Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Toplum eşit derecede güçlü bireylerden oluştuğu sürece durum basittir. Ortak yaşamın güvenliği garantilenmek isteniyorsa, her bireyin gücünü şiddet içeren kullanımlara yönlendirme amacıyla kendi kişisel özgürlüğünden ne ölçüde vazgeçebileceği, bu kurumun yasaları tarafından belirlenecektir. Fakat böylesine sükünet hali ancak teorik olarak mümkündür. Gerçekte toplum başlangıçtan itibaren eşitsiz güçlere sahip unsurlar içerdiği için erkekler ve kadınlar, büyükler ve çocuklar durum karmaşıktır ve bir süre sonra savaşlar ve fetihlerin sonucunda efendilere ve kölelere dönüşen galipleri ve mağlupları da kapsamaya başlar. Bu noktadan sonra toplumun adaleti, o toplum içinde eşitsiz ölçülerde güce sahip olanların dışavurumu haline gelir; yasalar yöneten unsurlar tarafından ve onlar için yapılır ve boyunduruk altında olanların haklarına pek yer vermez.
Eşit insanlardan eşitsiz bir toplum kurmak ile eşitsiz insanlardan eşit bir toplum kurmak arasında bir seçim yapmak zorundasınızdır. Eşitliğe az çok düşkün olanların tereddüt etmemesi gerekir: Bireyler gerçek varlıklardır, toplumsa bir kurmaca. Eşitliğin kurmaca varlıklar değil gerçek varlıklar için bir değeri vardır. Eşitsiz bir toplumda eşit insanlar olmayı öğrenmek yeter. Özgürleşmek işte bu anlama gelir.
Sayfa 131 - Metis yayınları//çeviren: Savaş KılıçKitabı okudu
Reklam
Bizim “demokratik sol” tutumumuz, olanaklarının yetersizliği, toplum düzeninin adaletsizliği yüzünden geride kalanları, ezilenleri, sömürülenleri, haklarını yeterince kullanamayanları, bu eşitsiz durumdan kurtarmayı amaçlar. Toplumda yeni eşitsizlikler, adaletsizlikler yaratmayı değil, var olan eşitsizlikleri, adaletsizlikleri gidermeyi öngörür. Haklarını kullanabilmek bakımından geride kalanları bu nedenle kayırmak, bozuk düzenin şimdiye kadar kayırdıklarıyla aralarında denge kurabilmenin gereğidir.
Bu koşullar vücut buldukça, belli bir tarihsel düşünme ve eylem modeli diğeri tarafından göreceleştirilmekte [relativiert] yada ikame edilmektedir. Marx ya da Weber'in kullandığı en geniş anlamlarıyla "sanayi toplumu" ya da "sınıflı toplum" kavramları, toplumsal olarak üretilen servetin nasıl olup da toplumsal açıdan eşitsiz ve aynı zamanda "meşru" bir şekilde bölüşülebildiği sorusu etrafında dönüyordu. Risk Toplumu Ulrich Beck
Çatışmacı Teorinin Temel Varsayımları
Çatışmacı teorinin temel varsayımları Marks'ın sınıf teorisinden gelmektedir: (54) - Bütün toplumsal sistemler, kıt ve değerli kaynaklar eşitsiz olarak dağıtırlar. - Eşitisizliklerin ve haksızlıkların sonuçları toplumda sınıflar ve çeşitli tabakalar arasında çıkar çatışması yaratır. - Bu çıkar çatışmaları, sonuçta değerli kaynakları kontrol edenler ile etmeyenler arasında çatışma doğurur. - Uzun vadede, bu çatışmalar, sosyal sistemin yeniden örgütlenmesi ile sonuçlanır. Modern endüstriyel işgücünün kapitalistler karşısında zafer kazanmasıyla, sınıfsız çatışmasız bir toplum doğacaktır. (54) Coser, Rhea, Steffan, Nock, Introduction Sociology, HBJ., 1983, s. 17.
