Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hımmmm… Bakseeennn
Rezonans Kanunu, her zaman "evet" der. İnançlarını her zaman doğru çıkarır. Sana karşı gelmez. Mesela, hayatının önemsiz olduğuna ve hiçbir anlam taşımadığına mı inanıyorsun, bu inan­ cın, onaylanacaktır.
Evlerde büyümeler, alıp başını gitmeler olacak Kızıp duracaksın üstüne başına konan toza Televizyondaki işe Usanmak, hızını eksiltmek dendi mi Cin ifrit kesileceksin birden
Reklam
Cennet ile cinnet aynı kökten gelir, Mecnun da, can da, canan da, cin de, cenin de… Aşk bu kelimelerin hepsinin hizasındadır.
Gerçek, karşılaşılan, yapılan ya da tasarlanan, düşünülen veya düşlenen bir şey diye tanımlanamaz ;gerçek o an olan bir şeydir...
Sel yayınları
ALTINCI BAB: İns ü Cin
Yine de sormak lâzım Kavuşmak Denir mi Hep bir arada bulunmaya? Bir arada bulunmanın töresi, yasası var İnsanlar bir arada. Neden iki insan yok? Nerede Yin? Nerede Yang? The two and the one?
Sayfa 122 - Şule Yay. 3. Baskı, Ocak 2020
Yaptığı iyilikler kendi çıkarlarına hizmet eden ve çıkarları da kendisi olan cin gibi, iş bilir bir politikacıydı. Bu tip tüm insanlığa özgüdür. Dünya'da rastladım ona. Hain'de de, Ollul'da da. Cehennem'de de rastlarım sanıyorum.
Sayfa 129 - Ayrıntı Yayınları, 2022 BaskısıKitabı okudu
Reklam
Şüphe tek geçim kaynağı artık. Önyargı bir beslenme biçimi. Linç ya da ötekileştirme ise alın yazısı.Benim özel bir yerde durmama gerek yok ;pusulanın her yönünde bu yapı kurulu. Her yönde endişe var...
Sel yayınları
Loyola'nın da savunduğu üzere Konfüçyüs, Çin'de kendilerine özgü bazı hareketler yüksek otoritenin simgesi olduğu için, insanların davranışları üzerinde de önemli ve etkili olduğunu söyler..
Sanayi Devrimi neredeyse her ülkeyi etkileyen bir kritik dönemeç yarattı. İngiltere gibi bazı ülkeler ticarete, sanayileşmeye ve girişimciliğe yalnızca izin vermekle kalmadılar ayrıca bunları etkin bir biçimde teşvik ettiler ve hızla büyüdüler. Osmanlı İmparatorluğu, Çin ve diğer pek çok mutlakıyetçi rejim ise sanayileşmenin yaygınlaşmasını engelledikleri ya da en azından teşvik etmedikleri için geri kaldılar. Siyasal ve ekonomik kurumlar bir kez daha mevcut kurumlar ile (kurumlar ve ekonomik sonuçlardaki farklılaşmaya yol açan) kritik dönemeçler arasındaki bildik etkileşim kalıbını üreterek teknolojik yeniliklere verilen karşılığı şekillendirdiler.
Sayfa 333Kitabı okudu
İnsanlık uzun zamandır Çin ordusuna benziyordu; hepsi birbirinin aynı, hepsi aynı bokun soyu. Köpek daha iyiydi bu bakımdan.
Sayfa 124 - İletişimKitabı okuyor
Reklam
Afrodizyak etkili parfüm sıkmış olabilirler :)
" Ben avlu kapısında nöbet bekliyordum . Ortalıkta çıt bile yoktu Bir ara dalmışım, bir kadının sesiyle ayıktım.Sana yemek getirdim , dedi kadın. Tepeden tırnağa ak libaslar içindeydi.Şu yukarı kayalıklardan ,şu aşağıdaki alandan yandan yönden hiç ses çıkarmadan ak libaslar giyinmiş kadınlar geliyorlardı.Sonra ne olduğunu anlayamadım.Gözümü açtığımda kollarımın , ağzımın bağlı olduğunu anladım. Öteki nöbetçiler de yanımda yatıyorlardı, avlunun ortasında, taşların üstünde. Ayağa kalktım , odaya koştum , İnce Memed yoktu .Dağa yukarı baktım, binlerce ak libaslı kadın doruğa yukarı ağır ağır çekilip gidiyorlardı . Arkalarından koştum , bir kaç el de ateş ettim , bir baktım ortada kimsecikler yok .Cin miydi, peri miydi, insan mıydı bu kadınlar,artık onun orasını ben bilemem , Allah bilir . " " Çiçeklideresinin canavar kadınlarıydı .Hani o İnce Memede ağıt yakan kadınlar.Onlar ne cin, ne peri , ne feriştahtı , düpedüz insandı. " Öteki nöbetçiler de aşağı yukarı buna benzer şeyler söylediler.Yalnız , onlara göre kadınlar çırılçıplaktılar, hepsinin de memeleri dimdik, sert ve sivriydi.Bunlar da onları yakalamak için arkalarından koşmuşlar, yetişmişler , kadınlardan tuhaf , bayıltıcı bir koku esince kendilerinden geçmişlerdi .
