Arkadaşların ricası üzerine bir inceleme yapmaya çalışacağız...
Bana kitabı hediye eden çok değerli arkadaşım, kardeşim olan
Melek yeter 'e sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Şöyle bir not da yazmış: " Sozdar Bey'e hediyemdir
Melek Yeter"
Kitabı Melek ile beraber birçok insan övmüştü bana. Yani anlamadım çok
Fantastik edebiyatla karıştırılmaması gereken Büyülü Gerçekçilik akımının yanı sıra Kolombiya'nın da kutsal kitabı mertebesine erişmiş muhteşem ötesi bir roman Yüzyıllık Yalnızlık.
Nedir Büyülü Gerçekçilik? Gerçekdışı bir olayın oldukça sıradan ve normal şekilde aktarılmasıdır. Ne karakterler ne de okur yaratılan dünya içinde bu gerçekdışı olayı
İstatistikleri severim ben siteye ilk girdiğimde de gözüme ilk çarpan https://1000kitap.com/yazarlar?s=en-cok-okunanlar listesi oldu. O zaman en çok okunan yazar Elif Şafak'tı, 2 yıldır da listenin başında Sabahattin Ali vardı ve sonunda beklenen oldu ve geçen hafta Stefan Zweig en çok okunan yazarlar listesinde ilk sıraya oturdu, uzun süre
Yola Düşen Gölgeler yaklaşık üç yıllık bir aradan sonra piyasaya çıkan romanım oldu.
Bu üç yıl benim açımdan hayatımın en berbat, en sıkıntılı dönemiydi. Üstelik geleceğin ondan iyi olacağına dair ümitli değilim. Pek çok sorunla, acıyla ve olumsuz durumla, hayal bile edemeyeceğim şeylerle karşılaştım. Ancak şunu söyleyebilirim ki, eğer bu üç yıl
Bu inceleme yedi bölümden oluşuyor. Dilerseniz istediğiniz bölümü ya da bölümleri bağımsız olarak okuyabilirsiniz:
Bölümler:
1- Homeros kimdi?
2- İlyada destanı
3- Troya savaşının Öncesi
4- İlyada’nın özeti
5- Akhilleus
Bu kitabı niye okursun?
Sayfaları çevirdikçe insana bakarsın, insanların arasında dolaşır, yüreklerinin ortasından geçersin. Özellikle de kendi coğrafyandakilerin...
Seni anlatır, her gün muhatap olmak zorunda olduklarını anlatır. Baş ucunda durur, zaman zaman rastgele bir sayfa açıp okuyasın gelir.
Kimdir bunları yazan?
Ankara Hukuk’tan
Kitaba hakaret etmemek için kendime hakim olmam gereken bir inceleme olacak.
İlk önce konusundan sonra da görüşlerimden oluşacak spoilersız bölümüm. Sonra spoilerlı bölümde konuşacağım.
SPOİLERSIZ BÖLÜM:
Kitabımızın konusu:
Baş karakterimiz Alina ve onun arkadaşı/sevgilisi Malyen Karanlıklar Efendisi'nden uzak bir hayat süremeye çalışırlar.
Adam Fawer diyince herkesin aklına gelen kitap net
Olasılıksız kitabıdır sanırım. 15 sene öncesinde herkesin okuduğu bir kitap söyleyin deseler, ilk bu kitap söylenirdi diye düşünüyorum. Bi 15 sene önce şu andakinden çok çok daha popülerdi Fawer. En azından ülkemizde öyleydi. Bundan eminim. İlk romanında en iyi gerilim ödülü, 18 dile çevrilme başarısı, çok
Klasik zamanlarından tutun da modern ve günümüz post-modern anlatılarına kadar, ne çok kılıklara sokulmuştur roman. Ne türü olursa olsun yazarının aktarmayı hedeflediği bir gerçekliği vardır hep. Bir roman yazarı gerçekliğe nasıl yaklaşmalı, nasıl aktarmalı?
İlk elden, ne kadar objektif olmaya çalışırsa çalışsın, kullandığı dil daha mükemmel,
Çocuğunuz;
– Varsın, bir çivi bile çakamasın…ama, dersleri iyi olsun.
– Varsın, omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın…ama, matematiği düzgün olsun.
– Varsın, evin çalan telefonuna cevap veremesin…ama, notları yüksek olsun.
– Varsın, eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın…ama, fen lisesine gitmiş olsun.
– Varsın, ağlayan bir çocuk
İnsancıklar isimli ilk romanını bitiren Dostoyevski, 4 Mayıs 1845 tarihli mektubunda ağabeyine şunları yazıyordu: “Eğer ilk roman oturursa, kafamda edebiyat dünyasındaki yerimi sağlamlaştıracak birçok yeni düşünce var.”
İşte bu düşüncelerden birinin de, Öteki adlı romanından bahsediyordu.
O zamanın ünlü eleştirmeni Belinski; Dostoyevski nin
Beni bekleyen son karşısında dehşete kapılmıştım. Hatta o sonun dehşetinin o an içinde bulunduğum durumdan çok daha berbat bir şey olduğunu da biliyor, ama gene de o sonu sabırla bekleyemiyordum.