Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayır, Kant'ı değil, en küçük bir felsefe kitabını bile elime almadım. Fakat bütün vaktimi şiire, edebiyata adadım. Demek ki hassas ve derin bir ruh benim gibi uzun seneler böyle edebiyat sayesinde şiir ve hülyayla beslenir de sonra bu kadar adi bir muhite düşerse tabii ve zoraki bir şekilde uyuşmazlık ortaya çıkıyor. Ve bu uyuşmazlık kadar ruhu harap eden başka bir şey olamaz. Dünyada muhitine yabancı olmak kadar katlanılmaz bir felaket yoktur sanırım.
Moby Dick Şiirsel Destan
Moby Dick başlı başına bir senfoni; dil ve düşüncenin her olanağı: düşlem, tasvir, felsefe, doğa bilim tarihi, dram, aksak ritim, kafiyesiz şiir, imgeler ve simgeler seferber olmuşlar, ana temayı sürdürüyor ve işliyorlar.
Sayfa 708 - Yapı Kredi Yayınları Kazım Taşkent Klasik Yapıtlar DizisiKitabı okudu
Reklam
Ben-vücuttan bahseder...
& Evet, bu ben ve ben'in çelişki karışıklığı, kendi varlığından söz eder, çok samimice, her şeyin ölçüsü ve kıymetidir, bu yaratan, isteyen, kıymetlendiren ''ben''. Ve bu en namuslu varlık, ben-vücuttan bahseder ve şiir yazdığı, hülyalara kapıldığı ve kırık kanatlarla titrediğinde bile vücudu ister. &
Sayfa 40 - @sayyayinlarıKitabı okudu
Yerin altında büyük, güvenli yerler yapılmalı ve alabildiğimiz kadar kitabı oralara taşımalıyız, roman ya da şiir süprüntülerini değil, felsefe ve bilim kitaplarını.
Şiir
Şiir, milletlerin çocukluk dilidir. Olgunlaşan medeniyetlerin ifadesi ise nesirdir. En güç ve en kamil ifade vasıtası nesir... Şiir, imkânlarını el yordamıyla arayan düşüncedir.
Sayfa 54 - İstanbul: Ketebe, 2018.Kitabı okuyor
Çünkü biliyorum: sabrın mesafesine sızıyor susku; Beklenen fırtına, beklenen bora ve ne gelmezse akla Deniyor bir taşın sabrını, çocuğun uslu sevincini de. Sinsi tarihh, aklıevvel felsefe, şımarık geometri Canına okuyor şiirin, yalnızca aşk onarıyor onu Onarıyor ve coğrafyanın her yanı yara bere içinde Yazının ruhu mu olurmuş diyor mahkeme katibi Bu yüzden eskiyor hayat, merhamet yetim kalıyor Bir tek susku kalıyor, diller de ölüyor birer birer Ölen her dil yalnızlığı oluyor bu dünyanın
Reklam
E.A.: Kötülüğü kurcalamazsan zaten hiçbir şey yapamazsın. Ne resim yapabilirsin, ne düşünebilirsin, ne felsefe... A.S.: Kötülüğün içine ‘girmek’ lâzım, tabii, iyice ‘girmek’... E.A.: “Felsefe yapmak için ölmek gerekir” der Platon. A.S.: Belki umudu kurmak için de oraya girmek lâzım, o karanlığa... O karanlıkla ilişkiye... E.A.: Başka nereden kurabilirsin? A.S.: Bu yüzden Rimbaud’nun şiirinde de, kendi şiirlerinizde de, bir çeşit umut var diyorsunuz, bir yerde... ...Şiirin kendi başarısı da... Yani yüzüncü sefer bir sonuç çıktığında, ve artık “bu bitti” denildiğinde, son haline geldiğinde şiir... o da bir çeşit umut yaratıyor mu? Şiir, en karanlık şiir de olabilir. E.A.: Şiire göre değişebilir bu. A.S.: Bir çeşit coşku yaratıyordur tabii... sevinç yaratıyor... yani “bitti” diyorsunuz. E.A.: Sevinç yaratıyor. Oradan anlıyorsun. Kımıldadığını anlıyorsun. Bir şey kımıldarsa o bitmiş demektir.
Sokrates! Şiir yaz ve sanatla ilgilen!
Sayfa 47
SANATIN İşlevinin ifade etmek olduğu ve sanatsal ifade edişin bilmeye bağlı olduğu genellikle bir dogma olarak kabul edilir. Sanatçı söyler: bir ressam, hatta bir müzisyen olsa bile. Söze dökülemez olanı anlatır o. Sanat eseri, gündelik algıyı sürdürmekle birlikte, onun ötesine geçer. Metafizik sezgiyle çakışan sanat eseri, genel algının sıradanlaştırdığı ya da gözden kaçırdığı şeyi indirgenemez özünde kavrar. Bir şiir ya da resim, gündelik dilin geçerliliğini yitirdiği yerde konuşur. Bu sebeple gerçeklikten daha gerçek olan eser, kendini mutlak olanın bilgisi olarak kuran sanatsal imgelemin itibarının delilidir.