Sayfa 597 - YKYKitabı okudu
Japonya, tarihte Kore'yle ve Çin ile yakın kültürel Bağlar kurmuş olmasına karşın 19 yüzyıla kadar dünyanın geriye kalanından neredeyse tecrit olmuş bir ada ülkesiydi
Çin'de afyon kaçakçılığı; Japonya da silah ticareti; Afrika'da köle ticareti: Daha sonra alçalmış ve şiddete yönelmiş olmakla suçlanan bu halkların çöküşünde Avrupa devletlerinin sorumlulukları aransa ve bir bilanço çıkarmak gerekse, Avrupanın suçlarının yığıldığı kefe kaçınılmaz bir biçimde çok daha ağır basar.
Sanki dünyada olup bitenin dışında bir sis perdesi içinde yaşıyor Çin Halk Cumhuriyeti. Bu kalkın­ma hızıyla gelecek yüzyılın en zengin ülkesi olacağı söyleni­yor. Komünist, yani mevcut dünya sisteminin düşmanlığı­nı ilan ettiği bir rejime ve dünyanın en büyük ordusuna sa­hipler. Vatandaşlarını esir kamplarında köle gibi çalıştıra­rak ucuza mal ettikleri mallarla, oyuncak sektörü gibi dal­larda, dünya piyasasını ele geçiriyorlar. Tek çocuklu olma­ya mahkûm ettikleri ailelerin işe yaramaz diye doğar doğ­maz kız çocuklarını öldürmelerini sessizce onaylıyorlar. Bi­siklet çalıyor, karşı devrim düşünceleri yayıyor, hurafelere inanıyor gibi gerekçelerle her yıl 2000’den çok kişi ense kö­küne sıkılan kurşunla devlet tarafından öldürülüp işe yara­yan organları da Güneydoğu Asyalı zenginlerin hasta gövde­lerine nakledilmek üzere ihraç ediliyor. Hem fütursuzca sü­rekli temel insan haklarını çiğniyorlar, hem de ticarette rekabet unsurunu ihlal ediyorlar. Nükleer silahları var ve dur­madan yenilerini geliştiriyorlar. Ve dünya sessiz kalıyor. Ha­ber ajansları, devlet liderleri, şirketler, aydınlar - dünyanın dört bir köşesinde olup bitene hababam tepki gösterenler, sanki Çin’in var olmadığı bir uyurgezer dünyasında dolaşı­yorlar. Ve bu olası baş düşmanın dünyanın çeşitli yerlerine serpiştirilmiş lokantalarında yemek yiyip muhabbet ediyorlar.
Sayfa 204 - İletişimKitabı okudu
Türk Tarihine Yönelim
Batı İlim aleminde her zaman ilgiyle takip edilen şarkiyat araştırmaları, coğrafi keşiflerin yapılması, ilim ve teknikte ilerleme neticesinde 18. yüzyıldan itibaren büyük bir hız kazanmıştır. Yeni bulunan yerler, Uzak Doğu, Hindistan, Orta Doğu milletleri üzerine araştırmalar sürerken dikkatler Orta Asya Türk tarihine çekilmeye başlamıştır. Çin yıllıklarındaki bigiler bu hususta başı çekerken, eski Grek ve Latin kaynakları, daha sonra Arapça ve Farsça eserler bunları takip ediyordu. Şarkiyatçılar büyük bir hızla bunları invelemeye koyulmuşlardı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.