Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

515 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yerli Roman Sevenler, Kulak Verin:
Çünkü yerli romanımızın doğuşundan 1980'lere uzanan harika bir yolculuk geçirdim. "Ben Türk romanı üzerine yapılmış bir tek inceleme tanıyorum. Fethi Naci'nin Türkiye'de Roman ve Toplumsal Değişme. Bizde eleştirmen gerçekten çok az yetişti. Eğer bu kitap yayımlanmasaydı eleştirmenimiz yok diyebilirdim. Kitap Türk dilinde yazılmış en iyi kitaplardan biri." Yaşar Kemal (1984) Fethi Naci'nin eleştirilerini daha önce okudum.
Yüzyılın Yüz Türk Romanı
Yüzyılın Yüz Türk Romanı
' nı da okuyup sevmiştim. Ama bu kapsamlı eseri okumak daha farklı oldu benim için. Son zamanlarda yaptığım en doyurucu okuma oldu diyebilirim. Zengin içeriği, geniş bakışaçısı ve akıcı dili ile beni kendine hayran bıraktı eleştirmen. Eserin Tanıtımı: Gerçek Yayınevinde ilk baskısı 1981 yılında çıkmış. Benim okudum 2.baskı 1990 yılında çıkmış. Yazar aslında ikinci baskıya son on senedeki romanları da eklemek istemiş ama kendine göre açıkladığı sebeplerden yetiştirememiş. Kitap 100 soru üzerine kurulmuş. İlk soru: Roman nedir? Romanın belli başlı üç kaynağını açıklarmısınız? Bir edebiyat türü olarak roman hangi tarihsel ve toplumsal koşullarda ortaya çıkmıştır? Son soru: Türk romanının geçmişi ve bugünü konusunda genel bir değerlendirme yapar mısınız? Bu iki soru arasında romanları ve romancılarımızı dönemi içinde ve diğer romancılar ve diğer dönemler ile karşılaştırarak irdelemiş. İlk eleştirilen roman Şemsettin Sami'nin
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat
-'ı son eleştilen roman Tarık Buğra'nın
Gençliğim Eyvah
Gençliğim Eyvah
'ı (1979). Ama bütün sorular tek bir roman üzerinden değil . Genel sorular da var. Misal: Türk romanında niçin tipik kişiler yok? Öncelikle ilk sorudan son soruya kadar, romanlara ve yazarlarına son derece hakim bir yazar olduğunu hissettim. Karşımda bir kitap değil sanki bana düşüncelerini tane tane anlatan benimle edebiyatımız hakkında sohbet eden bir öğretmen vardı. Bu yüzen eleştirmenin düşüncelerine katılıp katılmamaktan çok bu deneyimin kendisinden haz aldım. Kimi zaman düşüncelerine katılmadım, her romana bir kusur aradığını düşündüm ama sevimsiz bulmadım hiç. Eseri Sevme Nedenlerim: 1.) Romanları ve romancıların dönem üzerinden anlatılması: Örneğin Osmanlı'nın son dönem romanlarını mı eleştirilecek önce İttihat ve Terakki'yi, Abdülhamid yıllarını, 31 Mart Vakası'nı vb. anlatıyor ki romanın doğduğu ortamı bilelim. Buradan hareketle biz, romanın dönemine göre hangi çizgide olduğunu, geri mi, ileri mi, farklı mı, yenilikçi mi olduğunu anlayabiliyoruz. 2.) Romancıların ve romanların karşılaştırmalı olarak İrdelenmesi: Bu karşılaştırmalar bazen tip ve karekterler üzerinden veriliyor. Mesela alafranga tipler olan Ahmet Mithat Efendi'nin Felatun Beyi, (
Felatun Bey ile Rakım Efendi
Felatun Bey ile Rakım Efendi
) Recaizade Mahmut Ekrem'in Bihruz Bey'i, (
Araba Sevdası
Araba Sevdası
) ve Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın Meftun'u(
