Büyük işler de, küçük işler gibi, her gün eklenen bir taşla örülür; ölüm de, her gün örseleniveren bir taş kıyıcığıyla gün gün ardına, gece gece ardına dokunur, ölümün büyüğü de küçüğü de.
"Bir şeye benzediği yoktu kitabın. Yazarın iyi cümle kurma kabiliyeti ve bir miktar sağdan soldan duydukları bilgileri sentezledikleri bir kitaptı sadece" yazardan bir öz eleştiri mi gizlenmiş sayfalar arasına acaba :)
Günümüzde insanlar benliklerini sinsice kuşatan sağduyudan ölüyor; aslında asla pişman olunmaması gereken tek şeyin hataları olduğunu anladıklarındaysa iş işten geçmiş oluyor.
İnsan bir şeyde iyilik görmeye çalışırsa mutlaka görülecek fenalıkları görmezden gelerek gözleri hep iyilikleri göreceği gibi, şayet bir şeyde fenalık bulmaya çalışacak olursa o şeydeki iyiliklerin hiçbirisini göremez.
Vatanımızı bizden çaldınız. Çözüm, Dalia, çok zor. Bir ağaç dikersin, eğer yaşamasına uygun bir yer değilse büyümez. Biz milyonlarca insanın geleceğinden bahsediyoruz.
Şeytanda bir şey hariç bütün insani özellikler mevcuttur. Şeytan aşkı bilmez. Aşk şeytana verilmemiştir. Aşk Ademoğullarına verilmiştir. Şeytanın insanı kıskandığı çekemediği aşksızlığındandır...
Aslında mikropları da insanlar gibi düşünebilirsiniz. Etrafınızda sizi hasta eden insan tiplerinin olması, size iyi gelen ve daha iyi hissetmenizi sağlayan insanların olmayacağı anlamına gelmez. Yani, sizi hasta eden bakterilerin olduğuna inanıyorsanız niye sizi iyileştirecek bakteriler olduğuna inanmayasınız ki!