Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bu gibi işler beni hiç üzmez:çünkü sana ait işlerdir. Bu can sıkıcı kırtasiyeciliğin bizi birleştirmek için olduğunu düşündükçe can sıkıntısı falan kalmıyor. Sana ait olan her şey gibi bu da güzel geliyor.
Sebep hep can sıkıntısıydı baylar, hep can sıkıntısı; atalet beni eziyordu.
Reklam
En büyük mutsuzluk, burada iğrenç insanların yanında hissedilen can sıkıntısı, aralarındaki yükselme rekabeti, bir adım öne çıksınlar diye birbirlerini gözetleyip dikkat kesilmeleri; gizlemeye hiç gerek duyulmayan çok acınacak, çok alçakça tutkular.
Yalnız hepsinin yüzünde garip bir can sıkıntısı ifadesi vardı. "Bu memlekette yüzü gülen, bahtiyar insan yok mu?"
Herhalde mutluluk dedikleri bu olsa gerek: Biraz güvenlik, biraz can sıkıntısı.
Ah, dünyanın küçük fatihi; dünyada, dış dünyada, meslek hayatında, çalışmada, çabalamada, işte, asıl orada binecek tepene can sıkıntısı, boşluk ve yalnızlık.
Reklam
"Okumak, düşünmek demek. Bilen, konuşur. Kitaplarla dost olan yalnızlık çekmez ve can sıkıntısı nedir bilmez."
Sayfa 105Kitabı okudu
“Bak” dedim ve ona şu hikâyeyi anlattım: “Bir inek düşün; ne dünün anlamı var onun için ne de yarının. Sabahtan akşama kadar yiyor, içiyor, sindiriyor, dinleniyor, ertesi gün yine aynı şeyleri yapıyor. O ana bağlı olarak yaşıyor. Ne hüzün var, ne merak, ne kaygı, ne de can sıkıntısı. Sorsan ineğe, desen ki, ‘Niye bana mutluluğundan söz etmiyorsun da öylece bakıp duruyorsun?’, sana der ki: ‘Ne söyleyeceğimi hep unutuyorum.’ Sonra bu cevabı da unutur ve sessizliğe gömülür.”
Gönlüme dedim ki, haydi bakalım biraz neşelenelim, zevkin tadına varalım. Ve gördüm ki, o da boş. Ama aklı hep başındadır. Sonra gönlümden dedim ki, budalanın başına gelen benim de başıma geldi, öyleyse neden budaladan daha akıllıyım? Sonra gönlümden dedim ki, bu da boş. Bu nedenle hayattan nefret ettim, çünkü güneş altında yapılan her iş bana üzüntü veriyor, çünkü hepsi boş can sıkıntısı.
Bu aralar içinde bulunup bir türlü açıklayamadığım durum
"İnsanoğlu acayip bir yaratık; yeni yaşamımın orta yerinde, isteklerim henüz gerçekleşmişken bazen ne tuhafsa öyle oluyordu ki, geçici, hafif, sanki tüller gerisinden duyumsanan bir özlem üzerime çullanıyor, yalnızlık, hatta can sıkıntısı ve boşluk içinde geçirilen günleri aramaya başlıyordum."
Reklam
Hiçbir şey istemiyorum. Hiçbir şey bana cazip görünmüyor. Günden güne keskinleştiğimi hissediyorum ve bundan memnunum. Belki bir müddet sonra can sıkıntısı bile hissedemeyecek kadar büyük bir gevşekliğe düşeceğim.
"İkinci sınıf insanın şaşmaz işareti nedir bilir misiniz? Başkasının başarısı karşısında bozulmasıdır. Sıradan tipler, birinin çalışması kendilerininkini aşacak diye titreyip durur. Tepeye varınca yaşayacakları o yalnızlığı hiç bilmezler. Kendine denk birine duyulan özlemi anlamazlar; saygı duyulacak bir zekâya, hayran olunacak bir başarıya özlemi. Kendi sıçan deliklerinden dişlerini gösterirler insana. Parlaklığınızla onları silikleştirmekten hoşlandığınızı zannederler. Oysa siz, onlar arasında bir yetenek görmek için hayatınızın bir yılını feda etmeye razısınızdır. Başarıyı kıskanırlar, rüyalarında gördükleri büyüklük de aslında başka herkesi geride bırakmak ve o insanların da bunu kabul etmesidir. Bu rüyanın zaten sıradanlığın işareti olduğunu çünkü başarılı insanların öyle bir dünyaya dayanamayacağını anlayamazlar. O insanın kendini, hep kendinden eksik kişiler arasında bulunca ne hissettiğini bilmezler... Nefret mi? Yo, nefret değil. Can sıkıntısı. Saygı duymadığınız insanlardan gelen övgü ve hayranlığın ne değeri var? Hiç hayranlık duyabileceğiniz birine özlem duydunuz mu? Yukarıdan aşağı değil, aşağıdan yukarı bakacağınız bir şeye?"
Çoğu insan iki yönlüdür: bir taraftan görevleri ve alışkanlıklarıyla yaşamak onları rahatlatırken, öte yandan can sıkıntısı içinde olduklarından başka yerlerden gelme gibi görünen egzotik çekiciliklere kapılmak için hazırdırlar. Belki karşı koymaya çabalarlar ya da kuşkuya kapılırlar ama egzotik zevkler dayanıl­mazdır. Onları kendi dünyanıza ne kadar çekerseniz, o kadar zayıf düşeceklerdir.
Kendisinden çok az şey beklenen insan sıkılır. Baş edebileceğinden fazlası istenirse de kaygılanır. Akış, can sıkıntısı ve kaygı arasındaki o hassas bölgede oluşur.
Can Sıkıntısı - Kendine Zaman Ayırma
“İnsan, tam da modern zamanlarda, havadisler, hiçbir şey söylemeyen laflar, fuzuli gelgeç izlenimler tarafından tıka basa doldurulmamak, hatta bir çöp tenekesine çevrilmemek için, boşluğun terbiye edici etkisine ihtiyaç duymuyor mu?”
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.