Şıpsevdi
Şıpsevdi
) birbiriyle benzerlikleri ve farklılıklarıyla anlatılmıştı. Bazen de aynı dönemde ve benzer konularda yazan iki yazarı karşılaştırılmış. Mesela Halide Edip'i sokağı ve sokak insanını romanına koymasına rağmen Hüseyin Rahmi kadar rahat ve gerçek anlatmadığı için eleştirir yazar. Bu durum daha önce benim de dikkatimi çektiği için ve Hüseyin Rahmi'nin tarzını ayrıca sevdiğim için hoşuma gitti. Aynı yazarın iki farklı eserini karşılaştırdığı da olur eleştirmenin. Mesela Sevgi Soysal'ın
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
Yenişehir'de Bir Öğle Vakti
adlı romanını savruk bulur ve yazarın kahramanlara sık sık müdahele ettiğini söyler ama
Şafak
Şafak
romanını daha başarılı bulur bahsettiği durumları görmediği için. 3. Okumaktan hoşlanmadığım, tarzını sevmediğim bazı yazarları neden sevemediğime dair sağlam eleştiriler sunması (Tarık Buğra ve Halikarnas Balıkçısı.) 4. Çok sevdiğim, benim için özel yerleri olan kimi romanlara yeniden ve bir usta gözünden bakmak:
Şıpsevdi
Şıpsevdi
,
Huzur
Huzur
,
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek Başına
,
Kaplumbağalar
Kaplumbağalar
,
Bir Düğün Gecesi
Bir Düğün Gecesi
,
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir Mevsim
... 5. Daha önce duymadığım ya da sadece ismen duyup üzerinde durmadığım romanları görmek.( Kimisi içeriği ile kimisi de dönemi için önemli) .
Küçük Paşa
Küçük Paşa
( Ebubekir Hazım Tepeyran)
Çulluk
Çulluk
(Mahmut Yesari)
Kıskanmak
Kıskanmak
(Nahit Sırrı Örik),
Boynu Bükük Öldüler
Boynu Bükük Öldüler
( Yılmaz Güney) vs... 6. Eleştirmenin , bir eseri eleştirirken ya da bir fikri savunurken başka eleştirmenlerin ya da yazarların da görüşlerine yer vermesi. 7. Yerli roman serüvenimize tek kitapta eleştirel bir gözle (1980 yılına kadar) derli toplu bakabilmek. Ayrıca kitabın içinde 1872'den 1980 yılına kadar basılan bütün romanların listesi var. Benim için çok büyük bir nimet bu , dönüp dönüp bakacağım. Roman alanında verilen bütün ödüller ve sahipleri de var. Eserin geneline baktığımızda Fethi Naci'nin hemen hemen her romancıda kusurlar bulduğunu görüyoruz. Her yönden başarılı bulduğu üç beş roman var (
Aşk-ı Memnu
Aşk-ı Memnu
,
Bir Gün Tek Başına
Bir Gün Tek Başına
,
Ortadirek
Ortadirek
,
Bir Düğün Gecesi
Bir Düğün Gecesi
vs.) Mesela Huzur'u çok seviyor ama Tanpınar'ın bütün karakterleri şiirsel konuşturmasından şikayetçi. Kaplumbağalar, başarılı bulduğu bir köy romanı ama köy insanı ile kaplumbağa benzetmesini bağdaştıramıyor. Beni en çok şaşırtan yorumu:
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı Yusuf
'u çok başarılı bulması. Beni etkilemeyen bir romandır çünkü. En çok hoşuma giden tutumu: Romanda ayrıntılara önem verişi, romanı roman yapanın ayrıntılar olduğunu düşünmesi ve bunu örneklerle açıklaması. Yazarın en sevdiği yirmi roman arasına giren ama çok bilinip tanınmayan iki roman var. Bu romanları ben de çok severim, yıllardır hiç unutamam. Bunlarla karşılaşmak da beni ayrıca mutlu etti:
Miskinler Tekkesi
Miskinler Tekkesi
( Reşat Nuri) ve
Üç İstanbul
