Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Felsefe dediğimiz o geniş ve hoşgörülü açıya götüren üç yol vardır: Biri, insanları deneyim yoluyla yaşamda incelemektir; ikincisi, bilim aracılığıyla nesneleri uzayda incelemektir; üçüncüsü de, tarih aracılığıyla, olayları zaman içinde incelemektir.
Sayfa 112 - Cem Yayınevi / 1. Bası, İstanbul, Eylül 1994Kitabı okuyor
552 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Oyunun içinde oyunlar
"Hepimize iyi şanslar!" Bu kitap hakkındaki incelememi geleneksel bir Fremen selamıyla başlatıyorum. Frank Herbert'in bilim kurgu romanları çok geniş bir zaman dilimini ve birçok karakteri kapsar. Romanın temaları felsefe, din, psikoloji, siyaset, çeşitli teknolojiler, astronomi, genetik ve daha fazlasını içerir. Yani, yazar bu
Dune Çocukları
Dune ÇocuklarıFrank Herbert · İthaki Yayınları · 20214,089 okunma
Reklam
Bilim
Istırapların birbirine karıştığı ve silindiği bu dünyada, sadece Formül hüküm sürer.
Sayfa 88 - Metis Yayınları | 12.Baskı 2023Kitabı okuyor
92 syf.
9/10 puan verdi
·
28 saatte okudu
Nereden çıktı bu ahlak?
Nasıl oluyor da ahlak diye bir kavram çıkıyor ve hayatımıza karışıyor? Biraz düşündüm de ya böyle bir şey olmuyorsa yani ahlak sadece bir illüzyonsa, bu mümkün olabilir mi? Olmaz öyle şey derseniz şunu sorayım: Madem ahlak gerçekten var diyorsunuz o zaman kaynağı ne? Dinler mi, kültür mü, yoksa evrim mi... Kafanızı yeterince açtığımı
Ahlak Felsefe ve Allah
Ahlak Felsefe ve AllahCaner Taslaman · İstanbul · 2014367 okunma
Thales Neden İlk Filozoftur?
O, "sudan toprak olur" demiş olsaydı, bir bilim varsayımı (hipotezi ) hem de yanlış ama çürütülmesi güç bir varsayım ortaya atmış olurdu. Fakat Thales, bilimden öteye gitmiştir, O, bu birlik tasarısının su varsayımı ile tasvirinde, zamanın fizik görüşlerinin, aşağı tabakasını aşmamış, onun sadece üzerinden atlamıştır. Suyun, daha doğrusu nemli olanın varlığı ve değişmeleri üzerine Thales'in yapmış olduğu deneylik (ampirik) türden zayıf ve düzensiz gözlemler böyle pek büyük bir genellemeye yol açmaktan, hatta onu akla getirmekten pek uzaktı; Thales'i buna götüren, menşei mistik bir sezgide olup, gittikçe daha iyi anlatılmış yeni denemeler "dahil", bütün felsefelerde rastlanan metafizik bir inanç sözünde: "herşey birdir" sözünün içindedir.
Sayfa 16 - Kabalcı Yayınevi (çev. Nusret Hızır)Kitabı okudu
İslam insana Özgürlüğü sunar... Kabul etmeyende ne bilim... Ayette ""belhum adal" denilen kim ki? Biz biliyoz da sen araştır
Reklam
Bebeklerde adalet duygusu
Bir deneyde, bir kukla iki kuklayla top oynayacak ve diğer bir kukla topu alıp kaçacak şekilde bir senaryo bebeklere seyrettirildi. Bu mızıkçı kukla bebeklerin önüne getirilince, bebeklerin “adaleti uygulama”ya kalkışıp mızıkçı kuklayı cezalandırdıkları, örneğin kuklanın kafasına elleriyle vurdukları durumlar gözlemlenmiştir.
insan ancak düşündüğü, iliklerine değin varlığını ürperten düşünsel girişimini başlattığı anda bu yokluktan çekip çıkarabilecektir varlığını; huzurun değil de huzursuzluğun ardına düşünce gerçek bir tarihsel serüven; din, felsefe, bilim ve sanatın kendisinden fışkırdığı bir ışıma dönemi başlayacaktır.
