Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
TEMSİLİ REJİMLERDE SAYI VE NİTELİK
Devlet oraganlarını oluşturucu seçim sistemine karşı tekrar tekrar yöneltilen en basmakalıp sözlerden biri de şudur: (seçimde) 'sayı en yüksek yasadır' ve 'devletin siyasal gidişini belirleme bakımından, yazı yazma bilen (ya da bazı ülkelerde, okuma yazma bile bilmeyen) herhangi bir ahmağın düşünceleri tamamı tamamına, kendi olumlu çabalarını devlete ve ulusa hasreden bir kimsenin düşünceleri kadar değerlidir'1 vb. 1 Burada yansıtılandan (Mario Silva, Critica Fascista (Faşist Eleştiri), 16 Ağustos 1932), bazıları daha hoş ve güzel çok sayıda ifade vardır ama içerikleri hep aynıdır. (yazarın notu)
Sayfa 159Kitabı okudu
"Her devlet en önemli işlevlerinden birini yerine getirerek, geniş halk yığınlarını belirli bir kültür ve ahlak düzeyine (ya da tipine) yükseltmiş olması ölçüsünde ahlakçıdır.
Reklam
366 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Küreselleşme çerçevesinde Devletin rolü ve işlevi
Gencay Şaylan
Gencay Şaylan
Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi
Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi
Bener
Bener
Liberalizm ve postmodernizm küreselleşme sürecinde devletin varlığını bile tartışmalı hâle getirmişken, Gencay Hoca devletin bu süreç öncesi ve günümüzdeki rol ve işlevi hakkında, daha ziyade siyaset bilimi öğrencilerini bilgilendirici güzel bir çalışma hazırlamış. Devlet konusunda bundan önce liberal çoğulcu-işlevci yaklaşımın yanı sıra Marksizmin etkili olduğunu, ama günümüzde bu yaklaşımların yetersiz kaldıklarını, artık en iyi açıklayıcı alternatifin Gramsci'nin fikirleri olduğunu söylüyor ve devlet kuramını geliştirmek veya yeniden kurgulamak için bu fikirlerin esas alınmasını öneriyor. Siyasal ve ekonomik bakımdan küreselleşme sürecini gözden geçirmek ve devleti esas alarak bunu anlama ve açıklama çabasına girenler için yararlı bir kitap.
Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşlevi
Değişim Küreselleşme ve Devletin Yeni İşleviGencay Şaylan · İmge Kitabevi · 201612 okunma
192 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
II. Dünya Savaşı üzerine okumalar yaparken ön plana çıkan birçok biyografi var. Tabii ki akla ilk gelen isimler Hitler, Roosvelt, Churcill, De Gaulle ve Stalin oluyor. Fakat Benito Mussolini de en az onlar kadar önem arz eden bir karakter. İtalya'nın savaştaki ağırlığını ve rolünü düşünecek olursak biraz geri planda kaldığını söyleyebiliriz.
Mussolini (Benito, Mussolini 1883-1945) İle Röportaj
Mussolini (Benito, Mussolini 1883-1945) İle RöportajEmil Ludwig · Dorlion Yayınları · 20222 okunma
Marksist siyasal düşünce geleneği iki büyük zaafa sahipti. Marx ve Engels'in daha derinlikli yaklaşıklarına rağmen Devlet ve Devrim, devlet teorisini sınıf iktidarı, sınıf iktidarının proletarya diktatörlüğü olarak tersine çevrilmesi, devletin sönmesi ve politikanın ortadan kalkması anlamında basitleştirme eğilimindeydi.
Gramsci ve diğer yirmi bir PCd'l önderine karşı Devlet Güvenlik Mahkemesi'nin başlattığı göstermelik duruşmalar 28 Mayıs ve 4 Haziran tarihleri arasında yapıldı. Gramsci'ye gönderme yapan savcı Michele Isgro, "Bu beynin çalışmasını yirmi yıl durdurmalıyız" dedi.
Reklam
"büyük devlet" kavramında birçok öğeyi, özellikle "sürekli" olanları, başka deyimle ekonomik ve mali birikimi ve halkı göz önünde bulundurmak gerekir.''
Sayfa 357Kitabı okudu
Nazım Arjantin’de..