Üç İstanbul
(Mithat Cemal Kuntay) Olumsuz manada en çok eleştirdikleri toplumcular. Yaşar Kemal hariç hemen hepsini başarısız buluyor. "Birey"i romanlarında unuttukları için. Davalarını soylu buluyor ama "soyut gerçeklik"ten değil "sanatsal gerçekçilik" ten yana. Sonra roman kahramanlarını yönlendirenlerden, kahramanın yerine kendisi konuşanlardan hiç haz etmiyor. Bu yüzden kimi esere roman bile değil, bildiri diyor. Kurgusundan, mesajı ile çelismesinden ötürü yerdiği çok eser ve yazar var. Ama benim en çok aklımda kalan Kemal Tahir ve Attila İlhan için yazdıkları oldu. Bir iki eseri için olumlu düşüncesi hariç Kemal Tahir'in romanlarını çok başarısız buluyor. Hatta
Yorgun Savaşçı
Yorgun Savaşçı
için roman bile sayılmaz demiş. Oysa ben Kemal Tahir'in tarihselci roman anlayışını çok severim. Attila İlhan'ın karakterlerini de çok başarısız bulur. Konuşan hep kendisi der, benzetmelerinden bıkar. Onu da, romanı düşüncelerinin esiri yapar diye eleştirir. Ama ben tam da bu yüzden Attila İlhan'ın romanlarından farklı bir tat alır ve severim. Sonuç olarak romanı, yerli romanlarımızı ve romancılarımızı tanımak isteyen herkese tavsiye ederim. Keşke yazarın imkanları ve ömrü yerterli olsaydı da 1980 sonrasını da yazabilseydi.
100 Soruda Türkiye'de Roman ve Toplumsal Değişme
100 Soruda Türkiye'de Roman ve Toplumsal DeğişmeFethi Naci · Gerçek Yayınevi · 19908 okunma
··
1.206 görüntüleme
Seda okurunun profil resmi
Gönül.
Gönül.
öncelikle ellerine, emeğine sağlık. Çok güzel bir değerlendirmeye imza atmışsın,zevkle okudum. Bir okur için Türk edebiyatı, gerçekten başlı başına bulunmaz bir nimet lakin kıymetini biliyor muyuz, orası muamma! Her zaman söylerim, yerli malı yurdun malı. Kendi özümüzü özümsemedikçe, özümüz dışının haleti ruhiyesi hakkında sağlıklı bir fikrimiz ne yazık ki oluşamaz. Bu eseri en kısa sürede mutlaka okuyacağım, daha önce Fethi Naci'nin eleştirilerini okuduğum olmuştu, dilini çok sivri buldum ve fikirleri babında genellikle ayrıştık kendisi ile. Lakin bu ayrışma, Naci'nin eleştirmen kimliğinin yetkinliğe söz söyleme hadsizliği yaratmaz bende. Yıllar boyu yaptığı çalışmaların, bu uğurda verdiği emeğin farkında bir okur olarak, kendisini alkışlıyorum. Bir eserinde Yılmaz Güney 'in, Tarık Buğra ve Kemal Tahir ile kıyaslanamayacak düzeyde iyi bir romancı olduğunu belirtmişti. Bu tespit karşısında,her üç ismin kitaplarını da okumuş bir okur olarak, tabiri caiz ise dumura uğramıştım.Kimse eleştirilemez konumda değil elbette. Ama ben, Fethi Naci'nin, ideolojik olarak bağlı bulunduğu Marksist düzenin ilkeleri doğrultusunda, kısmen de olsa taraflı değerlendirmeler yaptığı kanısındayım. Gerek Attila İlhan'ın Kamarot Hasan karakteri olsun, gerekse Kemal Tahir'in Yüzbaşı Cemil'i, benim için Türk edebiyatının eşsiz karakterleridir.Bu bağlamda da Yıldız Ecevit'in tespitlerine hak vermeden edemiyorum:" Fethi Naci, Türk edebiyatına ekonomik determinizmi getiren adamdır." Tekrar emeğine sağlık. Bu platformda böyle nitelikli, iştah açıcı incelemeleri görmekten çok memnun oluyorum kendi adıma.