Felsefi kavramların "izm"ler nezdinde göreliliği üzerine
Felsefe kavramları nötr ve masum değildir. Onlar ancak belli felsefi anlayışlar, görüşler, tavırlar ve nihayet yüzyıllar içerisinde geleneğini bulmuş “izm”ler açısından tanımlanabilirler. Gerçi yeni bir anlayış, görüş, tavır pekâlâ ortaya konabilir, fakat bir anlayış, görüş ve tavırdan bağımsız kavramlar ortaya konamaz. Başka bir deyişle, felsefe kavramlarının felsefe anlayışlarından, felsefi görüşler ve tavırlardan vb. bağımsız tanımları yoktur. Dolayısıyla bu kavramları tanımlarken veya kullanırken, hangi anlayış, görüş, tavır, “izm” vb. açısından tanımlanıp kullanıldıklarını belirtmek gerekir. “Ben bu kavramı bağlı olduğum şu anlayış, benimsediğim şu görüş vb. doğrultusunda tanımlıyorum; başka anlayışlar aynı kavramı kendi doğrultularında başka şekilde tanımlar veya tanımlayabilirler” demeyen bir felsefeci, yapmış olduğu tanımın özellikle felsefeyle doğrudan ilişkili olmayanlar gözünde biricik geçerli tanım olarak görülmesine yol açabilir ki bu, felsefe etiği açısından kınanması gereken, dürüstlük ve düşünce namusuyla bağdaştırılamayacak bir durumdur.
Insanoğlunun hakikat arayışı tarih boyunca şu üç referansla gerçekleşmiştir: inanç, düşünce ve tabiat. Asırlar boyunca bu üçünden üretilen bilgi de üç bilim alanını ortaya çıkarmıştır: din, bilim ve felsefe.
Reklam
Mizahını çok sevdim Seneca :))
Özgür sanat çalışmalarından söz ediyorum: Filozoflar ne kadar gereksiz, işe yaramaz konularla uğraşırlar! Onlar da heceleri ölçüp biçmeye, bağlaçların, ilgeçlerin özelliklerini belirlemeye kadar vardırırlar işi; dil bilginlerini kıskanacak, geometricilere haset edecek kadar küçülürler. Bu sanatlarda gereksiz ne varsa hepsini felsefe sanatına geçirmişlerdir. Sonuç şu olmuştur: Titizlikle konuşmayı bilirler de, iyi yaşamayı bilmezler. Kılı kırk yaran bir titizliğin ne kötülükler yaptığını, gerçeğe ne kadar düşman olduğunu dinle bak şimdi: Protagoras, "Her konuda eşit olarak lehte aleyhte tartışılabilir, şu konuda özellikle: Acaba her konuda lehte ve aleyhte bir tartışma yapılabilir mi?" Nausiphanes, "Var olduğu sanılan şeylerin var olmaması olasılığı, var olmalarından daha az olası değildir," demiş. Parmenides de, "Gözlerle algılanan hiçbir şey evrene ait değildir," demiş. Elealı Zenon büsbütün her türlü sıkıntıdan kurtarır insanı: "Hiçbir şey var değildir." Pyrrhocuların, Megaralı, Eretrialı filozofların, Akademialıların düşünceleri budur aşağı yukarı, hepsi de yeni bir bilim geliştirmişlerdir: Hiçbir şey bilmemenin bilimi!
Sayfa 337 - Jaguar YayınlarıKitabı okudu
Bir nesil önce hiçbir kadının değinmeye bile cesaret edemeyeceği her türlü konuda yazılmış pek çok kitap var... Aralarında şiirler, oyunlar ve eleştiriler, tarihçeler ve biyografiler, gezi kitapları, ilim ve araştırma kitapları görebiliyorum. Hatta birkaç tane felsefe kitabıyla, bilim ve ekonomi üzerine olanlar da gözüme ilişti.
