Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Ne diyordum?" "Tanrı'nın evreni yaratmaya çalışırken havaya uçtuğunu söylüyordun." "Evet. Evren bir deneydi. Tanrı'nın bir deneyi. Ancak her şey yolunda gitmedi. Tanrı patladı ve parçaları her yere yayıldı. Buna Big Bang adı verildi. Bizim yapmamız gereken, her şeyi birleştirmek. Her şeyi ve kendimizi bir araya getirmek. O zaman Tanrı yeniden tek parça olacak. Şimdiki zayıflığımız bundan kaynaklanıyor. İyiliğin ne olduğunu biliyoruz ama iyi olamıyoruz. Çünkü içimizde Tanrı'nın sadece küçük bir parçasını taşıyoruz. İyilik ve kötülük çelişkisi buradan geliyor. Gücümüzün asla yetemeyeceği hayallerimiz var: erdem, yüksek değerler, sonsuz kardeşlik, insanlık barışı gibi. Ama birleşmediğimiz sürece ne yazık ki hiçbiri gerçekleşmeyecek."
Sayfa 159Kitabı okudu
Çakırdikeni en pis, en kıraç toprakta biter. Bir toprak ki bembeyaz, peynir gibidir. Ot bitmez, ağaç bitmez, eşek inciri bile bitmez, işte orada çakırdikeni keyifle serile serpile biter, büyür, gelişir. En iyi toprakta bir tek çakırdikenine rast gelinmez. Bunun sebebi, bir kere iyi toprak boş kalmaz, her zaman sürülür ekilir. Bir de, öyle geliyor ki, çakırdikeni iyi toprağı sevmez.
Reklam
Sol Yanım Acıyor Anne Merhaba anne, yine ben geldim Merak etme okuldan çıktım da geldim. Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama, Ali “okula gitmezsem annem çok kızar merak eder” demişti de onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne,
"Bana öyle geliyor ki; hangi dine mensup olursanız olun, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmenin yolu iyilik temelli eylemlerden geçer."
''Bir tek hikayemiz var. Bütün romanlar, şiirler, içimizde o hiçbir zaman bitip tükenmeyen iyi-kötü yarışı üzerine kurulmuştur. Ve bana öyle geliyor ki, kötülük ölür ölür dirilir, iyilik ise ölümsüzdür. Kötülüğün her zaman taptaze bir görünüşü vardır, iyilik ise dünyadaki her şeyden daha çok saygıdeğerdir.''
İlkyazdan sonra yazın, güzün gelmesine üzüldüklerinden fazla üzülmeye değmez. Çünkü ilkyaz, gençlik demektir; gelecekteki meyvaları müjdeler, ondan sonraki mevsimler ürün alma mevsimleridir. Birçok kez söylediğim gibi, yaşlılığın meyvası da o çağa gelmeden önce bol bol iyilik etmiş olduğunu anımsamaktır. Doğaya uygun olan her şeye iyi demeli, yaşlıların ölmesi kadar da doğaya uygun ne vardır? Gençlerin başına ölümün gelmesi doğaya aykırı bir şeydir. İşte bunun için gençlerin ölmesi bana, harlı bir ateşin bol suyla söndürülmesi gibi gelir; yaşlıların ölümüyse, geçmiş bir ateşin hiçbir etkiyle değil de, kendiliğinden sönmesi gibidir. Nasıl elmalar hamken çekilip kopartılır, iyice olgunlaşınca düşerlerse, öylece gençlerin canını bir güç çeker alır da, yaşlılar olgunluktan ölür. Bu olgunluk bana öyle tatlı geliyor ki, ölüme yaklaştıkça, uzun bir deniz yolculuğundan sonra karayı görür gibi oluyor, sonunda limana varacağımı sanıyorum.
