Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Etkileyici samimilikte bir şiir..
..Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı... ve
Reklam
Yazıkk :((
Elimden her nesneyi almışlardı. Zamanı bilmeyeyim diye saati, yazı yazmayayım diye kalemi, bileklerimi kesmeyeyim diye bıçağı; sigara gibi en ufak bir sakinleştirici bile benden esirgendi. Tek bir söz söylemesine ve tek bir soruyu yanıtlamasına izin verilmeyen gardiyandan başka bir insan yüzü görmedim, bir insan sesi duymadım; göz, kulak bütün duyular sabahtan geceye, geceden sabaha kadar en ufak bir besin almıyordu, insan kendi kendisiyle, kendi bedeniyle ve masa, yatak, pencere, leğen gibi dört-beş dilsiz nesneyle çaresizlik içinde tek başına kalıyordu. Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta...
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı ve yüzüm
geceye sahip çıkan bir söz, 1k'dan özür dilerim
En zengin hediyeleri değersiz bulur böyle yürekler, Onları veren sevmez olunca artık.
Bir söz dedi canan ki keramet var içinde Dün geceye dair bir işaret var içinde #Nedim#
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
... bu yağmurun, karın, fırtınanın ardından bahar gelecek derdim, bahar yola çıkmış geliyor, yakında otlar yeşerecek, güneş her yeri daha iyi ısıtacak derdim. İçimdeki sıcaklığı besleyen o bahar beklentim, meğerse hayata ait beklentilerimmiş. Okulu bitirdi­ğim zaman bahar da gelmiş olacaktı. Bahar benim okulu bitir­memdi yani. Ama beklediğim bahar hiç gelmedi. Okulu bitirdim bahar gelmedi (...). Her şeyi yaptım, her fedakarlığa katlandım, bahar hiç gelmedi; ne yağmur dindi, ne de kar eridi. Yağmur ve kar beni hiç yalnız bırakmadı, her yerde, bulunduğum evlerin kapı ve pencerelerinden girdi içeri (...). Hep üzerime yağdı, son yıllar­da da hızını hiç kesmedi, hareket alanımı iyice daralttı, çevrem boşaldı, ilişkilerim zayıfladı. Kendimi bir bataklıkta hissetmeye başladım. Öyle bir bataklık ki, ne ben ondan kimseye söz ede­bildim, ne de kimse benim orada bulunduğumun farkındaydı, orada bulunmam kimsenin umurunda da değildi zaten. Böylece yaşadığım günler anlamını yitirdi, günler gittikçe geceye dönüştü. Çok yoruldum, yalnızlığın girdabına girdim...
Sayfa 325 - Sel Yayıncılık, Birinci Baskı, 2020. Baz
"Elimden her nesneyi almışlardı. Zamanı bilmeyeyim diye saati, yazı yazmayayım diye kalemi, bileklerimi kesmeyeyim diye bıçağı; sigara gibi en ufak bir sakinleştirici bile benden esirgendi. Tek bir söz söylemesine ve tek bir soruyu yanıtlamasına izin verilmeyen gardiyandan başka bir insan yüzü görmedim, bir insan sesi duymadım; göz, kulak bütün duyular sabahtan geceye, geceden sabaha kadar en ufak bir besin almıyordu, insan kendi kendisiyle, kendi bedeniyle ve masa, yatak, pencere, leğen gibi dört-beş dilsiz nesneyle çaresizlik içinde tek başına kalıyordu. Suskunluğun siyah okyanusundaki cam fanuslu bir dalgıç gibi yaşıyordu insan, kendisini dış dünyaya bağlayan halatın kopmuş olduğunu ve o sessiz derinlikten hiç bir zaman yukarı çekilmeyeceğini ayrımsayan bir dalgıç gibi hatta... Yapacak, duyacak, görecek hiçbir şey yoktu, her yerde ve sürekli hiçlikle çevriliydi insan, boyuttan ve zamandan tümüyle yoksun boşlukla. Bir aşağı bir yukarı, bir aşağı bir yukarı yürüyüp durdu. Ama ne kadar soyut görünürse görünsünler, düşünceler de bir dayanak noktasına gereksinim duyarlar, yoksa kendi çevrelerinde anlamsızca dönmeye başlarlar; onlar da hiçbir şeye katlanamaz. İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız.