Gönül. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Beğendiğinize sevindim. Eleştirdiği eserlerin çoğunu okumuş bir okur olarak Fethi Naci' nin biraz abarttığını düşündüğüm yerler oldu. Ama onun eleştirmenliğine yetişmek benim de haddim değil. Bu kısımları bile zevkle bazen de yüzümde gülümsemeyle okudum. O yüzden bu yönüne cok takılmadım. Sadece Kemal Tahir'in ve Attila İlhan'ın romancılığını çok sevdiğim için incelemem de belirtme ihtiyacı hissettim. Özellikle Kemal Tahir'e bir yerde "sevgisizliğin romancısı" demişti. Yılmaz Güney'in Boynu Bükük Öldüler romanını burada da çok övmüş, çok merak ettim, okuyacağım ben de. Sizinle okuma zevklerimiz benziyor hem takip ettiğim kadarıyla hem de bu yorumunuzdan çıkardığım kadar. Benim de iyi ki takip ettiğim nitelikli okurlar var bu platformda. Keyifli okumalar.
1 sonraki yanıtı göster
Turhan Yıldırım okurunun profil resmi
Öncelikle detaylı incelemeniz için bir okur olarak teşekkür ederim. Yıllardır Türk edebiyatının çeşitli eserlerini okurum. Genellikle de kendi açımdan bu anlamda iyi bir okur olduğumu düşünürüm. Ama bütün bu okumalara rağmen es geçtiğim, ıskaladığım birçok Türk yazar mevcut. Geçtiğimiz haftalarda kendi Youtube kanalımda Türk edebiyatı canlı yayını yaptım. İki yüz ellinin üzerinde soru gelmiş ve inanın gelen soruların önemli bir kısmı aslında Dünya edebiyatıyla ilgiliydi. Yani okurlar aslında birkaç popüler isim haricinde Türk edebiyatını okumuyorlar. Bunda toplum olarak bizlerin kendi ürünlerimizi hakir görmemizle de organik bir bağı var. Edebiyatımızın belki ilk ürünleri çok yetkin olmayabilir. Ama özellikle 1930'lu 40'lı yıllarla birlikte oldukça iyi eserler bu topraklarda yazıldı. Hele ki 60'lı yıllardan sonra rahatlıkla Dünya edebiyatını yakaladığımızı söyleyebilirim. Fethi Naci de bir dönemin oldukça etkin bir eleştirmeni. Onun bu eserini okuyup incelediğiniz için tekrar teşekkür ederim.
Gönül. okurunun profil resmi
Ben de teşekkür ederim yorumunuzla katkılarınız için. En çok okuyan kişilerde bile yerli edebiyata karşı bir soğukluk var malesef. Roman yine okunuyor diğer edebi türlerin durumu çok daha vahim. Oysa çok değerli , özgün yazarlarımız var. Bu eleştiri eseri ile ben de bunu daha iyi gördüm. O yüzden paylaşmak istediği duydum.
1 sonraki yanıtı göster
Resul Bulama okurunun profil resmi
Ne kadar dolu dolu yazmışsınız, emeğinize sağlık. Nerden başlayacağımı şaşırdım. Öncelikle Fethi Naci kendi döneminde edebi yorumlarıyla önemli bir açığı dolduran etkili bir eleştirmen (Tabi o da eleştirilemez değil, son okuduğum kitapta Erdal Öz de onu eleştiriyor). Ama nerden bakarsak bakalım her ülke edebiyatında bu eleştirilere ihtiyaç var ve o dönem Fethi Naci bu konuda etkili olmuş.  İncelemeyi daha keyifli hale getirense sizin okuduklarınızı da bu gözle değerlendirip yorumlarınızı eklemeniz. Alıntılarınızı da dikkatle takip ettim, incelemeyle taçlandırmış oldunuz.  Tam görmek istediğimiz bir incelemeydi, geniş bir değerlendirme, öznel bir bakış…
Gönül. okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim, içimdekileri tam olarak dökemediğimi düşünmüştüm, iyi geldi yorumunuz. Fethi Naci büyük bir eleştirmen, ama onun da kendine ait bir tutumu ve beğenisi var. Tabi ki o da eleştirilebilir. Ayrıca Erdal Öz'ün Yaralısın romanını başarısız bulmuş, çok ağır eleştirmiş ki bana göre haksızlık etmiş. Daha birçok sevdiğim eseri ağır şekilde eleştirmiş. Önemli olan fikirler değildi zaten benim için bu deneyimi yaşamak, çok geniş bakabilmekti.
