Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
272 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Aslen bir Bulgaristan Türk'ü olduğumdan dolayı, kitapta anlatılan hikayenin benzerini çok uzun süre dinledim ailemden... Kitap Silistre'de Çeyrekçi Köyü'nde, Balkan Savaşları'nın yaşandığı dönemde geçiyor. Çekilen zorluklar, verilen kayıplar, yaşanan acılar, kaybolan hayatlar... 112 yıl önce yaşanmış üzücü olayların çok benzerlerinin yarım asır önce ve devamında tekrar etmiş olması ne kadar üzücü.. Tarihi bilgiler ile boğulmadan, bir insanın gözünden; köyünde ve yaşadığı coğrafyada, Balkanlar'da yaşananları bir büyükten dinler gibi okumak daha verimli oluyor.. Savaş, ayrımcılık kötü abiler... Toprağından koparılmak, elvedaya mecbur bırakılmak kelimelerin ifade etmek istemeyeceği yaşantılar...
Elveda Rumeli
Elveda RumeliRamis Çınar · Çınaraltı Yayınları · 2019222 okunma
İstanbul Antlaşması (1913)
Antlaşmanın ardından 5 adet protokol de imzalanmıştır. Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında imzalanan ilk protokol, sınırlar konusunu kapsamaktadır. İkinci protokolde ise müftülük konusunda alınan kararlar yer alır. Buna göre Müslüman halka müftülerini ve baş müftüyü seçme hakkı verilmiştir.
Reklam
kronoloji/insanlık tarihindeki bazı önemli olaylar
MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı. MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı. MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Sayfa 179 - selKitabı okuyor
Görünüşte Osmanlı’ya bağlı olan, ama gerçekte kaybedilen Bulgaristan, Dogu Rumeli, Bosna Hersek, Girit, Kibris, Tunus, Misir'ı da eklersek II. Abdülhamit döneminde toplam 1.600.000 kilometrekareye yakin toprak kaybedildigi ortaya ikar ki, bu "iki Türkiye" eder. Bakmayin siz medyadaki II. Abdülhamit güzellemelerine... Kanmayın TRT'deki "Payitaht" dizisinin yalalarma... II.Abdülhamit siyasetiyle vatan kurtarmak mümkün degildir; o siyaset bu millete eyaletler, sancaklar, adalar kaybettirmistir.
187 syf.
9/10 puan verdi
Nikola Vaptsarov’un kısa yaşam öyküsü, yirmi altı seçilmiş şiiri, röportajları ve hayatından kareleri içeren biyografi tadında bir eser. Vaptsarov’u Sofya edebiyat çevresindeki öteki şairlerden ayıran en önemli özellik işçi oluşudur. Kasabalıdır ve parti görevlisi olduğu son iki yılını saymazsak, hep işçi olarak çalışmıştır. Şiirlerinde kavga ve inanç kavramları oldukça baskındır. Vaptsarov, 23 Temmuz 1942’de kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Bu kitap 1980 basımı ve basıldığı yıl Bulgaristan Halk Cumhuriyeti Devlet Konseyi Başkan Yardımcısı Georgi Cagarov kitabın önsözünde: “şair gerçeği konuştukça, öteden beri tiranlar için her zaman tehlikeli bir kişi olagelmiştir” der ve Vaptsarov’u, Nazım Hikmet’in ruh, ülkü ve şairsel kardeşi olarak tanımlar. Kitap, basım ve çeviri olarak oldukça iyi. Son bölümünde Bulgar edebiyatında önemli yere sahip olan isimlerin görüşlerine de yer verilmiş, keyifliydi.
Bir Hayat Fabrikası Kuracağız
Bir Hayat Fabrikası KuracağızNikola Vaptsarov · Sanat Emeği Yayınları · 198034 okunma
Acaba, eski Bulgaristan'a ve Kırım'a Türkmenler ne zaman geldi ki? Buna cevap vermeye çalışalım. Bize göre Büyük Türk Kağanlığı dağıldıktan sonra, diğer Türk boylarıyla birlikte Gazan Türkmenlerinin bir bölümü (belki de büyük bölümü) Volga boylarındaki Bulgaristan'a gelmişlerdir. Sonra da Tatar, Bulgar gibi halkların arasında kaybolmuşlardır.
