Ve bitti!
Öyle bir ikilemdeyim ki şimdi...
Bir tarafım neden bu kadar geç kaldım diyor, bir tarafım nereden okudum seni!
Ben şimdi nasıl unuturum okuduklarımı ve nasıl devam ederim eskisi gibi!
Nereden başlayacağımı, nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Okurken nasıl okuyacağımı da bilemedim. Dinlene dinlene okudum eseri. Daha iyisi gelmedi elimden.
Işığın Tacı. Evet, harika bir kitapla sizlerleyim. Son zamanlarda bu kadar güzel bir kitap okumamıştım. Epik Fantastik tarzında yazılan kitabın yazarının Türk olması da göğsümü ayrı bir gururla kabartmadı değil. Çok mutlu oldum, böyle bir kitabın yazılmış olmasına ayrı, yazarın Türk olmasına ayrı, bizden birisi olmasına ayrı mutlu oldum. Kim
Serenad, Zülfi Livaneli'nin kalemimden dökülen, sadece bir hikaye degil ,aynı zamanda derinlikli bir müzik eseri gibi okunan edebi bir başyapıttır. Livaneli'nin zarif kaleminden dökülen satırlar, okuyucuyu doğunun mistik atmosferiyle batının modern yüzü arasında bir yolculuğa çıkarıyor . Roman sadece bir adamın hayatına odaklanmaz ; onun hikayesi,bir dönemin siyasi karmaşasını ,aşkın sınırsız gücünü ve müziğin insan ruhu üzerindeki derin etkisini işler. Livaneli , katakterlerini öyle bir dokunuşla işler ki , her biri kendi içinde bir hikaye,bir anlam taşır. Müzik, romanda bir özgürlük sembolü olarak karşımıza çıkar ve kahramanının dokunuşuyla hayat bulur. Aşkın, müziğin ve sanatın gücüyle bütünleşen bu hikaye, sadece.bir aşk romanı olmanın ötesine geçerek, insanın varoluşsal derinliğini sorgular. Livaneli'nin dilindeki zenginlik , okuyucuyu her satırda daha da içine çeker, Anadolu'nun toprak kokusuyla batı 'nın sanat anlayışının buluştuğu bu eser, tıpkı bir serenad gibi duygularımıza dokunur. Her bir sayfası ,bir notanın ardından gelen bir diğerinin beklentisiyle dolar, boşalır. Livaneli' nin kaleminden çıkan bu eşsiz eser ,edebiyatın sınırlarını zorlar ve okuyucuya muhteşem bir deneyim sunar.
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136,5bin okunma
“Zaten biz acı çeken ölümlüler ayaklarımızı
mutluluğun üzerine hiç tamamen basamadık.
Her seferinde acı bir keder neşemizi kaçırır.”
-Rodoslu Apollonios
1. Giriş:
Bu yazı direkt olarak bir inceleme yazısı değildir. Antik Çağ’ın önemli yapıtlarından Argonautika hakkında bir akademik makale çalışmasıdır. Ve elbette yalnızca kitap hakkında
EFSANE KİTAP ÇANKAYA!!!
Alfabemizdeki harfleri yanyana getirip oluşturduğum kelimelerden kurduğum hiçbir cümle topluluğu bu kitabın bende uyandırdığı o eşsiz ATATÜRK sevgisini, özlemini, minnetini, bir kadın olarak O'na olan teşekkürümü anlatmaya yetmez .
ATAM hakkında , milli mücadele, cumhuriyet dönemi, inkılaplar, yurdumun o yıllardaki
Dostoyevski. Çok fazla Dostoyevski. Neden bu kadar Dostoyevski'ye maruz kaldım ki? Bağımlı oldum. Ne onla ne de onsuz yapabiliyorum. Ah güzel Dostoyevski! Bir kitabını daha bitirdim. Ne yaptım ben? Birinin etkisini tüm beden ve ruhumla hissederken, diğerine başlamayacağıma dair kendi kendime söz veriyorum. Ancak bu söze ne kadar süre
"Gogol tuhaf bir yaratıktı, ama zaten deha hep tuhaftır." -Vladimir Nabokov
Gogol'ün Hayatı Hakkında Kısaca:
Rus edebiyatının en iyi yazarlarından biri olarak anılan ve bu unvanı haklı bir şekilde taşıyan
Nikolay Gogol, 1809'da Ukrayna'da doğuyor. Orta halli, geçimini toprakla uğraşarak sağlayan bir ailenin çocuğu olarak köy yaşantısı içinde
Ağıtçılık...
