"..Bak Milena, ‘En çok seni seviyorum.’ diyorum, ama gerçek sevgi bu değil belki, ‘Sen bir bıçaksın, ben de durmadan içimi deşiyorum o bıçakla’ dersem, gerçek sevgiyi anlatmış olurum belki.
Ve yazdıklarımın devamı olarak Milena, kalbimde sen varken her şeye katlanabilirim.."
"Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!"
"Peki, sen ne görüyorsun bakalım?"
"İnsan, sadece insan. Seven, acı çeken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
Sevmenin her türlüsünü bulduk buluşturduk, bir araya getirdik, kendimize kattık. Sana arabi’nin aşk teorisi’ni ağlatmıştım bir gün. İkincisini daha bir senmiştin. Durup durup anlamalarımı da kendine mal ediyordun. Mülkiyet hoş birdi. Beni mülkmüştün. Gene mülksene.
Allah'ım kaderimden şikayetçi değilim
aksine bahtiyarım, evrende bana da rol
verdiğin için şahsen: Allah'ım bizler senin
falsolu kullarınız, n'olur bizden razı ol.
Kapitalizmin bu değer illüzyonunu mutlaklaştırdığı bir dünyada insanlar korkuya boğuluyorlar. Özgürlük, barış, aşk gibi kavramlar ticari markalarca gasbedildi. Sanat, bilgi, inanç tecimselleşti
- Apartman girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?
+ Hangisini?
- Otomatik yanan, sensörlü lamba.
+ Hayır.
- Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.
Önüme baktım.
"Neden kırdın?"
Cevap yok
"Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle."
"Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?"
"Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için."
"Beni görünce yanmıyordu baba."
"Nasıl ya?"
"Görmezden geliyordu, yanmıyordu. kaç sefer yok saydı beni."
"E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor."
"Hadi ya! Sahiden mi?"
"Evet. Ucuzundan takmışlar.Bizimle bir alakası yok!
Adam Tanrı'ya seslenir. "Tanrım," der, "bir soru sorabilir miyim?"
"Tamam," der Tanrı. "Sor bakalım."
"Tanrı'm, senin için bir milyon yıl bir saniyedir diyorlar, doğru mu?"
"Evet, doğru."
"Peki, bir milyon dolar senin için nedir?"
"Benim için bir milyon dolar, bir penidir evlâdım."
"A, iyi," der adam. "O zaman bana bir peni verebilir misin?"
"Tabii," der Tanrı, "Bekle bir saniye..."
Bende şiir yazma kabiliyeti varmış, öyle söylüyorlar. Ne dediğimi bilmemek istiyorum. Hakkımı aramamak istiyorum. Boş başıma dolaşmak istiyorum. Sosyalleşmemek gibi bir hak tanımak istendiriliyorduğum. Sahipsizim. Sonra sokakta dolaşırken her şeyi rasyonalize etmek durumunda kalıyorum. Bazı kediler rasyonalize olmak istemiyorlar. Annem rasyonalize ne demek, ağlamıyor. Kendimi bana bırakmak istiyorum.