Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Çok düşündüm. Duvar yükselirken, pencere dibine bir Borges, kapı yanına bir Vallejo, onun üstüne Kafka ve yanına Kant ile Hemingway’in Silahlara Veda'sının ciltli bir baskısı; her zaman hacimli kitaplar yazan Cortázar ve Vargas Llosa, Valle-Inclán ile Aristoteles. Camus ile Morosoli ve çimento harcıyla Marlow’a ölümcül bir şekilde bağlanmış olan Shakespeare yerleştirilirken oralarda yürüyor olmalıydı; hepsi bir duvarı yükseltmeye, bir gölge yaratmaya yazgılıydı. ‘Sıcak olacak, ha? Değil mi?’ diye bağırırdı duvarcı, onu neşelendirmek, sanki o harem içine kendisi de düşmüş gibi şüphesiz sertleşmiş olan yüzündeki keskin kederi dağıtmak için. Çünkü yüzüne artık kimsenin kapağını açmayacağı, arzuyla bakmayacağı ve hayran bakışların karşısında, ‘Doğrusu hepsini okumadım. Yıllardır bana eşlik ediyorlar. Bakın, burada bayılacağınızı düşündüğüm bir şey var,’ diyemeyeceği kitapların yalnızlığı istiflenmiş olacaktı. Fakat, ‘Hâlâ benim arkadaşım onlar. Kışın üzerimi Örtüyor, yazın gölge yaratıyorlar. Beni rüzgârlardan koruyorlar. Kitaplar benim evim,’ diyebilirdi. Her ne kadar sonuç tatsız da olsa ve kitaplarla kurulan böylesi narin bir ilişki onu uzak ve izbe bir kumsala sürüklese bile kimse karşı çıkamazdı bu cümleye. Bir hafta içinde duvarcı, Carlos Brauer’in eserini kireçle kaplayıp şekil vererek sayfa sayfa, cilt cilt, baskı baskı ördü evin duvarlarını Rocha’nın kumları üzerine. Başka bir eserin içinde yok olan bir eserdi bu. Sadece hapsolan değil, çimento ile yok edilen...
Sayfa 66 - Jaguar Kitap
Bu fikir, çık aklımdan ;)
Peki, kitaplarla ne yaptı dersiniz? Oralı bir duvara bulup, şu boşta gezen ve tahtayı çimentoymuşçasına kullanabilen, hasır çatıyı yahut bir pencereyi telle tutturan, parmak kalınlığında çiviler çakan, taş yontan ve yaptıkları işin sonucu asla öngörülemeyen yahut belli olmayanlardan birini tuttu. Para aldığı sürece şu hiçbir şey sormayıp istenilen her şeyi, herhangi bir şekilde yapan adamlar var ya, onlardan biri işte. Ne de olsa orada kendileri oturmayacak, öyle değil mi? Carlos, Rocha'ı duvarcıdan pencere çerçevelerinin ve kapının kirişlerini kuma çakmasını ve taştan bir baca yapmasını talep etti. Kerpiç evin bir kenarına bakan baca yapıldığında, pencerelerle kapıların temeli oluşturulduğunda ondan çimento bir zemin döşemesini ve bu çimentonun üzerine, inanın söylerken bile tüylerim ürperiyor, kitaplarını tuğla tuğla örmesini istedi.
Sayfa 64 - Jaguar Kitap
Reklam
...Yer sallanıyor. Üç dakikadan kısa bir sürede binlerce ev ve bina aşağı iniyor. Bu korku anının dünyanın en büyük ve en kırılgan şehrinde ne kadar ölü bıraktığı bilinmiyor, asla da bilinmeyecek. Başlangıçta, enkaz kaldırma çalışmaları başladığında, Meksika hükümeti sayıyı beş bin olarak ilan etti. Sonra sustu. Çıkarlan ilk cesetler, bütün bir beysbol sahasını halı gibi kapladı. Eski yapılar depreme dayandı, ama yeni binalar sanki temelleri yokmuş gibi devrildi, 'çünkü çoğunun yoktu' ya da sadece planda, kağıt üstünde vardı. Yıllar geçti, sorumlular hala cezasız: Büyük kumdan kaleler diken ve satan müteahhitler, şehrin en batak bölgesinde gökdelenlere izin veren memurlar, yük ve çimento hesaplarını katilce yalan yanlış bildiren mühendisler, göz yumarak zenginleşen müfettişler. Enkazlar artık yok, yıkıntıların üzerinde yeni binalar yükseliyor, kent büyümeye devam ediyor.
Sayfa 177
Orta Anadolu'nun seksen evlik köylerinden Ç. Köyü'nun erkekleri o yıl da çalışmak için çeşitli iş bölgelerine dağıldılar: Sekizi onu Kayseri Dokuma Fabrikası'na gitti, dördü beşi Sivas Çimento Fabrikası ve Cer Atölyesi'ne, içlerinden üçü de Çukurova'nın yolunu tuttu.
Everest YayınlarıKitabı okudu
Sabah akademi akşam inşaat işleri:)?