1 sonraki yanıtı göster
Gönül. okurunun profil resmi
"“Roman üzerine koparılan fırtınalar”, 15 Kasım 1980 tarihli Milliyet Sanat’ta yayımlanan “Türkiye’de Roman Var mı?” başlıklı yazım­la başladı. Yazının başlığı, “Türkiye’de roman yoktur!” biçiminde yorumlandı ve birtakım romancılarımız ayaklandılar. Bunlar, “Türk romanı Avrupa romanı düzeyindedir.” gibilerden sözler eden romancılar­dı; gerçekte, “Benim romanım Avrupa romanları düzeyindedir.” de­mek istiyorlar, bunu açıkça söylemek pek kolay olmadığı için “Türk romanı..” diye başlıyorlardı söze. Bense, “Ulusal sınırlar içinde varlığını duyuran bir roman var. İç tü­ketime yönelik bir roman...” diyordum. Yazı kısa olduğu için okundu, bir yıl sonra 500 sayfalık bir çalışma yayımladım: Türkiye’de Roman ve Toplumsal Değişme. Romancılarımız o kitabın sözünü etmediler..." (Fethi Naci)
Söz Uçar Yazı Kalır
Söz Uçar Yazı Kalır
psk.okuyor okurunun profil resmi
Bu nasıl özenli bir inceleme 👌🏻
Gönül. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim:) Beğenmene sevindim.
Kaan okurunun profil resmi
Elinize sağlık. Benim de geçenlerde elime aldığım, ancak okumayı ertelediğim bir kitaptı. İncelemeniz sayesinde genel ön bilgi almış oldum. Öte yandan, edebiyat bir ülkenin tarihiyle paralel ilerleyen bir süreçtir çoğu zaman. Bu nedenle, her ne kadar edebi manada doyurucu olmasa da insanın kendi ülkesinin edebiyatından da okumalar yapması önemlidir. Tabi, kimi insanlar gibi ne kadar Türk eseri varsa hepsi okunsun -ululansın- görüşünde de değilim. Dönemlerden veya yazarlardan en azından birer tane eser okunarak bilgi sahibi olunsa çok güzel olur. Araba Sevdası'nı okumuştum geçenlerde ve pek beğenmemiştim. Yine de Türk romancılığının başlarındaki bir adımı görmek, aynı zamanda dönemin Türkiye'sinde topluma tanık olmak açısından faydalıydı. Bunun dışında yazınızın şu parafından anlıyorum ki, Fethi Naci'yle edebiyata benzer yaklaşıyoruz: "Olumsuz manada en çok eleştirdikleri toplumcular. "Birey"i romanlarında unuttukları için. Davalarını soylu buluyor ama "soyut gerçeklik"ten değil "sanatsal gerçekçilik"ten yana." Sanirim Hilmi Yavuz'du, o da toplumcu gerçekçilik ekolunden isimlerin eserlerini romandan çok röportaj gibi olduğunu ve bunun aslında edebiyat açısından realizme uygun düşmediğinden bahsetmişti. Ben bu türde çok eser okumadım. Okuduklarımdan Osman Şahin'in üslubunun edebi zenginliği yüksekti. Ancak onun da hapishane konulu kitaplarında yer yer bu türe getirilen eleştirilerin nedenlerini görebiliyoruz. Evet, amaç çok güzel olabilir. Bu amaç çerçevesinde hitap edilen kesimi baz alarak yazı dili de kolay anlaşılır ve bol diyaloglu kurulabilir. Ancak, bunun fazla olması bu sefer eserin edebi seviyesini aşağı düşürebilir. En azından ben, bir noktadan sonra bu tarz eserlerden sıkılmaya başlıyorum.