Reklam
480 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı. Nasıl anlatayım bilemiyorum bu kitabı... Öncelikle sondaki sözümü başta söyleyeyim, kitap mükemmel. Evet mükemmel kavramının içini dolduran bir kitap. Kitabı öykü, siyasi tespitler, psikolojik betimlemeler ve yazarın dili açısından 4 şekilde irdelemek isterim. İlk olarak kitap basit bir bozacının kız kaçırma
Kafamda Bir Tuhaflık
Kafamda Bir TuhaflıkOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 201913,4bin okunma
CATO: Bana öyle geliyor ki ikiniz de pek güç olmayan bir şeye hayran oluyorsunuz; kendilerinde iyi ve mutlu ömür sürmek için azıcık yetenek olmayan kimselere her çağ ağır gelir; ama her iyiliği kendinden bekleyen insanlar için doğal zorunlukların hiçbiri kötü görünemez . Bunların başında da yaşlılık gelir; yaşlılığa herkes ulaşmak ister, ulaşınca da onu kötüler: bilge olmayanlar işte bu derece mantıksızdırlar, bu derece dengesizdirler. Yaşlılığın düşündüklerinden daha çabuk, sinsice geldiğini söylerler. Bir kez, bu adamlara kim, "Yanlış hesap yapın" demiş? Gençlikten yaşlılığa geçiş, çocukluktan gençliğe geçişten daha mı çabuk oluyor sanki?
475 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı benim açımdan bu kadar çekici kılan şey akıcılığı. Yazar size istatistikle fizik teorileriyle geliyor ama 'şu kısım bitsin artık' dedirtmiyor. Romanın planı çok iyi, önce farklı karakter ve hikayeler sonra bunların bir araya gelişi tam oturmuş birden ne oldu da birbirlerini buldular demiyoruz çünkü yazar o kısmın zeminini hazırlamış. Kurgu ve konuya denecek bir şey yok zaten. Şimdiye kadar tekrar okuduğum tek kitaptır ve hala açar en beğendiğim yerlere göz atarım. Ben aldığımda 25. baskıydı en son bir arkadaşın elinde gördüğümde 74. baskıydı gerisini siz düşünün :) Okumak isteyenler okumalı. Kitap okumayı sıkıcı bulanlar kesinlikle okumalı ki fikirleri değişsin :)
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202385,6bin okunma
318 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitapla Ömer Hayyam'ın şiirlerindeki o anlamı daha iyi anlamaya başlıyorsunuz. Onun bulunduğu dönemi yaşıyor; onu daha iyi tanıyorsunuz.Ayrıca Nizamülmülk, Hasan Sabbah gibi ilginç insanları tanıyorsunuz.Ayrıca o zamanın siyaset tarzıyla ilgili pek çok şey öğreniyorsunuz. Ama sonunda kitap öyle bir yere geliyor ki özgürlüğün nasıl zor ve kanla elde edildiğine (daha doğrusu edilmeye çalışıldığına) şahit oluyorsunuz. Kısaca bu kitapta yok yok!!!
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,4bin okunma
Reklam
“Her şey öylesine çabuk değişti ki çevremizde: insan ilişkileri, çalışma koşulları, töreler. Duygu ve düşünce yapımız bile en gizli temellerine kadar sarsıldı. Sözcükler aynı kaldı, ama ayrılık, yokluk, uzaklık, dönüş kavramları aynı gerçekleri içermiyor artık. Bugünün dünyasını kavramak isterken, dünün dünyası için kurulmuş bir dili kullanıyoruz. Geçmişin yaşamı, sırf dilimize daha iyi uyduğu için, yaratılışımıza da daha iyi uyuyormuş gibi geliyor bize.”
Halide Edip Hanım, her gece olduğu gibi bu gece de istihbarat raporunu özetleyecekti. Yüzündeki kaygı M.Kemal Paşa'nın içine dokundu. Ümit ve güven verecek bir açıklama yaptı. Her gün karargahta en tehlikeli olasılık hesapları içinde ezilen Halide Hanım'ın kaygısı geçmedi. Ama yüzünden silinip çekildi. Raporu okudu: ''Veliaht Abdülmecit Efendi,
Sayfa 411 - Şu Çılgın TürklerKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.