Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
_Binbir Gece Masalları'nı anlatan, Şehrazat’tır. _Eski zamanlarda Hint ve Çin diyarlarında hüküm süren Şehriyar ve Şahzaman adlı iki kardeş hükümdar, eşleri tarafından aldatılmışlar. Bu olayların etkisiyle Şehriyar, kendi ülkesinde, her gün bir kızla evlenip ertesi gün onu idam ettirir olmuş; bu yüzden vezirin güzel, bilgili ve akıllı kızı
_Evrenin sırlarını bulmak istiyorsanız; enerji, frekans ve titreşim cinsinden düşünmelisiniz. _3, 6 ve 9 sayılarının azametini bilseydiniz evrenin anahtarını elde edebilirdiniz. _Nefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi, bütün dünyayı aydınlatmaya yeterdi. _Evren enerjiyle doludur. Nesiller sonra makinelerimiz, evrendeki herhangi bir noktadan
Reklam
"Şenlik Gecesi", Aziz gününün kutlanması; "Sürgün Toprağı"nda bütün mahkûmlar; "İlk Aşk'"a cinsel keşfin harekete geçirdiği kişiler. Uzun öykülerden söz ediyorum. Kısa öykülerin en az gerçekçi olanları.
Sayfa 92 - Can ModernKitabı okudu
Korku Öyküleri Antolojisi serisi basılırsa eklenebilecek öyküler!
Yanomamo topraklarından gelen en korkunç öykülerden biri, daha on yaşındayken bir Yanomamo akıncı grubu tarafından yakalanan Brezilyalı bir kadının, Helena Valero'nun anlattığı öyküdür. Yakalanmasından kısa bir süre sonra onu yakalayan adamlar kendi aralarında dövüşmeye başladılar. Bir grup ötekini bozguna uğrattı, başlarını kayalara çarparak bütün küçük çocuklar} öldürdü, ve sağ kalan kadınları evlerine doğru yürüttüler. Helena Valero çocukluk ve gençlik yıllarının büyük bölümünü yeniden yakalanıncaya değin bir grup akıncının elinden kaçmakla, sonra yeniden kaçmakla, ormanda kendisini izleyenlerden gizlenmekle, ve tekrar yakalanıp değişik kocalara verilmekle geçirdi. Ucu zehirli oklarla iki kez yaralandı ve sonunda Orinoco Irmağı üzerindeki bir misyoner yurduna kaçmayı başarıncaya değin birkaç çocuk doğurdu.
"kitabın en can alıcı noktası "
# Yeri geldikçe ailelerle şu bilgiyi paylaşıyorum . Tarih boyunca yaşanmış bildiğim en travmatik öykülerden biri, güzel Peygamberimizin (s.a.v) öyküsü . Anne karnındayken babanın kaybı , ceninin maruz kaldığı yoğun yas ve hüzün , doğar doğmaz evden uzaklaşma, sütanneye verilmek , tam sütanneye alışmışken oradan ayrılıp evine dönmek , anneyle buluşmanın akabinde öksüz kalmak, dedenin himayesine girdikten kısa süre sonra dedeyi , amcanın yanında kalırken amcayı kaybetmek ... Bir çocuk için oldukça büyük travmatik yaşantılar olmalı ... Paranın kutsandığı bir dönemde fakir olmak , edebiyatın önemsendiği bir çağda ümmi olmak , yani toplumun dezavantajli kesiminde bulunmak da cabası . Güzel Peygamberimizin (sav) nübüvvettinden sonraki yıllarda yaşadığı kayıplar, yokluk , açlık , alay edilme , hor görülme, yurdundan kovulma gibi pek çok olay yine bir insan için taşıması zor deneyimler olsa gerek . Fakat belki de güzeller güzeli Peygamberimizi (sav) bir elmas gibi parlatan şey , bu olaylardan kabul ederek , deneyimleyerek, duygularını serbest bırakarak kazandığı deneyim ve güçte gizliydi ... ...
Hastalık, ölüm ve Kafka
"Sevgili Max, Bir ay kadar süren, zatürre olması muhtemel akciğer ateşinden sonra muhtemelen bu sefer iyileşemeyeceğim. Ve iyileşemeyeceğimi yazmak bile--yazmakta net bir güç olmasına rağmen-- onu engelleyemez. Dolayısıyla bahsettiğim olasılığa göre yazdığım her şeyle ilgili son arzum: Bütün yazılarım içerisinde kalabilecek olanlar Yargı, Kayıp (Amerika), Dönüşüm, Ceza Kolonisi, Köy Hekimi ve kısa öykülerden oluşan Açlık Sanatçısı... Ancak bunların haricinde bana ait olan her şey ...Bütün bu şeyler istisnasız yakılmalı ve sana yalvarırım mümkün olan en kısa sürede yap bunu" Franz. ...."Ne var ki Kafka yazdıklarını yok etme gücüne sahip olsa da bunu yapmaz. Belki yapmaya gönlü el vermez belki de yazdıklarına tek değer veren kişinin yazdığı mektupları anlayacağını biliyordur. Zira 'yak' demek 'koru' demektir."