Sayfa 50 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Karl Marks'a Göre Toplumsal Sınıf ve Çatışmalar
Marks'a göre, toplumdaki gücün, zenginliğin ve diğer sınırlı kaynakların eşitsiz dağılımı, "doğal yasaların"ın sonucunda değildir. Eşitsizliğin sebebi toplumsal güçlerdir; özellikle de bir toplumsal sınıfın diğerini sömürüsüdür. Marks'a göre toplum, "sahip olanlar" ve "sahip olmayanlar" şeklinde iki sınıfa ayrılır. Sahip olanlar (yani burjuvazi), Spencer'ın dediği gibi uygun olmasından (fittest) değil, üretim araçlarına sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. O'na göre burjuvazi, toplumda üretimi gerçekleştiren proleteryanın (sahip olmayanlar / işçi sınıfının) ürünlerini gasbetmek için her türlü aldatmaca ve şiddete başvurmaktadır (27). Marks'a göre bütün toplumlar, düşman sınıflara bölünmüşlerdir. ...Kapitalist sistemin emekçileşme ve sürekli yoksullaşma mantığı gereği, sanatkarlar, tüccarlar, küçük burjuvalar ve emekçi çiftçiler gibi ara sınıflar zamanla ortadan kalkacaktır. (27) Thomson, W.E; and Hickey, J.V.; Society in Focus, Third Edition, Longman, New York, 1999; s.19-20.
Sayfa 36 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
Reklam
Özgürlüksüz eşitlik,eşitsiz özgürlüğe kıyasla daha istikrarlı bir toplum düzeni yaratır.
İngiliz sömürgeciliğinin demokratik değerlerinin diğer sömürgecilerin­kinden daha yüksek olduğu tartışmalıdır. Yakın zamanda bazı araştır­macılar {siyasi rejimlerin küme bazlı ilişkileri üzerinden elde ettikleri) çarpıcı istatistikler yayımlayarak eski İngiliz sömürgelerinin çoğunun demokrasi ile idare edildiklerini ve İngiliz sömürgesi olmakla
_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir. _Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
Rekabet daha ziyade olumlu ve makul bir değer olarak görülüyor. Spor şampiyonları dopinge rağmen, televizyon yıldızları sahteliğe rağmen, çok uluslu firma patronları iş meselelerine rağmen imrenilen modeller olmaya devam ediyorlar. Birkaç kamuoyu araştırması, gençlerin özendiği mesleklerin araştırmacı, doktor ya da öğretmen olduğunu belirtse de para getiren mesleklerle anlam kazandıran meslekler arasındaki mücadele oldukça eşitsiz gözüküyor.
Sayfa 142 - Ayrıntı.Kitabı okudu
Reklam
Bizim insanımız dürüst, mütevazı insanı sevmez, hatta aşağılar. Çünkü nezaket, zayıflık olarak algılanıyor. Bundan dolayı da adalet, dürüstlük, güven ve samimiyet yok oluyor. Her şeye çıkar amacıyla bakan kişiler yüzünden birçok durum değersizleşiyor. Zengine yanaş, durumu iyi değilse resmi ol, engelliyse görmezden gel, taraf tut, eşitsiz davran, iyilik yapanın iyiliğini suistimal et, gücün kime yeterse ona yüklen, yanına yakışırsa sevgi göster, insanı karakter olarak tanımadan yargıla, menfaat bulamadığın kişinin yüzüne bile bakma. Durumu iyi ve bir evin kirada ise yabancılara daha çok parayla kiraya ver, kendi milletini dışarı at. Bilinçli bir şekilde çevreyi kirlet, ehliyet aldıktan sonra trafik kurallarını umursama. Ticareti, milleti dolandırmak olarak bak. Her şeye, sevgiye bile para olarak bak. O düşünmüyor, düşünse de uygulamıyor, ben neden yapayım, bana ne düşüncesinde ol. Bana bir şey olmasın da kime ne olursa olsun de. Doğuru bildiğin ve gördüğün halde yanlış yapana, karar verene ses çıkarma. vs. Toplum kendi kendisini değersizleştiriyor. Toplumsal birlik ve beraberlik çok zayıf.
Okul, toplum adına bireyleri yontar; böyle oluşan bir toplum ise, ister istemez bireylere karşı güdümcü ve eşitsiz davranır.
Sayfa 62 - Ayrıntı Yayınları, 4. Basım, 2013
“Sen beni yedek olarak yaratıp koymadın mı buraya, Ve yerleştirmedin mi benden aşağı olanları altıma? Eşitsiz olanların arasında hangi toplum Sınıflandırılabilir, hangi uyum ya da gerçek zevk? Karşılıklı olmalı bunlar, oranları açısından Hakça verilip alınmalı; oysa uyuşmazlık içinde Biri çok yoğun, ötekiyse hâlâ dağınık Uyuşamaz biri ötekiyle, tersine, bakarsın ki Tekdüzelikte benzemişler birbirine: Eşitlikten söz ediyorum ben Peşinde koştuğum türden, katılmasına uygun düşecek Bütün akılcı sevinçlerin
Sayfa 32 - Türkiye iş bankasıKitabı okudu
199 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.