Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sus Olric düşünüyorum. Düşünmek ne haddinize efendimiz? Descartes düşündükçe var oluyordu Olric. Descartes düşündükçe var olur, siz düşündükçe yok olursunuz efendimiz.
Kafaya takan insanlar burdamı:)
• Senin ne bedeninde, ne zihninde hiç bir arıza yok. Seni yıldıran, karşılaştığın haller değil, o haller hakkında düşündüklerindir. O haller başına gelmeden onları olmuş gibi düşünmek akılsızlıktır. Bir Dava Adamının Notları 1
Reklam
Nitekim bu sanatın özünde ifade özgürlüğü ve ifade bütünlüğü olduğuna göre, böyle bir gelenek eksikliğinin ve böyle bir araç yoksunluğunun ya da yetersizliğinin kadın yazarların üzerinde son derece kötü bir etkisi olmuş olmalıdır. Dahası, bir kitap uç uca dizilmiş cümlelerden değil – burada belki de görsel bir imge kullanmak iyi olabilir – kemerler ve kubbeler oluşturmak üzere inşa edilen cümlelerden oluşur. Bu yapı da, çoğu kez yine kendi ihtiyaçlarından yola çıkan ve onu kendi istifadeleri için kullanan erkekler tarafından oluşturulmuştur. Destan, ya da manzum oyun yapısının kadınlar için az önce bahsini ettiğimiz hükümden daha uygun düşeceğini düşünmek için hiçbir neden yok ama onlar yazar olana kadar tüm eski yazı biçimleri katılaşmış ve kalıplaşmıştı. Sadece roman türünün onların yoğurabileceği yumuşaklıkta olmasıydı belki de kadınların roman yazmasının bir başka nedeni...
Zenginlik,bir kez genelleşti mi, ayrım tanımayacaktı. Hiç kuşku yok ki, kişisel mülk ve lüks anlamında zenginliğin eşit bir biçimde dağıtılacağı,buna karşılık iktidarın küçük bir ayrıcalıklı zümrenin elinde toplanacağı bir toplum düşünmek mümkündü. Ama böyle bir toplum uygulamada uzun süre ayakta kalamazdı. Çünkü boş vakit ve güvenlik herkesçe paylaşıldığında,yoksulluğun serseme çevirdiği geniş kitleler okuryazar olacak,kendi başına düşünmeyi öğrenecek, o zaman da hiçbir işe yaramadığını sonunda fark ettiği ayrılıcalıklı azınlığı ortadan kaldıracaktı.
Sayfa 206 - Can YayınlarıKitabı okuyor
Böyle bir yalnızlıkta seni düşünmek kadar büyük özgürlük yok.
Bu memlekette, Kürt sorunundan yoksulluğa, hemen her meselede bir görmezden gelme, yok sayma alışkanlığı vardı. Bir muhalif kişi bunlardan söz ederse, sanki sorunları o yaratmış gibi ona öfke duyulurdu. Farklı düşünmek, çok zaman düşman kabul edilmenin nedeni olurdu.
Reklam
Ardından Joy, sözlerine devam etti. “Einstein’in öğretisine göre var olan her şey enerjidir, yani etrafımızda gördüğümüz tüm fiziksel şeyler ve hatta kendi vücudumuz bile enerjiden ibarettir. Üzerinde yaşadığımız yer enerjik bir evren ve bizimle ilgili her şey enerjiden ibaret. Fakat hayatın enerjiden oluştuğunu anlamak için çok derine inmene ve fen bilimleri hakkında çok bilgi sahibi olmana gerek yok. Tek yapman gereken kendi yaşamını düşünmek. Enerjini artıran ve onu tüketen insanları düşün. Yediğinde kendini harika hissetmeni ve üzerine ağırlık çökmesini sağlayan yiyecekleri düşün. İş yerinde seni enerjik kılan ve o enerjiyi yok eden projeleri düşün. Her şey enerjiden ibaret! O, düşüncelerimizde, söylediğimiz sözlerde, dinlediğimiz müzikte ve etrafımızda olmasını istediğimiz insanlarda mevcuttur. Bana katılıyor musun, George?”
Her şey ne kadar hızlı, her şey ne çok Oturup, ince şeyler düşünmek için vakit yok En son ne zaman baktın gökyüzüne Ne zaman geldin göz göze birisiyle
Sayfa 9 - Metis Yayınları
"Kelimeler kısır döngüye giriyor resmen. Düşünmek, anlamaya çalışmak için vakit yok: Sözler dalga dalga geliyor, zırvalıktan başka bir şey değil.."
Düşünmek bir bağımlılık bir kez başlayınca durmak imkanı yok her cevap yeni sorular her soru birden fazla cevaplar ortaya çıkarıyor sormayı neden bıraktıklarını artık anlıyorum
Reklam
Bunu ben de düşündüydüm oğlum. Emme düşünmek para etmiyo. Gönülsüzlerin doktoru nasıl araman şimdi? Ne yapacan, yok işte.
Sayfa 211 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
"Hayatımızı hep bir şeyleri erteleyerek, hep 'bir gün' diyerek harcıyoruz. Ama aslında sahip olduğumuz tek şey 'şimdi'. Şu an ve burası. Bunları iyi değerlendirirsek, hayallerimize ulaşmamamız için hiçbir neden yok. Yıllar sonra bir sabah uyanıp tüm şansımızı kaybetmiş olduğumuzu, hayatımızı boşa harcadığımızı düşünmek istemeyiz, değil mi, Bay Marcelle?"
Sayfa 359
İstanbul'da düşünmek için zaman mı verirler, aman mı verirler, mekân mı verirler? Postaneler var, pastaneler, çayhaneler, meyhaneler var, tımarhaneler var. Daha hangilerini saysam; kesimhaneden gözetimhalneye kadar nice hane var da düşüncehane yok. İnsanoğlu nerede düşünecek bilmem ki? Kimi oturarak, kimi ayakta, kimi yatakta derken, cam kırıkları gibi etrafa saçılıyor düşünceler.
Düşünceleri uzaklarda, bağlantısız, sanki başkala­rına ait düşüncelerdi. Evreni yıkmak. Hiçbir şeyin önemi yok. Düşünmeye ne gerek var? Düşünmek kötüdür. Tanrı'nın hoşuna gitmez. Yaratma bir yıkma biçimidir.
En bilinen Budist öğretilerinden birine göre, biz aslında ne düşündüğümüzden ibaretizdir. Daha az bilinen bir şey de Buddha, zihnimizi temizlememiz için dört adımdan oluşan bir yol önermiştir: 1. Zihninde yerleşmiş sağlıksız düşünceleri atmak 2. Sağlıksız düşünceleri ortaya çıktığı andan itibaren yok etmeye çalışmak 3. Sağlıklı düşünceleri beslemek için ortaya çıktığı an­ dan itibaren günlük alışkanlık haline getirmek 4. Henüz ortaya çıkmamış sağlıklı düşünceleri beslemek
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.