ÖMÜR HANIMLA GÜZ KONUŞMALARI ...Ve güz geldi Ömür hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde. Yağmur ha yağdı ha yağacak. İn- cecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan.
Kitap okurken bazı cümlelerin altını çiziyorsun ya. İşte onlar senin için bir cümle değil. Onlar bizzat sensin. İnsan sevdiği şeyleri saklar. Sen o cümleyi saklayacaksın. Ve okudukça hatırlayacaksın unutmak istemediklerini. Hadi geceye altı çizili bir cümle bırak.
Reklam
Cemal Süreya Gözünden Ahmet Arif
AHMED ARİF «Bir şair: Ahmed Arif  Toplar dağların rüzgârlarını  Dağıtır çocuklara erken» «Hasretinden Prangalar Eskittim» kitabıyla Ahmed Arif’in şiiri de gün ışığına çıktı. Böylece Ahmed Arif’in Türk şiirinde zaten öteden beri sağlamış bulunduğu yer, okurun gözünde de matematik bir kesinlik kazandı. Sanırım, bu yer, bundan sonra en az
Söz meclisten dışarıya
O kadar kolaysınız ki, bir araya gelmeden çoğalabiliyorsunuz. Gürültü sessizliği duyabilir mi hiç? Ben geceye çekiliyorum ey büyük yalan; sizin yalnızca uyku diye bildiğiniz o sahipsiz hazineye... Size benzeseydim mutlu olur muydum?
Hələ gülmə, gülməyinə çox qalıb, "Hə" deməyə hələ neçə "yox" qalıb, Kaman yerdə, göydə hələ ox qalıb, Bu dünyanın tünlüyündən bezikmə, Tünlük bizi hər tərəfdən sıxıbdır, O dünyada ruh ruh üstə çıxıbdır.... İnsan oğlu gördüyünə söz deyib, Kor olsa da, gözlərinə göz deyib, Tanrı ömür verib sonra döz deyib, Təklik özü tək qala bilmir daha, Evimizi tünlük yaman yıxıbdır, O dünyada ruh ruh üstə çıxıbdır...
Sayfa 175
Senin peşine düşmek gibi bir planım yok, Clarice. Dünya sen içindeyken daha ilginç oluyor. Sen de bana karşı aynı nezaketi göster mutlaka. Dr.Lecter kalemiyle dudaklarına dokundu. Dışarıdaki geceye bakıp gülümsedi. Pencerelerim var. Şu anda Orion ufukta ve yakınında Jüpiter var. 2000 yılına kadar bir daha hiç bu kadar parlak olmayacak. Sana zamandan ve Jüpiter'in ne kadar uzakta olduğundan söz etmek niyetinde değilim. Fakat umarım bunu sen de görebilirsin. Bazı yıldızlarımız aynı, Clarice. Hannibal Lecter
Sayfa 429Kitabı okudu
Sonunda geldi. Duhâ Suresi olarak bilinen ve umutla kıvrandıracak şekilde kısa ayetlerden oluşan bu sure toplamda şöyleydi: "Andolsun kuşluk vaktine, gelip oturduğu vakit geceye ki, Rabbin seni terk etmedi, sana darılmadı da. Sonrası senin için öncesinden daha mutlu ve kutlu olacaktır. Rabbin sana verecek sen de mutlu olacaksın. O seni bir yetim olarak bulup da barınağa kavuşturmadı mı? Seni şaşırmış olarak bulup da kılavuzluğunu üstlenmedi mi? O halde yetimi örseleme, yoksulu/dilenciyi azarlama. Ve Rabbinin nimetini söz ve fiillerinle dile getir."
426 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.