“Geleceğin her zamankinden daha bile belirsiz göründügo bu melankolik kapanma günlerinde çareyi içgüdüsel olarak bana nicedir huzur ve teselli sunmuş olan kitaplara yönelmekte buluyorum. Okunmaktan sayfa uçları kıvrılmış olan bu yoldaşlar arasında Alice Harikalar Diyarında, Gramsci'nin Hapishane Defterleri, Nâzım Hikmet'in şiirleri ve Platon'un Devlet'i vardır.“
Sayfa 121 - YKYKitabı okudu
Gramsci'nin, 1920'ler ve 1930'lar İtalyan faşizminin yoğun baskısı altında kaleme aldığı Marksizm eleştirisi, en basit anlatımıyla, Marx'ın öngördüğünün aksine kapitalizmin yaşam eğrisinde inişe geçtiği noktada olmak bir yana; oluşturduğu askeri, ahlaki, entelektüel ve siyasi kapasite ile kendi yaşam ömrünü güçlendirmekte ve uzatmakta olduğu iddiasını taşır. Buna göre, klasik Marksizm, kapitalizmin kısa süre sonra çöküşe geçip sosyalizme yol vereceği önermesinde yanılmakta, kapitalizmin sosyo-kültürel gücünü görmezden gelmekle hata etmektedir. Çünkü bir hegemon gücünü, hem insanlar üzerinde uygulayabileceği silahlı/askeri baskıdan (zor - coercion) hem de insanları halihazırda var olan sistemin, olabilecek alternatifler içerisinde en iyisi olduğuna ikna etme kabiliyetinden (rıza - consent) almaktadır. İşin güç boyutunu silahlı kuvvet uygulama becerisi (ki bunu Weber'in devlet tanımı da bize sağlamaktadır) kotarırken, rıza boyutunda çok çeşitli faktörler devreye girmektedir.
Gramsci "Devlet hiçbir şey değildir, oysa sivil toplum her şeydir" der.
Reklam
(…) ulusal bağımsızlığına kavuşmak isteyen bir ulusun üzerinde bir Devletin askeri, baskı ilişkisidir, İlişki, salt askeri değildir, siyasal- askeridir: gerçekten, baskı altında tutulan halkın toplumsal dağınıklığı ve çoğunluğunun pasifliği gözönüne alınmadan bu gibi baskılar açıklanamaz; üstelik bağımsızliğa salt askeri güçlerle değil, askeri ve siyasal- askeri güçlerle kavuşulur. Gerçekten baskı altında tutulan ulus, bağımsızlık savaşına başlamak için, sözcüğüin dar ve teknik anlamıyla, bir ordu örgütlemek için hegemonya sahibi Devletten izin beklemeye kalkışırsa çok bekler (olabilir ki, hegemonya sahibi Devlet baskısı altında tuttuğu ulusa öz ordusunu kurması için izin versin: ancak bu, kavganın büyük bir bölümünün yapıldığı ve siyasal- askeri alanda zafer kazanıldığı anlamına gelir. Öyleyse, baskı altındaki ulus, başlangıçta hegemonya sahibi askeri güce karşı yalnızca siyasal-askeri bir güç çıkaracaktır.
Sayfa 85 - Birey ve Toplum Yayınları, 1984Kitabı okudu
“Gereğinden fazla” (ve dolayısıyla yüzeysel ve mekanik) siyasal realizm, çoğu kez kişiyi, Devlet adamının sadece “fiili gerçeklik” bağlamında çalışması, “olması gereken” ile değil de “olan” ile ilgilenmesi hakkındaki iddiaya götürür . Bu da Devlet adamının kendi burnunun uzunluğundan öteye giden perspektiflere sahip olmaması gerektiği anlamına gelebilecektir.
Sayfa 72 - Birey ve Toplum Yayınları, 1984Kitabı okudu
"Modern devlet, sosyal grupların mekanik bloklarını, onların yönetici ve hâkim grubun etkin hegemonyası altına alınmasıyla ikame eder, sonuçta bazı özerklikleri yok eder ancak partiler, sendikalar, kültürel dernekler olarak başka biçimler altında bunlar yeniden doğarlar. Çağdaş diktatörlükler yasal olarak bu yeni özerk biçimleri de yok eder ve devlet bünyesine dahil etmeye çalışırlar: tüm ulusal yaşamın hâkim grubun elinde yasal olarak toplanması 'totaliter' olur."
Sayfa 102 - Gramsci, Defterler 25, 1934, s. 20Kitabı okudu
144 syf.
·
Puan vermedi
·
65 günde okudu
Emeğin Tevekkülü
Emeğin Tevekkülü’nü her şeyden önce, Türkiye’nin daha önceden ele alınmamış acı bir gerçeğini ortaya koyan saha çalışmadır. Bu çalışmanın Konya’da yapılmasının sebebi siyasi alanda önce RP(N.Erbakan) daha sonra AKP(R.T.Erdoğan) nin siyasi söylemler üzerinden yaptıkları siyaset ve Konya’da aldıkları oy oranlarına binaen İslamcı ideolojiyi
Emeğin Tevekkülü
Emeğin TevekkülüYasin Durak · İletişim Yayıncılık · 201340 okunma
100'lük liste
Güzel liste. Bir kaçı çıkarılabilir ama genel anlamda bir kıta felsefesi hattı çizmek için ideal. En iyi 100 Felsefe Metni’ni bir dergi tanımadığım aydınlarla belirlemişler: 1- devlet – platon 2- saf aklın eleştirisi – immanuel kant 3- böyle buyurdu zerdüşt – friedrich nietzsche 4- varlık ve zaman – martin heidegger 5- ethica – baruch
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.