Gönül. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Okumanızı mutlaka öneririm, faydalı bir okuma olacaktır, sanatsal açıdan ise haz verecektir:) Çoğu okur küçümsediğinden midir, başarısız bulduğundan mıdır, isim yapmış birkaç yazardan hariç yerli ürünlerimizi okumaz. Yerli romanımıza biraz insaflı bakilmalı Batı romanıyla arasında 200-300 yıllık bir zaman var. Mesela Araba Sevdası yayımlandığında Suç ve Ceza ,Sefiller gibi dev romanlar çoktan okunmuştu, bu açıdan ve bugünkü ölçütlerle bakarsak Araba Sevdası başarısız hatta komik gelir. Ama o roman aslında edebiyatımız için büyük bir merhaledir. Bihruz edebiyatımızın ilk sağlam tipidir. Siz sevmemişsiniz ama dönemi anlamak için, ilkleri tanimak için okumuşsunuz. Gerçek edebiyat okuru böyle olmalıdır bana göre, şans vermelidir, karşılaştırmalıdır. Çünkü kurgu eserler her ne kadar estetik haz için okunsa da döneminin sosyal-psilojik belleğidir aynı zamanda.Ben de bahsettiğiniz kimi okurlar gibiyim, imkanım olsa yerli eserlerin hepsini okumak isterdim ama benim normal işim de bu zaten. Toplumcu romancılar sorununa Fethi Naci çok geniş bakmış ve irdelemiş, bu açıdan sizi tatmin edecektir. Özellikle kendi gerçeklikleriyle nasıl çelistiklerini açıkladığı kısım çok doyurucuydu. Ve tabi ki ihmal edilen birey psikolojisi. Fakir Baykurt'un sözüne de yer vermiş. "Biz topluma yönelirken, bireyi savsakladık." iş sanat yapmaksa onları romancılık açısından ben de zayıf buluyorum. Ama onlar döneminin adamıydılar, bir ihtiyacı karşilamaya köylüyü, işçiyi romana sokmaya çalıştılar. Önlerinde yerli mana da pek örnek yoktu. Onların romanlarını edebi anlamda zayıf buluyorum ama dili güzel kullanmalarını, mesajlarını, insanımızı anlatma tarzlarını, sıradan insana ulaşmaya çalışmalarını çok seviyorum. Eminim bunda köyde büyümemim çok etkisi var. Bu şartlarda artık Mahmut Makal, Fakir Baykurt, Kemal Tahir çıkmaz. Bu yüzden onlar edebiyat tarihimiz için çok değerliler bana göre.
2 sonraki yanıtı göster
Adem okurunun profil resmi
Elinize sağlık hocam. Bu aralar Edebiyat tarihini en baştan 1980'lere kadar yazan Seyit Kemal Karaalioğlu'nun devasa eserine başlamış olsam da onun okunma süreci epey uzun olacak bu kitabı da merak ettim. Belirttiğiniz maddelerin bazıları ile aynı düşüncedeyim bana daha iyi dayanaklar sunabilir bu kitap. İhmal ettiğimiz isimleri de bu tarz kitaplar sayesinde hatırlıyoruz. :) Son olarak Gerçek Yayınevi harikadır oradan aldığım her eser çok iyiydi.
Gönül. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Birkaç edebiyat tarihi devirmiş biri olarak söylüyorum, bu kitaptaki zevki hiçbirinden almadım Adem Hocam:)) Okumalarını takip ediyorum, sana çok kapı açacaktir bu eser. Sadece "roman" bazlı gerçi ama yazarları da anlattiğı için genel tarzları hakkında ilham oluyor. Mutlaka oku ve daha iyi bir inceleme yaz, ben zamansızlıktan toparlayamadim pek. Hem sen de toplumculara takıksın benim gibi:) Onları bir de Fethi Naci'den dinle. Gerçek Yayınevi ile ilgili söylediklerine katılıyorum. Özellikle okuduğum "Yüz Soru" serilerinden ben de memnun kaldım. Fethi Naci kendisi kurmuş sanırım bu yayınevini.
1 sonraki yanıtı göster
Faljeska okurunun profil resmi
Eline sağlık, inceleme ilgi uyandırdı,şu anda pek okuyacak durumda değilim ama okumak isterim fırsat bulunca.☺️😇
Gönül. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim:) Okumanı tavsiye ederim, keyif alacağını umuyorum🍁
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.