Yasacı, açıklamacı ve prognostik (önceden bilmeci) görünümüyle bilim, insanın doğa ve toplum üzerinde teknik uygulamalar yoluyla tasarrufta bulunma ve doğaya hâkim olma yanında toplumu akılcı ilkelere göre düzenleme ve denetleme imkânını sınırsızca genişletir. Bununla birlikte bilim (Comte’un Pozitif Felsefe Dersleri’nden sonra geliştirdiği görüşler doğrultusunda) bu tasarruf, düzenleme ve denetleme imkânını kendinden hareketle kullanamaz. Bilime yol gösterecek olan bir kılavuz, bir “anlamlar ve değerler sistemi” gereklidir. Böyle bir sistem, yaşama pratiği göz önünde tutularak geliştirilmiş, tanrısız bir “pozitif din” olarak ortaya konmalıdır.
216 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
@ithakiyayinlari Bilimkurgu Klasikleri arasında yerini alan Kadınlar Ülkesi, ortak noktaları bilim olan Terry(coğrafya ve meteoroloji ilgi alanları), Jeff(şair, botanikçi, doktor) ve Vandyck (sosyolog)isimli üç yakın arkadaşın bu ülkeye yaptığı ziyareti konu alıyor. Yaşadıkları toplumdan epey farklı olan bu ülkeyi daha yakından araştırmak isteyen üçlünün kadınlar ve kız çocuklarından oluşan bir topluma dair çeşitli düşünceleri var. Ancak çok merak ettikleri bu ülkeye ulaştıklarında onları hayallerinin ötesinde bir medeniyet bekliyor. Devlet yönetimi, eğitim, inanç ve yaşam biçimi üzerine tanıklık ettikleri gelişmeler karşısında şaşkına dönen Amerikalı üç arkadaş, alıştıkları düzenle Kadınlar ülkesini karşılaştırıyor. Öğrenmeye ve gelişmeye açık olan kadın toplumu ise ülkelerine gelen beklemedik misafirleri vasıtasıyla farklı medeniyetleri tanımaya ve anlamaya çalışıyor. Yeni bilginin hızla yayıldığı bu ülkenin insanlarının kökenleri ve soylarını nasıl devam ettirdiklerini merak ediyor olabilirsiniz. Muazzam bir kurgudan beslenen Kadınlar Ülkesi'ni okurken merak ettiğiniz bu konuların yanında anne - çocuk ilişkisi, çocuğun eğitimi, kadınların dine yaklaşımı, imar faaliyetleri ve geçim kaynakları daha pek çok alanda kabul ettikleri anlayışları keşfedebilirsiniz. Yer yer toplumsal cinsiyet rollerini sorgulayan Kadınlar Ülkesi'ni sevebileceğinizi düşünüyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Kadınlar Ülkesi
Kadınlar ÜlkesiCharlotte Perkins Gilman · İthaki Yayınları · 201812bin okunma
Felsefe tarihinde felsefenin kendisiyle her zaman en yakın ve sı­kı ilişkiler içinde bulunmuş olduğu temel insani entelektüel etkinlik alanlarından biri bilim ise diğeri hiç şüphesiz din olmuştur. Hatta ge­rek Doğu İslam, gerekse Batı Hristiyan tüm Ortaçağ felsefesini felse­feyle din arası ilişkiler probleminin bir tarihi olarak okumak veya an­latmak mümkündür. Öte yandan felsefeyle din arasında onların yapı­larından ileri gelen bazı çok önemli yakınlıklar, hatta bir amaç birli­ğinden söz etmemiz de mümkündür. Çünkü felsefe, ünlü bir Amerika­lı filozofun söylemiş olduğu gibi bir cephesiyle; "Normal olarak dinin her zaman pratik ve duygusal olarak yaptığı şeyi, yani insan hayatını insanın içinde bulunduğu evrenle belli ölçüde doyurucu ve anlamlı bir ilişkiye sokma ve insani işlerin yü­rütülmesinde birazcık bilgelik sağlama çabasını entelektüel planda gerçekleştirme girişimidir.”
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.