Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İman ve İslam
Eğer birisi şöyle sorarsa: Bu meselede mezheb âlimleri ihtilaf etmiş, farklı şeyler söylemişlerdir. Bazısı îmân ve İslâm aynı şeydir derken, bazıları da bunların ayrı şeyler olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu iki görüşten hangisinin doğru olduğunu bize açıklayın. Hangi- sinin daha doğru olduğunu, bu konuda sizin kanaatinizin ne olduğunu öğretin. Eğer
Sayfa 65 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
_Sanatın yaratıcı gücü, doğadan, sanatçının eli değmeden, kendiliğinden çıkar ortaya. Her sanatçı, doğanın özünde bulunan sanat nitelikleri karşısında, Aristoteles'in deyimiyle bir "öykünücü"dür. O, ya Apollo'ca bir düş sanatçısı, ya Dionysos'ca bir coşkunluk sanatçısı ya da hem coşkunluk hem de düş sanatçısıdır. _Apollo,
Reklam
Turgut yetkili merci rolünde buyurun sizi dinliyorum yalnız fazla vaktim yok sizin gibi birçok insan kapıda bekliyor biraz acele edin ah ben aceleye gelemem acele denince şaşırırım bağırarak Turgut beni dinlemeye mecbursun karşıma insanlık olarak dikilemezsin kimsenin bu hüviyete bürünmesini istemiyorum karşımda artık ben öldüm Turgut ölümle
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
— E yeter, bırak ama Liza, ne kitabından bahsediyorsun; anlattıklarımla hiç ilgim olmadığı halde bana dokundu. Hoş pek de ilgisiz sayılmam ya. Tüm bunlar yüreğime dokundu işte... Yoksa, yoksa sen bunalmıyor musun burada? Anlaşılan hayır, alışkanlığın büyük tesiri var! Alışkanlığın insanı ne hallere getirdiğine şaşmamak mümkün değil doğrusu. Yoksa
Ebû Hüreyre'den (ra) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: Yedi sınıf insan vardır ki Allah onları hiçbir gölgenin (himayenin) bulunmadığı günde (kıyamet gününde), kendi gölgesinde gölgelendirir (özel olarak himaye eder): Adaletli devlet reisi, Yüce Allaha ibadet ederek yetişen genç, Gönlü mescitlere bağlı olan kimse, Allah için birbirini seven ve bu sevgiyle bir araya gelip, yine bu sevgi ile ayrılan iki dost, Mevki sahibi güzel bir kadının birlikte olma isteğine "Ben Allah'tan korkarım" cevabını veren kimse, Sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak kadar gizli sadaka veren kimse, Tenha yerlerde Allah'ı zikrederek gözleri yaşla dolan kimse. (Buhârt, Zekât, 16; Müslim, Zekât, 91)
Reklam
Lokman Hekimin Sev Dediği
insan seni sevince iş-güç sahibi oluyor şair oluyor mesela meyhaneden cayıyor bir akşamüzeri caysın be güzel caysın be iyi tütünü bırakıyor tütün neyime zarar keseme zarar ciğerlerime zarar sevdama zarar seni sevince adamın pabuçları eskimiyor beti-benzi yeni çarktan çıkmış gibi seni sevince insan bilgili saygılı gönlü gani şen saçları zencefilli erkencecik evine dönmek istiyor canı zembilinde karpuzlar hürriyetler duvaklar annesinin elini öpüyor ilkten yeğenine çukulata almış onu veriyor
“Eskiden eve dönmek bir saâdetti. Esâsen ev, başlı başına bir saâdetti, genişt, ferahtı, câzipti. Bahçesi, sofası, adam başına bir veya birkaç odası vardı. Bu sayısız odalardan bir tânesinde iş tezgâhlamanın, âilevî olsun, iktisâdî olsun, nasıl bir mahzûru olabilirdi? Şimdi ise, dar ve kasvetli evlerine sığamayan, sığamadığı için de, yuvasına ısınamayan insan, gönlü dışarıda gözü dışarıda, kendinden de evinden de uzak, kumarhânelerin, batakhânelerin, barların, pavyonların zehirli havası içinde hayâtına bir tat arar olmuştur. Halbuki bugün dahi onu, gemiyi karaya bağlayan palamarlar gibi, kendine de cemiyete de pekiştirici vâsıta ve imkânlar eksik değildir. Yeter ki, millî ve ma’şerî şuûrun güzel yüzünden gaflet örtüsünü sıyırıp, bu cilâlı aynada mâzîmizi, târihimizi ve kendimizi seyretmek hevesini yeniden duyar olalım.”
Sayfa 276 - Kubbealtı Neşriyât, 8.baskı, 2020.Kitabı okudu
Süzülmek
Kutadgu Bilig'de Odgurmuş'un (irfan) hükümdara verdiği öğüt, bulanık havadan korunma ve arınma konusunda çok önemli ipuçları vermekte ve fitneden arındıran başka bir kavrama dikkat çekmektedir. "kamuğ bulğanuknı süzeyin tese özüng süzgü bodnung süzülgey basa"¹³⁴ (Bütün
Sayfa 103 - Post Kitap, Divan Edebiyatı Vakfı Keyfiyet Mahfili Türkçe Araştırmaları: 1, 1. Baskı, İstanbul 2020, TÜRKÇEDE SÜZÜLMEK
_İnsan, ya insan gibi akıllıca söylemeli yahut hayvanlar gibi susmalıdır! _Sessizce bir köşede oturan sağırlarla dilsizler, gevezeden daha üstündür. _Her ormanı boş sanma, belki de kuytuluklarında bir kaplan uyuyordur. _Hastaya şeker vermek günah olur, çünkü ona acı ilaç fayda verecektir. _İnsanlarla münasebetin ateşle münasebetin gibi olsun. Çok
Reklam
_Kanatsız uçmaya kalkışma! _Ham, pişkinin halinden anlamaz; öyle ise söz kısa kesilmelidir vesselâm. _O, kırmızı güldür, sen ona kan deme. O, akıl sarhoşudur, sen ona deli adı takma! _Hakiki olan vaadleri gönül kabul eder; içten gelmeyen vaadler ise insanı ıstıraba sokar. Kerem ehlinin vaadleri görünen hazinedir; ehil olmayanların vaadleri ise
Hz. Peygamber (ﷺ) şöyle buyurmuştur:
Yedi sınıf insan vardır ki Allah onları hiçbir gölgenin (himayenin) bulunmadığı günde, Arş’ın gölgesinde gölgelendirir (yani himaye eder): Adaletli devlet başkanı, Allah’a ibadet ederek yetişen genç, Gönlü mescitlere bağlı olan kimse, Allah için birbirini seven ve bu şekilde bir araya gelip, bu sevgi ile ayrılan iki dost, Mevki sahibi güzel bir kadının birlikte olma isteğine “Ben Allah’tan korkarım.” cevabını veren kimse, Sağ elinin verdiği sadakayı, sol eli bilmeyecek kadar gizli veren kimse, Tenha yerlerde Allah’ı zikrederek gözleri yaşla dolup taşan kimse.
Sayfa 362 - (B1423 Buhârî, Zekât, 16; M2380 Müslim, Zekât, 91)
321 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.