640 syf.
10/10 puan verdi
"Mart ayı, dert ayı" derler ya...Bizler Sevgili 
Ebru Ince 'in düzenlemiş olduğu etkinlik sayesinde bu sözü, "Mart ayı, Aziz Nesin ayı" na evirmiş bulunuyoruz. Dertse dert, hüzünse hüzün, mizahsa mizah, yergiyse yergi, edebiyatsa edebiyat...Hepsi en sağlamından, temeline kadar!
Ne mutlu ki, bu ay, platformda sağımız, solumuz,
Acaba tutukluluk ve cezaevi, dünyayı daraltmak mıydı?
Acaba bu adamlar, bu tutuklular ne yaparlardı, günleri nasıl geçerdi? Yeme içme yeri, hareket etme, uyuma, kımıldama yeri şimdi her zamankinden daha dar olmalıydı. Acaba insanın
düşüncesinde de bir daralma oluyor muydu? Düşüncenin sınırları da cezaevinin sınırları gibi daha dar kalıplara mı giriyordu?
Sayfa 115 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Cezaevi günleri…!!
“Hapisliğimin on ikinci yılındayım
üç aydan beri de
canlı cenaze halindeydim…
ihtiyar bir kadın gelip durdu kapıda
annem
ana oğul cenazeyi kaldırdık
ben ayaklarından tuttum o başucundan…”
Şiirin tamamını okumadı Celile. Oğluna , kendisini asla böyle görmek istemediğini söyledi. Yılmanın, yıkılmanın, pes etmenin onun bildiği Nazım’a yakışmayacağını düşünüyordu.
Sayfa 393 - Destek yayınlarıKitabı okudu
Cinnet Mustatili, Üstadın cezaevi anıları en sevdiğim anı kitaplarından biri
Biz, Said Bilgiç Beyle birlikte N. F. Kısakürek'in Cinnet Müstatilini okuyoruz ve onun ağladığı yerlerde biz de ağlıyoruz. Necip Fazıl Beyi, ıstıraplarını, kalem gücünü bir defa daha idrak ediyoruz.
Mamak Askeri Cezaevi... Doğru Allah'tan başka kimsemiz yok...
Ama Mamak, Mamak'tı ve ben orayı hiç mi hiç sevmemiştim. İnşallah, beni bir daha oraya götürmezler, diye Allah'a yalvarıyordum. Zaten, benim ve bizim ondan başka kimimiz vardı?