Sayfa 3
Reklam
Sanat Psikolojisinin Önündeki 10 Güzergah
Sanata psikolojik açıdan bakmanın, onu psikolojinin bir araştırma konusu yapmanın, hatta sanattan beslenen bir psikoloji yaratmanın ve psikoloji bilgisine dayalı olarak sanatçılara önerilerde bulunmanın birkaç yolu bulunuyor. Bunlar, sanatın alt dallarına göre (örneğin, resim, film, tiyatro vd.) gibi, psikolojinin alt dallarına göre de (sosyal,
"Sizde farkediyormusunuz, nufus çoğalıp kakabalık arttıkçasanki her yeri garip bir ıssızlık sarıyor. Sanki etrafta kimse yokmuş gibi geliyor bana. Sanki benim aradığım, brnim özlediğim insanlar alıp başlarını gitmişler gibi geliyor bana buralardan. Sizede öyle oluyor mu? " " Evet, evet" die fırladı Gül abla, "İşte insansız toplumu yarattılar. Herşey var insan yok. Kimse yok ama herşey var. Bazen kucağımdaki bu çocukla şehrin ortasında yapayalnız kalıyorum. Yorgunluktan kollarım kopacak gibi oluyor, birisi çocuğu biraz tutsun istiyorum ama kimse yok, önümden insnalar değil YÜRÜYEN ELBİSELER GEÇİYOR sanki... " " Haklısınız Gül abla" dir elimde olmadan bağırıyorum: "Artık insanlar öylesine yanlız öylesine yaralı ki birbirlerine aşık olmak için değil, yaralarını sardırmak yada en azından pasuman yapırmak için yani. Kimin yarası önce kapanır gibi olursa o terkediyor önce bu hazin yuvayı..." *Bizim çocuk olduğumuz ama çokda keyfli olduğumuz dönemden, dönemin insanlarından bahseden kısa kısa öykülerden oluşan çok keyfli bir kitaptı. Enteresan olan kısım bizim çocuk ve neşe dolu olduğumuz günün o zamanın büyüklerinin yaşadığı iç sıkıntı ve yanlızlığı bu gün bizim yaşıyor olmamız... Hep derim DEĞİŞEN YANLIZCA TARİHTEKİ RAKAMLARDIR GERİ KALAN HERŞEY HEP AYNI.... *Keyfle okudum okumanızı tavsiye edebilirim.
En sevdiğim öykülerden biri, Yahudi-Hıristiyan geleneğinin temel dokusunun bir parçası olan Tevrat'ta yer alır. On yedi yaşındayken ağabeyleri tarafından Mısır'da köle olarak satılan Hazreti Yusuf'un öyküsüdür bu. Potifar'ın uşağı olduğu için kendi kendine acıyarak kederlenmesi, ağabeylerinin zayıflıklarına, köle tüccarlarına ve sahip olmadığı her şeye odaklanması ne kadar kolay olurdu,değil mi? Ama Yusuf proaktifti. Olabilirim'in üzerinde durdu. Kısa bir süre sonra da Potifar'ın evini idare etmeye başladı. Potifar'ın bütün malından mülkünden o sorumluydu, çünkü adam ona çok güveniyordu. Sonra günün birinde Yusuf zor durumda kaldı ve kişisel bütünlüğünden ödün vermeye yanaşmadı. Bu yüzden haksız yere on üç yıl hapiste yattı. Ama yine proaktifti. İç alanı üzerinde çalıştı."Olsaydı''lar yerine olabilirim'lerin üzerinde durdu. Çok geçmeden hapishaneyi yönetmeye başladı, ondan sonra da bütün Mısır'ı. Firavundan sonra ikincil konumdaydı.
Sayfa 102Kitabı okudu
Buraya kadar olan tarihsel araştırmamızda insanoğlunu, mitolojisini gözden geçirmek zorunda bırakan belli başlı entelektüel, tinsel ve toplumsal devrimler üzerine yoğunlaşmış bulunuyoruz. Eksene! Çağ sonrasında binyılı aşkın bir süre karşılaştırılabilir hiçbir değişim dönemi yaşanmamıştır. Tinsel ve dinsel konularda bugün hala Eksene! dönemin
Reklam
Rom nefretinin cinayeti... Böylesine bir vahşeti anlamak için adamım, çok gerilere gitmek gerekir. Sana bu öykülerden istediğin kadar anlatabilirim. Bizim Hindistan'dan geldiğimiz, bir dansçı kasttan olduğumuz, işte bunun gibi bir sürü şey anlatılır. Bütün bunlar salakça şeyler. Sana nereden geldiğimizi söyleyeyim: Bavyera'daki insan avından, Romanya'daki köle pazarlarından, Polonya'da, Nazilerin bizi basit birer kobay gibi doğradıkları temerküz kamplarından. Sana anlatacağım adamım. Savaş sırasında çok acılar çekmiş yaşlı bi Romni tanıyorum. Naziler kadını kısırlaştırdılar. Kadın hayatta kalmayı başardı. Birkaç yıl önce, Alman hükumetinin ölüm kampları kurbanlarına para verdiğini duymuş. Emeklilik hakkını elde edebilmesi için, sadece bir muayeneden geçmesi, bir bakıma çektiklerini kanıtlaması gerekiyormuş. Kadın muayeneden geçip belgeyi alabilmek için en yakın dispansere gitmiş. Orada, kapı açılınca kimi görmüş? Kampta onu ameliyat eden doktoru. Bu gerçek bir öykü adamım. Bu dediklerim Leipzig'de oluyor, bundan dört yıl önce. Kadın annemdi, bir metelik bile alamadan, kısa süre sonra öldü.
Sayfa 59 - Doğan KitapKitabı okudu
Şimdi size zamanda bir yolculuğa çıkmayı öneriyorum. İki bin yıl geriye gidelim. 30 ve 33 yılları arasında bir yerlerde Kudüs’te bulunuyoruz. Yahudi Paskalyası, Pessah haftasındayız, yani bahar mevsiminde, nisan ayının 15’i civarında. Şehir, kutsal kitabın gerektirdiği üzere günahlarını bağışlatmak için tapınağa kurban adamaya dört bir yandan
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.