Gerçeklik ve Gölgesi / KindleKitabı okuyor
Harika!
Başka deyişle bu felsefenin kozmogonileri, daha önceki mitlerin bir ye­niden ele alınması ve devam ettirilmesinden başka bir şey değildir. Bu dönemde kendini gösteren doğa filozofunun kendisi de daha önceki dönemde varolan kahin-şair-peygamber tipinin devamından başka bir şey değildir.Bu bağlamda olmak üzere Cornford Yunan entelektüel tarihi­nin başlangıçlarında ortaya çıkan ve kişiliklerinde aynı zamanda esin­lenmiş peygamber, şair, müzisyen, kahin, sihirbaz çizgilerini birleşti­ren, benzerine çağımızda Kuzey Asya topluluklarında rastlanan bir tür insanın, daha sonra şair, kahin ve bilge olarak üç ayrı insan tipine ay­rıştığını, filozofun işte bu üçüncü tipi temsil ettiğini söylemektedir. Bu üç tip arasındaki ilişkilerin Yunan entelektüel tarihi boyunca bazen uz­laşma, daha çoğu zaman ise bir çatışma şeklinde cereyan ettiğini dü­şünmektedir. Bu bağlamda olmak üzere şairin geçmiş, kahinin gelecek, filozofun ise zaman-dışı olanı konu alması bakımından aralarında bir işbölümünden bahsedilmesi mümkün olmakla birlikte, onların zaman zaman birbirlerinin alanlarına girmiş ve problemleriyle ilgilenmiş ol­dukları da ortaya çıkmaktadır. Bu arada filozof zaman-dışı, ezeli-ebe­di, ölümsüz gerçeği aramak, onunla tanrısal esinlenmeye, vahye daya­nan bir yolla ilişki kurmak ve düşüncelerini de şiir, aforizma, mitos olarak dile getirmek özelliklerini kazanmıştır
Reklam
"Felsefe," dedi "onu kavrayan kişiye, Değil sadece bir yerde, Gösterir tabiatın seyri nasıl takip etmekte İlahi Aklı ve İlahi Sanatı; Eğer dikkatlice çalışırsan Physica'nı, Anlayacaksın ki, çok da çevirmeden sayfaları, Hocasından öğrenmeye çalışan talebe gibi, Sanat takip eder doğayı bundandır ki, Felsefe sanatı Tanrı'nın semeresi.
Varoluş sancıları herkeste varolmuş
XIX İLKGENÇLİK İlkgençlik yıllarımda sürekli düşünmekten, hayal etmekten hoşlandığım şeylerin neler olduğunu söylesem, sanırım kimse inanmaz bana. Çünkü bunlar ne yaşıma ne de toplumsal durumuma uygun şeylerdi. Ama kanımca insanın toplumsal konumuyla ahlaki konumu arasındaki birbirini tutmazlık, gerçekliğin en şaşmaz belirtisidir. Kendi içime
Deli orospu çocuğunun teki olduğunu hep sö ylerim..Yahudi hergelenin tekisin, ama bunu bilmiyorsun... Söyle bakalım, orospu çocuğu, nasıldı dün? Emeline kavuştun mu? Çok iyi düzüştüğünü söylemiştim sana. Peki, kiminle birlikte olduğunu biliyor musun? Tanrım, yakalanmadığına şükret. Rus bir şairle yaşıyor – adamı sen de tanıyorsun. Sizi bir keresinde Cafe Royal’de tanıştırmıştım. Kulağına gitmez umarım. Beynini patlatır... Ardından da harikulade bir şiir yazıp bir demet gü lle birlikte ona gönderir. Onu Stelton’da tanıdım tabii ki, anarşist kolonisinde. Babası nihilistmiş. Ailece deliler.
* " Eğitim sistemimizin saçmalığına geri gelmek isterim: Bu sistemin amacı bizi iyi ve bilge biri haline getirmek değil; bilgili bir insan yapmaktı. Bunu başardığını da söyleyebilirim. Okullarda bize erdemi aramayı ya da bilgeliği kucaklamayı değil ancak bu sözcüklerin türemiş hallerini ve köklerini öğrettiler. Hemen şu soruları soruyoruz: 'Yunanca ya da latince biliyor mu?', 'Şiir ya da düzyazı yazabilir mi?' Ama asıl önemli soruyu sormak en son aklımıza geliyor: 'Daha iyi bir insan, daha bilge biri oldu mu?'"
Sayfa 188 - Sel YayıncılıkKitabı okudu
Bazıları, güçsüz iki insan gibi sevmekten ve şiir yazmaktan kaçınırlar; biri gönlünü, ötekisi de düşüncesini ortaya koyamaz.
Sayfa 76 - Dorlion Yayınları Nisan 2022Kitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.