Kökeni Sümerlere dayanan bir gelenek. Ölenlerin, bilhassa genç ölenlerin ardından duyulan acıyı dile getirmenin en hüzünlü şekli.
Ölen kişinin gençliği, güzelliği, iyilikleri, sevdikleri, hevesleri, sevdaları ve geride bıraktıkları ilmik ilmik işlenir ağıtlara. Tefekkür ile yas ve keder, dizelere nakşedilir bir nevi..
İnsanlığın var
keyifli bir okuma süreci oldu benim için Karamazov Kardeşler, bu kitabı üçünçü okuyuşum ve aldığım aynı keyif .
Roman, iki evlilikten üç oğlunun (bir de gayrimeşru oğlunun) doğumlarını anlatan birkaç bölümle açılıyor. Oğulların ilk yıllarını da anlatan bu önemli başlangıc, Dostoyevski kendi hayatından parçalarıda okuyucuya yansıtıyor.
Kalın olmasından kaynaklı göz korkutan kitap, sürükleyici hikayeye sahip çok hızlı bir şekilde ilerliyorsunuz.
Dostoyevski’nin ölmeden dört ay evvel tamamladığı, yaklaşık 400 bin kelimelik dev romanı “Karamazov Kardeşler” Dostoyevski’nin yazarlık yaşamı boyunca değindiği temaların işlendiği, dramatik olaylarla bezenmiş bir düşünce romanı olmakla beraber evini terk ederken yanına aldığı tek kitaptır. Eğer ömrü el verseydi eminim devamı gelirdi çünkü asıl hikaye kitabın başında anlattığı gibi en küçük oğlunun ölümü üzerine kurgulanmıştı.
Dostoyevski’nin kendi yaşamıyla pek çok paralellik taşıyan bu roman, hem bir aile dramı, hem bir cinayet romanı, hem de eşsiz bir felsefi metin olarak nitelendirilebilir olup felsefe sevenlerinde okuması gereken bir dünya klasiğidir.
Dostoyevski’nin, en son ve en iyi yapıtlarından biri olan Karamazov Kardeşler’de, 4 kardeşin, yaşlı bir toprak sahibi babası Fyodor Pavlovoviç Karamazov arasında yaşanan anlaşmazlıklardan usta bir dille bahsedilirken roman “Kahramanların olağanüstü bir yoğunlukta yaşadıkları umutsuzluk, acı, tutku ve çılgınlık anları, arayışlarının insani zayıflıkları, derin psikolojik çözümlemelerle de yer veriyor.
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,6bin okunma
Tarlaya, bağa ya da bahçeye giderken aracımîn bagajına mutlaka pazar torbası koyuyorum, biliyorum ki mevsimine göre toprak esirgemeden vericek mahsullerini.
Bu kitaba başlayacak isek hazırliğımızı yapmalıyız, bu kitaptan toplanacak hakikatlar var.
Kitabın ismi felsefeyi çağrıştırıp, okuyucu korkutuyor gibi görünüyor olabilir fakat içeriği eşsiz bir kurguya sahip.
Bizleri ilk sayfada sarıp sarmalayan konu, son sayfaya dek bırakmıyor. Hayatım bu denli yoğun olmasa bu kitap için sabahlar ve bitirmek isterdim, elimden bırakmak istemediğim bir kitaptı. Kitabı okuyamadığım saatlerde ve anlarda huzursuzluk yaşadım.
