalan elbiseleri arıyoruz ve çıplak hakikati örtmeye, gizlemeye çalışıyoruz; hatta kefen bile çıplak cesedimizin çirkinliğini gizlemek için beyaz bir yalandır, değil mi?". Bunun gibi pek çok yerde düşünüp durdum ki ben zaten düşünüp durmak için okumuyor muyum? Kitap bir yazarın kendini anlattığı bir romanı okuyan karisi ile tanışması ile başlıyor. Yer yer romandan bazı kısımları okuyoruz biz de. Baş kahraman olan romanın yazarının hayatına dair ipuçları elde ediyoruz. Mualla adındaki karisi ile olan münasebetine ve ona dair içinde yeşeren bazı duygulara da yer veriliyor ancak bir yerden sonra yazarın hayatında daha önceden var olmuş bir başka kadın peyda oluyor: Vildan. Kalan kısımlar ise Vildan ve roman yazarı arasında cereyan ediyor. Sonu ise müphem bir şekilde bitiyor. Puan kırmamın sebebi ise karakterler arsındaki bu kopukluk. Aslında kopukluk denemez bağlantının zayıf kalması diye ifade etsem daha doğru olur. Belki de finalde yaşanan tereddüdün bir yansıması da budur. Belki Peyami Safa da hangi kadının ana karakter olacağı konusunda tereddüde düşmüştür bilemiyorum. Bu tamamen kendi yorumum. Bunun dışında keyifle okuduğum bir yerli romandı. Kendi yazarlarımızdan okuduğumda sanki daha sağlam ilerliyormuşum gibi bir his de oluşuyor. Daha tatmin oluyorum nedense.
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.