Reklam
480 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Ve her yıl çiçekler yeniden büyür . Emine Işınsu'dan okuduğum ilk kitap Çiçekler Büyür oldu. Kalemini çok sevdim. Akıcılığıyla kitap alıp götürüyor insanı . Bulgaristan'da yaşayan Türklerin yaşadığı zorluklar, gördükleri zulümler anlatılmış. Baş kahramanımız İlay ve Mehmet Ali üzerinden o dönem yaşanan zorlukları acı bir şekilde okuyoruz. Kitap geriye dönüş tekniğiyle "Seni seviyorum, Mehmet Ali" diye başlıyor. Kitabın sonunu okuduğunuzda başı daha anlamlı geliyor. Okurken sıkılmayacağınız, Türk milliyetçiliğini ve Türk olmayı sonuna kadar hissedeceğiniz bir kitap. İlay karakterine hayran kalmamak elde değil. Beni yeri geldi heyecanlandırdı yeri geldi güldürdü, üzdü.
Çiçekler Büyür
Çiçekler BüyürEmine Işınsu · Bilge Kültür Sanat · 2012919 okunma
·
Puan vermedi
Türkiye veya resmî adıyla Türkiye Cumhuriyeti, topraklarının büyük bölümü Anadolu'da, diğer bir bölümü ise Balkan Yarımadası'nın güneydoğu uzantısı Trakya'da olan, kıtalararası bir ülkedir. Kuzeybatıda Bulgaristan, batıda Yunanistan, kuzeydoğuda Gürcistan, doğuda Ermenistan, İran ve Azerbaycan, güneydoğuda ise Irak ve Suriye ile sınır komşusudur. Güneyini Kıbrıs ve Akdeniz, batısını Ege Denizi, kuzeyini ise Karadeniz çevreler. Marmara Denizi ise İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı ile birlikte Anadolu'yu Trakya'dan, yani Asya'yı Avrupa'dan ayırır. Resmî olarak laik bir devlet olan, Türkiye'de nüfusun çoğunluğu Müslümandır. Ankara, Türkiye'nin başkenti ve ikinci büyük şehri; İstanbul ise, Türkiye'nin en büyük şehri, ekonomik merkezi ve aynı zamanda Avrupa'nın en büyük şehridir.
Türkiye Cumhuriyeti
Türkiye CumhuriyetiMahmut Goloğlu · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201122 okunma
II Duce (Mussolini), Yunanistan seferinin İtalya için parlak bir zafer olduğunu ilan etti. Ama kendisi orada değildi. Neler olup bittiğini bilmiyor. Büyük gerçeği, bu savaşa karıştırılan küçük insanların küçük öykülerinde aramak gerektiğini bilmiyor. Almanlar Bulgaristan üstünden istilaya girişinceye kadar yenilgiye uğradığımızı bilmiyor. Bunu hiçbir zaman kabul etmeyecek.
Gene bu sıralarda ve Osmanlı hükümetinin tasdik ettiği ittifak antlaşmasını Alman umumî karargâhında İmparator Vilhelm’e takdim ederken, imparator, Türk Sefiri Mahmut Muhtar Paşaya bir müjde verdi: Bulgaristan Kralı Ferdinand’ ın, kendi saflarında harbe gireceğine dair olan mektubunu tam o gün almış imiş ve bu mektup cebindeymiş!
Sayfa 211
Reklam
Türkler ise, karışıklığa, açlığa, hastalıklara rağmen, Çatal­ca hattında toparlanmak gayretinde idiler. 17 kasım 1912’de Bulgarların İstanbul’a girmek için yaptıkları taarruzları, onla­ra 10.000 kişilik kayba mal oldu ve hat sökülmedi. Nihayet 3 aralık 1912’de Bulgaristan Başkumandanlığı, Sırbistan ve Ka­radağ adına da olmak üzere, Türklere bir mütareke imzaladı.
Sayfa 169
Üzücü bir çatışma.