Alarm sesi olarak Ronnie COLEMAN'ı düşünüyorum... Onun sesine tahrik olurum bak! Boşuna çimento kokusu çekmedik.🤣🤣
"Kritik teknolojileri üreten Türkiye'yi inşa ediyoruz" 🔹Ticari araç üretiminde Avrupa lideriyiz. 🔹Askeri insansız hava aracı üretiminde, dünya lideriyiz. 🔹Beyaz eşya üretiminde Avrupa'da lideriz, dünyada ikinciyiz. 🔹Güneş paneli üretiminde Avrupa'da lideriz, dünyada dördüncüyüz. 🔹Çimento ve demir-çelik üretiminde Avrupa birincisiyiz. 🔹2002 yılında 36 milyar dolar seviyelerinde ihracata sahipken; son 12 ayda 257 milyar dolarlık rekor bir ihracata eriştik.
Reklam
Hayat
İnsan nereye gittiğini bilirse yanmaktan korkmaz
Sayfa 52
İnsan nereye giitiğini iyi bilirse, gözünden, ayağından kuşkusu yoksa, yanmaktan korkmaz.
Bir değirmendi hayat, her şeyi; insanları kaderlerini, alışkanlıklarını, aşkları, her şeyi öğütüyor, dağıtıyordu.
Geçti çığlıklarla 15:45 katarı. Beton villalar. Beton villalar. Süt gibiydi deniz. Güneşte kaybetmiş rengini. Asfalt yolun üzerinde plaja gidiyorlar. Kocaman sarı çiçekler gibi kımıldanıyor geniş şapkaların hasırlan. Beton villalar. Geçti çığlıklarla 15:45 katarı. Adalar göründü karşıdan. Denizin dibiyle ilgisiz. Gemiler gibi. Suyun yüzündeler. Ta Pendik'e kadar. Beton villalar. Çimento fabrikası Kartal'ın toz içinde kederli ve kalın. Ve sahilde maskelenmiş petrol tankları.
Sayfa 2 - Cem yayınevi II
Reklam
Reform, üstüne çimento püskürtülmüş ahşap bir bina gibi, binayı kurtarmak için bir payanda demektir. Sen İslâm'da olmayanı, İslâm'a mı hediye ederek onu kurtaracaksın? Şu kalb dikme ameliyatı var ya hani?.. Nasıl vücudun dehâsı onu reddetmişse, kusmuşsa, İslâm kendisine eklenecek her şeyi gaseyan eder, atar!
Ben öldükten sonra üzerimde otlar bitsin, çiçekler açsın. Taş kapatır, çimento kapatır, hiç kimse istifade edemez. Benim toprağım da millete hizmet etsin. Orada biten otlardan koyun yesin süt olsun, kuzu yesin et olsun, arı götürsün bal olsun. Benim, taşın altında yatmakla bir istifadem yok. Bunun için üstümü kapatmayın. ÂŞIK VEYSEL
Sayfa 7 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Bekçi, yirmi iki yaşın kuvvetli arzusuyla kadını tekrar çekti. Onu hızlanan yağmurun altından, çimento ambarının bitişiğin­deki boş alııra çekerken, "Heye," dedi, "olsun... Peresi var da aç itin..."
“Bu dünyada, değiştirilebilen ve değiştirilemeyen bazı şeyler var. Ve geçen zaman geri döndürülemez. Bugüne kadar geldiysek, geriye dönemeyiz. Öyle değil mi?” Kafamı salladım. “Belli bir süre geçtikten sonra, işler sertleşiyor. Kovanın içindeki çimento gibi. Ve artık geri dönemeyiz. Demek istediğin, senin içinde büyüdüğün çimento artık sertleşti, bu nedenle şu anki sen, başka biri olamazsın.”
Doğan Kitap
Vecdi Çiçek Açtı
Gerçekten ölmüş Vecdi Kartal. Bizimkiler doblonun arkasına yükleyip de getirdiler tabutu. Şimdi burada tabuttan uzun uzun bahsedeceğim, ama bırakayım tabut konuşsun çünkü tabut, karşıdan bakınca konuşuyor, o derece güzel: "Almanya'dan geldim ama dilinizi biliyorum çünkü Muğlalıyım. Maunum, kulplarım pirinç, içim dışım vernikli. Muğla'da üretildim, Almanya'ya ihraç edildim. Tek kullanımlık tabutum ben, öyle diğerleri gibi içine yatır-göm, yatır-göm bir durumum yok yani. Transfer tabutu diyor Almanlar bize. İşte başka memleketlere mevta gönderirken kullanıyorlar. E boş tabutu geri göndermek de tabut parası kadar olacağından, tabut gittiği yerde kalıyor, artık sonumuz ne olur bilinmez. Ben şahsen hep bir Norveçli falan taşırım diye hayal etmiștim. Nedense o insanlara karşı ayrı bir ilgim var. Fakat gele gele Vecdi geldi. Bizde derler hep, taşıdığın insanın günahına göre ağırlık çöker üstüne. Yemin ederim Vecdi gavur ölüsü gibi oturdu içime. Anladım bunun ne mal olduğunu da, işte taşımam diyemiyorsun. Kimin omuzlarında taşındığın da önemli tabii. Vecdi' yi almaya gelenlerde gram keder yoktu. Çimento çuvalı gibi attilar beni de Vecdiyi de doblonun arkasına. Dedim başlangıcımız böyleyse, sonumuz hayır olsun inşallah. "
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.