Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sen hep mutsuz olmayı seçiyorsun,yapma!
Sabahları herkesin bir seçeneği vardır. Sadece sabahları da değil, her an mutsuz veya mutlu olmak için bir seçenek vardır. Sen hep mutsuz olmayı seçiyorsun, çünkü bu bir yatırım. Sen hep mutsuz olmayı seçiyorsun, çünkü bu bir huy, bir alışkanlık haline gelmiş; hep böyle yaptın. Bu konuda verimli hale geldin; bu bir yola dönüştü. Beynin bir seçim yapmak zorunda kaldığı an hemen mutsuzluğa doğru yöneliyor...
Butik YayınlarıKitabı okudu
Büyülü Seçim Hayvanlar Birliğinde muntazam seçim yapılır ancak seçimlerin muntazam olduğu konusu su götürmez bir gerçek değildir. Bazı seçimlerde oyları, suların alıp uzaklara, uzak denizlere doğru götürdüğü iddia edilir. Bilge Baykuş Huhucan'a göre, sonucu her ne olursa olsun, seçim yine de iyi bir şeydir; ancak iki tür seçim olduğunu da unutmamak gerekir. Seçimler, seçenlerin seçimi ve seçilenlerin seçimi olmak üzere ikiye ayrılır. Seçenlerin seçimi, seçenlere hizmet eder; seçilenlerin seçimi ise, seçilenlerin yönlendirmesiyle ortaya çıkan, seçilenlerin düşüncelerini seçenlere ifade ettiren seçimlerdir.
Reklam
"Cedric'i hatırlayın. Gün gelir de doğru olanla kolay olan arasında seçim yapmanız gerekirse eğer, iyi kalpli, yardımsever ve cesur bir çocuğa, sırf Lord Voldemort'un yoluna çıktığı için neler olduğunu hatırlayın. Cedric Diggory'yi hatırlayın."
Devlet büyüklerimiz ve siyasetçilerimiz;
[...] devlet harcamaları ile hayattaki iyi şeyler arasında seçim yapma yönünde doğru bir anlayışı asla edinemediler.
Sayfa 60 - Scala YayıncılıkKitabı okudu
Doğru seçim. :)
Bir kadına âşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı seçerdim..
Saygının tek yönlü olduğunu, istikametin de benden yukarı yaştakilere doğru ilerlediğini yol yakınken belletmişlerdi. Daha doğrusu, saygı bu olmasa da etrafımdaki yetişkin kişilerin saygıdan anladığı böyle bir şeydi. Saygı, nitelikten yoksundu; tamamen nicelik üzerine inşa edilmiş bir kavramdı. Daha büyük, daha yaşlı, daha uzun, daha zengin olan her şey ve herkes daha çok saygıyı hak ediyordu. Dolayısıyla bir çocuk büyüklerinden saygı beklememeli, onlara koşulsuz saygı göstermeliydi. Öfkesini bağırarak, üzüntüsünü ağlayarak, kırgınlığını yakınarak ifade etmesi şımarıklıktı. Çocuk, duygularını içine attığı kadar iyiydi. Çocuk, kendi olmadığı kadar makbuldu. Çocuk, birey olmadığı kadar sevilmeye layıktı. Zaten birbirlerine de saygı duydukları yoktu ki! Herkes herkesin hayatıyla ilgili yorum yapma hakkını kendinde görüyordu. Birisi genel kabule ters düşen bir seçim yapacak olsa topa tutulur, mahalle dedikoduyla çalkalanırdı. Birey olmaya, kendi seçimlerini yapmaya iyi gözle bakılmıyordu. Böyle bir ortamda çocuğa da saygı gösterilmemesi gayet anlaşılabilirdi.
Sayfa 28 - 29Kitabı okudu
Reklam
Seçim senin!
Çaresizlik öğrenilmiştir. Başarılı olmak da öğrenilebilir. Sende sandığından fazlası var! Gelebileceğin en iyi yerde değilsin. Yeni bir hayat için gereken, yeni bir akıldır. Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur. Rüzgarı suçlamayı bırak, yelkenleri kullanmayı öğren! Seyirci koltuğundan sıkıldıysan, sahneye çık. Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var. Her şey seninle başlar! Başkaları yapabildiyse, sen de yaparsın. Hayatta ya tozu dumana katarsın, Ya da tozu dumanı yutarsın. Seçim senin!