(Yurtta barış, cihanda barış) yahut (kimsenin bir karış toprağında gözümüz yok) gibi sefilane bir siyasî umde ile bu milletin manevî enerjisini bilerek veya bilmeyerek söndürenler, zaten mahvolmuş Almanya'ya savaş açarak Türk tarihinde asla görülmemiş bir kancıklığın zilletini tarihimize sokanlar, fakat Bulgaristan ve adalardaki Türkleri topraklarıyla birlikte kurtarmak fırsatını tarih yaratmışken en denî ve cebîn bir hareketle bundan kaçanlar hiç şüphesiz Türk birliğini tamamlamak yolunda bir adım atamazlardı. Çünkü onlar bu memlekette Moskofçuluğu için için yaşatmak, Türkçülüğü açıkça yok etmek istiyen devşirmelerdi.
Ülküler SaldırıcıdırKitabı okudu
Hazır yoğurt - Jelatin
Son yıllarda Türkiye'ye sokulan "homojenize yoğurt" kavramını halkımız, "homojen" ile karıştırıp "aslı gibi" sanıyor! Oysa kapitalizmde aldatma-kurnazlık biter mi? Kimyasal laboratuvarlarda yoğurdun başına neler geldiğini yazsam, sıkılabilirsiniz. O halde şöyle başlayayım: "Ey Müslüman! Sana yoğurt değil, domuz yediriyorlar!" Şaka yapmıyorum. Kimyasal yoğurtlara kıvam artırması ve su tutması için jelatin ekleniyor. Jelatin çoğunlukla domuz derisinden elde ediliyor. Jelatin çok ucuz da bir kimyasal malzeme olduğu için neredeyse her üretici kullanıyor. Gaziantep Tarım İl Müdürlüğü, piyasada satılan yoğurtlara jelatin katılıp katılmadığına dair yaptırdığı testlerde, 10 markanın 8'inde jelatin kullanıldığını tespit etti! Kek ve pastalarda ucuz olduğu için domuz iç yağı ithal edilip kullanılmıyor mu? Kim kimi kandırıyor? Sanırım konusu ilginizi çekti... *"farkında mısınız;salam ve sucuklarda beyaz noktalar vardır.Bunlar yağdır. Ama domuz yağı! Hidrojene edilen bu yağın ham maddesi Bulgaristan'dan gelir "Packers" adındaki bu yağ katı yağdır ve gümrük laboratuvarları gelişmiş olmadığı için yağını ayırt etmek çok zordur."*
Yeni rejim, ilk büyük bunalımını 1908 Ekim'inde yaşadı. 5 Ekim'de Bulgaristan tam bağıınsızlığmı ilan ediyor; bir gün sonra da Avusturya-Macaristan, Bosna ve Hersek'in kendi İmparatorluğuna katıldığını açıklıyordu. Ve aynı gün Girit, Yunanistan'la birleşmek ka­rarına vardığını duyuruyordu. Babıali'nin yapabileceği pek bir şey yoktu. 1878 Berlin Kongresi'ne katılanlara başvurarak durumu pro­testo etti; çünkü ilk iki karar; bu kongre sonucu imzalanan antlaşmaya aykırıydı; Girit için ise, Büyük Devletler güvence vermiş bulunuyor­lardı. Büyük Devletler cevap vermekte gecikmediler: Türkiye lehine duruma müdahale etmeyeceklerini açıkladılar. Bu saldırgan davranışlar, Osmanlı İmparatorluğu'nun her köşesinde büyük öfke ve kızgınlık uyandırdı. Basın ateş püskürüyor, iğneli sözlerle dolu makalelerin sonu gelmiyordu.
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Evveli Şam, ahiri Şam!" lanetini kırmayı düşlemek...
Füruzan'ın (Feruze Çerçi) 11 Şubat'ta aramızdan ayrılmasıyla gündem olması, Türk yazınından son zamanlarda ne kadar kopmuş olduğumu fark ettirdi. Vefatına kadar ki tüm yaşamında oluşturduğu eserler ve o karizmatik duruşuyla birlikte aldığı birçok ödülle de klasikleşen bu önemli yazara da aktüel okuma listemde yer vermeye karar verdim.
Balkan Yolcusu
Balkan YolcusuFüruzan · Yapı Kredi Yayınları · 2018104 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.