This is a man's world
(Bu bir erkeğin dünyası)
This is a man's world
(Bu bir erkeğin dünyası)
But it would be nothing
(Ama hiçbir şey olmazdı)
Nothing
(Hiçbir şey olmazdı)
"Kopan bir ipe sımsıkı bir düğüm atarsanız ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür; ama ipe her dokunuşunuzda canınızı acıtan nokta da orasıdır "
ÇİN ATASÖZÜ
“Doğuda açlık varmış”
—Biraz havyar alır mısınız?
“Hayvanlar ölüyormuş yemsizlikten”
—Istakozu beğendiniz mi?
“Yakmak için tezek bulamayan”
—Hanımefendi, ne kadar güzelsiniz
“Açlık ve cehalet bütün hızıyla”
—Garson! Bir viski daha
“Yoksulluktan çocuğunu terk eden bir anne”
—Monşer, ne demiş şair? “Güzel sev, iç bade”
“Emekli, dul ve yetim aylıkları”
—On bin lira banko
“Açıkta kalan öğrencilerin”
—Bu dansı bana lütfeder misiniz?
“Ekonomik krizin sebepleri”
—Restinizi görüyorum
“Bir imam, 10 yaşında bir kız çocuğunun”
—Ayol, yapma görecekler
“Bir an önce kalkınmak için”
—Çin! Çin
“Hükümetten beklediği ulusun”
—Yeni yılınız kutlu olsun!
Jack London , ile önce başlamak isterim.#90566644 kitabını kesinlikle daha çok beğendim.Bunu belirtmem lazım.Daha kalıcı olacak Beyaz Diş bende. London, Dünya Ticari dergi romanının öncüsü ve zengin olabilen ilk yazarlardan biridir.Kitaptaki Martin Eden karakterine bu yönden çok benzer.Zaten otobiyografi bir romandır
Merhaba, ücretsiz bir şekilde ulaşabileceğiniz online kütüphaneler, arşivler ve sertifikalı eğitimler paylaşıyorum. Siz de paylaşarak daha çok kişinin ulaşmasını sağlayabilirsiniz.
1-Tübitak'ın tüm yayın ve dergilerinin arşivi: services.tubitak.gov.tr/edergi/edergi.htm
2-Milli kütüphane arşivindeki tüm taş plaklara ses dosyası olarak
İNTİKAM ALMAK BİREYSELDİR, CEZALANDIRMAK TANRI'NIN İŞİDİR!
Nike'ın ünlü sloganı ''JUST DO IT'' bir idam mahkumunun son sözü imiş. Sadece yap!
Tarih : 15 Mart 1832, 186 yıl önce!
Yer : Dijon / FRANSA
St Petersburg evimiz, Dostoyevski babamız !!
Şu zamana dek, okurken sanırım en çok gülümsediğim Dostoyevski kitabı Kumarbaz oldu.Hani o kitabı 25 günde yazmak zorunda olduğu falan bence hikaye , bir oturuşta bile yazardı bence bu kitabı Dostoyevski. Çünkü ben Aleksey lvanoviç'in hikayesini değil Dostoyevski'nin hikayesini okuduğuma bahse girerim.O nasıl bir tutkudur, kendimi Vegas'ta bir oyun salonuna atma isteğiyle doldum taştım desem yalan olmaz :D
Dostoyevski bu kitapta ,içten içe, hatta ağzımıza vura vura şöyle demiş ; Bak işte senin iraden bu kadar, sen busun, daha ötesi değil! Senin binlerce aptal kaygın, binlerce zaafın, o şatafatın içinde sakladığın binlerce masken , topluluklara uyma kaygın , sürekli birilerinin senin hakkında ne düşündüğü tasaların var! Sen busun, sen insansın varlıkların en üstünü olduğunu düşünüp esasında en aşağılığı, en defolusu, o süper ego dağlarının arkasına sinmiş en cansız varlıksın. Sen busun!
Bir Çin atasözünde şöyle der;
''Dünyada iki kusursuz insan vardır, biri ölmüştür, biri de doğmamıştır. ''
Hepimiz kusurlardan, kaygılardan , süper egolardan, megalomanlıklardan , zaaflardan, bunun gibi bir sürü defodan oluşuyoruz. Gün içinde binlerce maske değiştirip, binlerce role bürünüyoruz ne için.. Hiç..Toplum gözünde daha iyi yerlere koymuyor bizi bu sayede. Chuck Palahniuk abimin çok sevdiğim bir sözüyle bitirmek istiyorum;
''Güzel ve emsalsiz bir kar tanesi değilsin,herkes gibi sen de o çürüyen organik maddeden yapılmasın! ''
Kafayı sağlam tutalım arkadaşlar ,size bir sır hepimiz ölüciyzz :} Bu kadar tantanaya ne gerek var. Gününüz güzel olsun :)
youtube.com/watch?v=W9jZs-V...
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202368,5bin okunma
Kitabı okurken binlerce yıl öncesine, bozkırda atların koşturduğu, çadırların kurulduğu, kılıçların çekildiği günlere gittim hatta içinde kayboldum. İslam'la henüz tanışmamış olmasına rağmen Türk töresinin insana ne kadar değer verdiğini, Töre karşısında kağanların bile boynunun kıldan ince olduğunu gördüm. At üstünde koşturdum, ava çıktım, yoksulluğu, kıtlığı gördüm. Evdeşi ve çocukları için mücadele eden erleri gördüm. Elinde kopuzuyla Türkü söyleyen ozanları dinledim. O eşsiz şehri Ötüken'i ve Türk yurdunu gezdim. Kürşad'ı, Onbaşı Pars'ı, İşbara Han'ı, Yamtar'ı Tonyukuk'u, Ay Hatun'u gördüm. Çin üzerine sefere çıktım. Esir düştüm. Yaralandım. Yılmadım, yıkılmadım. Güreş tuttum. Ok attım, kılıç savurdum. Birde ölümlü dünyada ölümsüz sevdaları gördüm...
Bu ülkede yaşayan, ülkesini seven, her görüşten, her gencin rahatlıkla okuyabileceği şahane bir tarihi roman. Diğer eselerini okumamakla birlikte bu ölümsüz eseri bizlere bıraktığı için Hüseyin Nihal Atsız'a şükranı bir borç bilirim, saygılarımla...
Aztek hükümdarı Montezumanın dört bin cariyesi varmış,Çin imparatoru Feitinin ise on bine yakın ve Hint imparatoru Udayamanın on altı bin... Dawkins yıllar önce ortaya gen bencildir diye bir teori atmıştı.Yani Dawkinse göre her canlı genlerini elinden geldiği kadar çoğaltmak ister.Ama söz konusu olan şey eşeyli üreme olunca hangi tarafın daha
İlkokul 2. Sınıf..
Okulların açıldığı ilk gün..
Elimde siyah bir poşette kıyafetlerim, üzerimde mavi önlüğüm, yanımda babam..
Yeni okuluma gidiyoruz birlikte..
Henüz hiçbir şeyin farkında değilim.
Okula geldiğimizde yavaş yavaş sıra olmaya başlamışlar benim gibi bi sürü mavi önlüklü..
Babamı o kalabalıkta son kez görüyorum, hemen beni sıraya