Daha önce hiç gitmediğiniz bir şehire gittiğinizi düşünün. Orada yaklaşık 5-6 saat gezme fırsatınız var. Yani 3-4 yere rahatlıkla gidebilirsiniz. En sona, gidilebilecek en güzel yeri mi bırakırsınız yoksa diğerlerine nazaran biraz daha gölgede kalmış yeri mi? Bu soru her ne kadar kişiden kişiye farklılık gösterse de güzel olan bence en sona
Doğru işlemeyen akıl keskinmiş neye yarar? Saatin iyiliği koşmasında değil, doğru gitmesindedir.
Vouvenargues
Bir saatini bile boşa harcamaya cesaret eden insan, yaşamın değerini henüz keşfedememiş demektir.
Charles Darwin
Ne büyük erdemdir topluma kulak vermek onu kalben hissetmek ve ne büyük bir yüceliktir bunu kendine dert edinmek.
Halbuki
Bağımsızlığımızın Timsali olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız Kutlu Olsun!
* * *
“Cumhuriyetimiz öyle zannolunduğu gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde etmek için kan döktük. Her tarafta kırmızı kanımızı akıttık. İcabında müesseselerimizi müdafaa için lâzım olanı yapmağa hazırız.” 1923, Gazi Mustafa Kemal Atatürk
YouTube kitap kanalımda Doğu'nun Limanları kitabını okumadan ölebilirsiniz dedim : ytbe.one/Rclj5apawe4
Balon : İçi boş olan bir şeyin de yükselebileceğini kanıtlayan cisim.
Doğu'nun Limanları = Balon
Amin Maalouf'u ilk kez okuyorum ve tekrar okumam gerektiği konusunda şüpheye düştüm. Sanırım hayatımda okuduğum en
+ Dışa bağımlı mıyız?
- Yok canım! Ne bağımlılığı? Onlar bize bağımlı. Bizimkisi dudak tiryakiliği.
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.
/Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Çocuklarınızı Padişahçı değil Milliyetçi yetiştiriniz.
/Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bu millet
(Bu oldukça uzun bir hikayedir.. Pardon, incelemedir. Hazır mısınız? :)
Durun!! Durun!!
Kalkmış olamaz tren…
Anlatacağım neden geç kaldığımı..
Yıldızlı gözlerimde neden bunca isin, yorgunluğun düştüğünü.. Bu pespaye halimi, bu yaralarımı, bırakın şu trenin kolunu tutacak mecali, tüm o yolları aşıp nasıl geldiğimi..
...
Trene bindim, Ülkeme
Sâmiha Ayverdi, Sofi Huri, Nezihe Araz, Safiye Erol gibi isimleri kaçımız tanıyor diye sorsam eminim tanıyanlar olarak azınlıkta kalacağız. Ha bir de tanımak var, tanımak var. Kimimiz sadece ismini duymakla müşerref olmuşuzdur, kimimiz bir eserini dahi olsa okuma şerefine erişmişizdir. Daha şanslı olanlarımız ise pek çok eserini okumuş, hayatını
Osmanlı İmparatorluğu, 'ya tamam ya devam' diyerek girdiği Cihan Harbi'nden ağır bir hezimetle çıkmış, payitahtı dahil olmak üzere şehirleri İtilaf kuvvetlerince işgal edilmiş ve artık 'hasta adam'lıktan ölü adamlığa gerileyerek fişinin çekilmesini beklemekteydi. Tarih kitaplarımızda 'Almanya yenildiği için biz de yenik sayıldık' doğrultusunda bir
İnsanlık tarihine baktığımızda insanların ve toplumların sellerden yangınlara, depremlere, savaşlara ve salgın hastalıklara kadar birçok felaketle karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Özellikle savaşların ve salgın hastalıkların insanları ve toplumları hiç beklemedikleri bir zamanda ansızın yakalayarak çok derinden sarstığına şahit oluyoruz. Öyle ki
İnsanlık, Birinci Dünya Harbi ile sarsılmakta. 100 yılın ardından arka sayfalarında gizlenmiş büyük yangınlar, buhranlar ve insanlık trajedisiyle tarihine kara bir danga vurulmuştur. İyi ile kötünün mücadelesi var olma savaşını verirken; her asrın tamda gecenin çöktüğü yerde filizlenen umutlar vardır. Karanlıklara aydınlık olsun diye, zafer
"Âlem büyük insan, insan küçük âlemdir"
Ne derin manaları olan ne güzel bir söz. Yıllar önce dedem de buna benzer bir şey söylemişti:
"Bir aileyi yönetmek bir devleti yönetmek gibidir." O zamanlar burun kıvırmıştım. Hadi canım demiştim içimden, birkaç odalı evde yaşayan bir aile ile kocaman bir devletin
Merhabalardan bir demet. Spoi ve Gilleri bulunmamaktadır.
Bir okurdan da görüp uyguladığım gibi önce yazarı araştırır, okur, tanıyabildiğim kadar tanırım...
- Biz şairi biliyoruz sen kitaba geç.
Baaalım ne kadar tanıyorsun. Çay kahve al istersen, biraz uzun. Dikkat et çenen çıkmasın, çünkü çok şaşıracaksın. Ööle şaşıracaksın yani.
Eğitim,
Kemikler dayanıyor sırtıma, Karbon14 metoduyla kaç yıllık olduğumu öğreniyor ismini telaffuzunda zorlanacağım ecnebiler. Bir karbon olmasa kıymeti bilinmeyecek tamtur yüzükler takmışlar parmaklarıma boğumları kalın, modern ve belki milenyum çağı zevklerini mesned edinince. Milenyum çağına bir şiir sermişler, sahibini sorunca biri Allah demiş öteki
Avrupa tarafından "Hasta Adam"olarak tâbir edilen Osmanlı"nın -yaklaşık- son yüz yılında yaşanan bazı konuların ele alındığı, dönemin belgeleri incelenerek hazırlanmış bir kitap.
Boşalan kasada olmayan parayla demir yolu yapma hevesindeki yönetim, iş bilmez insanların ve dönen rüşvet çarkıyla hak etmeyenlere verilen işler ve zarara uğratılan Devlet-i Âli Osmanlı...
Alman,İngiliz,Fransız,İtalyan,Amerikan,Rusya misyonerlerinin cirit attığı, birbiriyle mücadele ettiği ve yarıştığı; bunları neredeyse sadece izlemekle yetinen âciz bir yönetim...
Suça karışan bazı misyonerlerin mahkeme kararıyla cezalandırıldığı ancak İngiliz yönetiminin baskısıyla cezayı kaldırmak zorunda kalan Padişah (tanıdık bir olay sanki !!! )
SİZ GÜÇLÜ DEĞİLSENİZ, GÜCÜ OLANLARA HER DEVİRDE BOYUN EĞERSİNİZ !!!
iyi okumalar