Yakıtlarını tükettiklerinde, kütleleri beyaz cüce ya da nötron yıldızlarından fazla olan bu sayısız yıldızın başlarına neler gelecektir? Bu problem daha sonra atom bombası projesiyle ünlenen Robert Oppenheimer tarafından incelenmişti. 1939'da George Volkoff ve Hartland Snyder'la birlikte yazdıkları makalede Robert Oppenheimer böyle bir yıldızın dışa doğru basınçla desteklenemeyeceğini ve eğer basıncı hesaplamalardan çıkartırsanız, küresel simetriye sahip bir yıldızın sonsuz yoğunluktaki bir noktaya çökeceğini gösterdi. Böyle bir noktaya tekillik denir.
Teşvîku'l-Ervâh ve'l-Kulûb ilâ Zikri Allâmi'l-Guyûb
İbnu's-Serrâc, eserini dört bölüm olarak kaleme almıştır. Kitabın üç bölümü bir ciltte, mutasavvıflar ve onların kerametleri hakkında bilgileri derlediği "Tuffâhu'l-Ervâh ve Miftâhu'l-Arbâh" adını verdiği bölüm ayrı bir cilttedir. Bu durum eserin
Kitabın metnine gelince, üzerindeki bütün yapıcı eleştirmeleri için Bayan Adele Doğan ile Robert Rhodes James’e ve Andrew Mango’ya, daha önceki safhalarda verdiği öğütler için W. E. D. Allen’e ve benim adıma kitabın ayrıntıları ve bütünü üzerinde dikkat ve yardımlarını esirgememiş olan Bayan Jasper Streater’a teşekkür ederim.
Ceberûtî ke şika dill le huzûrî melekût
Hate em ‘alemî nasûte xerîbêkî nesût
Naheq e şekwe le bê’ehdî û bêperwayî
Key wefayêkî eda kirduwe? Sed def’e zimût
Be gull û lale beharî ruxî razawetewe
Xayetî kiwêrî were hêç nebê seyrî ke be lût
Weku derya ye nesîmî seherî sebzey gull
Pêkewe mewc û hubabî deheja û debizût
Eş’es û Baqilî û Hatem û ger Hessanî
Dewlletî to be fenay nefs e, sikûnit be sikût
Herçî lew lawe neyê min le wê naynasimewe
Ewî nasîwte me’mûr e be emrî ceberût
Nanî xoy ta ku be tendûrî gerim pêwe neda
Narrwa Hacî eger çawî derênin be bizûPîtî û
Ataklara karşı mukavemet gösteriyordum, deliye döndüm, darmadağın olduğum günün dördüncü haftasında yirmi yıllık gençliğimin artık sonsuza kadar sona erdiğine inandım.
Albert Einstein'ın ikinci büyük amacı siyonizmdi.
(...) Siyonist amaca lafını sakınmaz desteği, 1952 yılında kendisine İsrail başkanlığının teklif edilmesiyle layıkıyla tanındı.
Yoksun bırakılan veya reddedilen çocuk, yaşam boyunca art arda ayrılıklara aşırı tepki verme eğiliminde olacaktır.
ROBERT W. FIRESTONE, The Fantasy Bond
Chandrasekhar, dışarlama ilkesinin Chandrasekhar sınırından daha kütleli bir yıldızın çökmesini durduramayacağını gösterdi; ancak böylesi bir yıldıza ne olacağını anlamaya ilişkin problem genel göreliliğe göre ilkin genç bir Amerikalı Robert Oppenheimer tarafından 1939 yılında çözüldü. Oysa Oppenheimer'in çözümü çağının teleskoplarıyla tespit edilebilir gözlemsel herhangi bir sonuç olmadığını ileri sürüyordu. Daha sonra İkinci Dünya Savaşı patlak verdi ve Oppenheimer atom bombası projesiyle yakinen ilgilenmeye başladı. Savaştan sonra kütleçekimsel çöküş problemi, pek çok bilim insanı atom ve atom çekirdeği ölçeğinde neler olduğuna kafa yormaya başladığı için büyük oranda unutuldu. Gelgelelim 1960'larda astronomi ve kozmolojinin büyük ölçekli problemlerine ilgi modern teknolojinin uygulamalarıyla ortaya konan astronomik gözlemlerin sayısı ve ölçeğindeki büyük bir artışla yeniden canlandı. Oppenheimer'in çalışması böylelikle yeniden keşfedildi ve pek çok bilim insanı tarafından genişletildi.
1882'de tüberküloza neden olan bakteriyi keşfetmiştir. 1883'de Mısır'a giderek kolera üstünde çalışmış ve koleraya neden olan vibrio bakteriyi saptamıştır. İçinde koleranın da bulunduğu hastalıklarla ilgili kuralları bugün halen güncelliğini korumaktadır. Tüberküloz basiliyle yeni özütler hazırlayarak onlara "yeni tüberkülin" ve "eski tüberkülin" adını vermiştir. Her ne kadar bu geliştirdikleri tüberküloz tedavisinde etkisiz olmuş ve hayalkırıklığı yaratmışsa da, geliştirdiği "tüberküloz deri testi" bugün hâlâ kullanılmaktadır. Bu testte, az miktardaki tüberkülin deri altına enjekte edilerek, tüberkülinin kırk sekiz saat boyunca herhangi bir reaksiyona neden olup olmadığına bakılır. Bu testin en güzel yani hayatta sadece bir kere yapılmasıdır.
"Bununla birlikte kimse Newton'un kudretli çalışmasının bu ya da başka bir teori tarafından aşılabileceğini sanmasın. Onun büyük ve anlaşılır fikirleri, doğa felsefesi alanında tüm modern kavramsal yapımızın temeli olarak her zaman biricik anlamını koruyacaktır."
Albert Einsetin