Şarkısı yarıda kaldı, aklı da karıda kaldı. Sebep olanların gözü kör olsun. Sebep olanların gözü kör oldu. Dünyayı bir karanlık kapladı. Fırıncılar kimseye ekmek vermedi. Şeker karaborsaya düştü. Matbaalar, ekmek karnesi basmaya başladı gizlice. Selim, kafasında on yüz bin, hayatında sadece bir aşk yaşadı. Onun da dumanı doğru çıkmadı. Baca
Sayfa 456-457-458 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İlginç olan bir yön de ortakyaşam ilişkisi kurma eğilimi gösteren kişilerin birbirlerini bulmada gösterdikleri çabukluk ve beceridir. Bu, bilinçli bir seçim yapmaksızın olağanüstü bir sezgi yoluyla, iki kişinin birbirine doğru yaklaşması biçiminde gerçekleşir. Herkes kendi benliğinin ulaştığı olgunluk derecesi­ne eşit olgunlukta birini bulur. Gerçi bazen görünürde kişiler­den biri çocuksu ve ilkel davranışlarda bulunurken diğeri sağ­ duyuyu temsil eder, ama sağduyuyu temsil eden kişi aslında kendi içindeki çocuğa yabancılaşmıştır ve onu karşısındaki insanda sever. Bir başka deyişle, aslında kendini sever. Çocuksu davranan taraf ise vaktiyle ana-babasından alamadıklarını şim­di alma çabasındadır.
Sayfa 123Kitabı okudu
" 'Kim mutlu olmak istemez ki?' Mutluluğu seçmek demek topuklarınızı üç kez birbirine vurup, mutlu ülkeye gitmeyi dilemek anlamına gelmez. Yaşam tasarımında mutluluğun sırrı, doğru seçimi yapmak değil iyi seçim yapmayı öğrenmektir. Belki sonunda istediğinizi elde edecek ve mutlu olacaksınız, belki de olmayacaksınız. 'Belki' çünkü mutlu olmak ve istediğinizi elde etmek, gelecekteki risklerle, bilinmeyenlerle yada doğru seçimleri yapmış olmanızla ilgili değildir; nasıl seçtiğinizle ve bu seçimleri bir kez yaptıktan sonra onları nasıl yaşadığınızla ilgilidir. Bütün emekleriniz kötü bir seçimle yok olabilir." -Doğruyu seçmek diye bir şey yoktur sadece iyi seçim yapmak vardır.
Reklam
"Doğru seçimi yaptığına inanıyor musun?” "Hayatta doğru bir seçim olduğuna inanmıyorum"
Drew'un sesi fısıltıya dönüşüyor. Nefes nefese. ''Beni asla bırakmayacağını söyle.'' Bakışları yumuşamış. Söz vermem için yalvaran bir ifade var gözlerinde. Tüm o arsızlığı ve aşırı öz güveninin ardında, hala içten içe Billy'i ona tercih ettiğimi sandığı günlerin korkusunu yaşıyor gibi. Sanırım bu yüzden beni ne kadar istediğini kanıtlamak için bu denli uğraşıyor. Doğru seçim yaptığımı görmemi istiyor. Yumuşak bir ifadeyle gülümseyerek doğrudan gözlerinin içine bakıyorum. ''Asla. Seni asla bırakmayacağım, Drew.'' Sözlerim kulağa yemin gibi geliyor.
Bir seçim yapacaksın, konfor alanından dışarı çıktığın zaman belirsizliğe doğru ilerleyeceksin ve bu da tehlikeli... Cesaret istiyor.Ama için biliyor ki heyecan da orada. İşte bu heyecan önemli, aksi halde bir ölüden farksızsın.
Sayfa 232Kitabı okudu
“Her konunun iki yönü vardır: Bir yönü doğru, öteki yanlıştır, ama ortası her zaman kötüdür. Yanlışa giden adam bile doğruya birazcık saygı besler, en azından seçim yapmanın sorumluluğunu kabullenmiş sayılır. Ama ortadaki adam doğruyu görmezden gelir, bu yolla, karşısında bir değerler seçiminin var olmadığı numarasına sığınır. Her savaşı sonuna kadar dışardan seyretmeye hazırdır, masumların kanının dökülmesine, suçlulara doğru karnı üzerinde sürünerek yanaşmaya razıdır, o suçluların mahkemesinde soyanın da, soyulanın da kodese gönderildiğine aldırmaz, orada anlaşmazlıkları çözmek için düşünenle budaladan yarı yolda buluşmalarının istenmesinden rahatsız olmaz. Eğer yiyecekle zehir arasında bir uzlaşma varsa, bu ne tür uzlaşma olursa olsun, sonunda kazanan ancak ölüm olacaktır. İyi ile kötü arasındaki uzlaşmadan da ancak kötü yararlı çıkar. İyinin kanını kötüyü beslemek için aktarıp tüketen o kan nakli işleminde de uzlaştırıcı, nakilde kullanılan elastik tüptür."
Sayfa 1643 - Plato Film Yayınları 2006 Çeviri: Belkıs Çorakçı Dişbudak (PDF)Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.