Sevgili Yalom az sayıda karakterle, küçük bir mekan çerçevesinde harika bir anlatım becerisi sunuyor okuyucuya. Kitap, isimlerini duyduğumuz, bilime ve felsefeye büyük katkılar sağlamış isimlerin hayal dunyamızda samimi bir etki yaratmasına yol açıyor.
Tekrar tekrar okumak isteyeceğimiz bu enfes kitap için Yalom’a teşekkürler.
Dipnot: Lütfen filmini izlemeyin!
Tek kelimeyle hayal kırıklığı, bırakın karakterler hayalgucunuzde varolsun.
Aleksandr Sergeyevic Griboyedov, 1795 yılında Moskova’da dünyaya gelmiş, önemli bir Rus şairi, oyun yazarı ve diplomattır. Dostu ve adaşı Aleksandr Sergeyevic Puşkin ile aynı dönemde yaşamıştır.
Kendisi de Puşkin ve diğer ünlü Rus yazar Lermantov gibi ne yazıkki trajik bir şekilde öldürülmüştür. Puşkin ve Lermantov bir düello sonucu
Güney ve Orta İtalya’da yaşayan ve ölümüne kadar devam eden sürgünü sırasında, dünyanın en bilinen ve okunan eserlerinden biri olan “Divina Commedia”yı (İlahi Komedya) yazan meşhur İtalyan şairi Dante Alighieri (1265-1321) hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim. 🔎
1- Dante, “İlahi Komedya” adlı eşsiz eserinin yanında çok sayıda eser vermiş,
KURŞUN SIKSAN DAHA AZ CANIMI YAKARDIN TOPRAK ANA!!!
Romanın baş karakteri olan Tolgonay ile upuzun bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Tolgonay'ın çocukluğundan tutun büyük anne oluncaya kadarki süreci kapsıyor..
Kitap, yaşlı Tolgonay'ın küçüklüğünden beri kendi ekip biçtiği toprağıyla dertleşmesinden oluşuyor...
Temel geçim kaynağı toprak ve tarım olan, tüketicilikten çok üretici konumunda yer alan işçi sınıfının, savaşa kurban gitmesini muhteşem bir olay örgüsüyle anlatıyor...
Savaşın kendisini değil, daha çok savaşın doğurduğu yıkıcı sonuçlara odaklanan bu kitabı okuduğunuzda, açlığı,umutsuzluğu,çaresizliği sadece hissetmekle kalmıyorsunuz, aynı zamanda evlatsız ve eşsiz kalan tüm kadınların çığlıklarını duyuyorsunuz... Heleki kitabın son sayfalarında nefesinizi kesmeye başlıyor, hıçkıra hıçkıra ağlama isteği duyuyorsunuz.. "Bir insanın başına daha kötü ne gelebilir ?" diye düşünmeye başlıyorsunuz.. Bu kitabı okurken annelik duygusunu ilklerinize kadar hissediyorsunuz..
Ayrıca romanın bir kadının gözünden anlatılması olaya daha duygusal bakmamızı sağlıyor..
Savaşa çağrılan erkeklerin geride bıraktığı onca kadının bilek gücüne de değinmiş bizim Toprak Ana!!
Ben kitabı okurken kitabın olay örgüsünü Yu Hua'nın Yaşamak adlı kitabına biraz benzettim.. Gözlerde yaş, boğazda kocaman bir yumruk bırakan bu kitabı hala okumayanlar varsa, çok şey kaybetmişler diyebilirim..
Şimdiden okumak isteyen herkese keyifli
okumalar dilerim..:)
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202261,4bin okunma
“Öpüp başıma koyduğum bir kitaptır”, demiş Zülfü Livaneli
İnce Memed 1 için.
Benim için de okuyup kalbimin orta yerine koyduğum bir eser oldu. Yüreğine sağlık,
Yaşar Kemal
Öncelikle beni etkileyen tarafı, bu eşsiz eserin 32 yıllık bir zaman diliminde yazılmış olmasıydı. Anladım ki, özgün eserler vermek için, belli bir birikim ve zaman gerekir..
Diğer