Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkeş, CKMP Genel Başkanı: Arkadaşlarıyla birlikte CKMP'ye giren Türkeş de hızlı bir şekilde çalışmalara başlamıştı. Parti müfettişi olmuştu ve bu sıfatla teşkilatları geziyor, denetliyordu. Bir yandan da Türkçülerin partiye kaydolmalarını sağlamaya çalışıyordu. Birçok ilde yeni gençlik kolları kurulmuş ve bu kolların yönetim kurullarına
Kuantum alanı, evrendeki gizemli enerji alanlarıdır ve ışık hızından daha hızlı bir iletimle evrende isteklerinizi iletirler, isteklerinizin yönetimi dilekleriniz bu şekilde oluşur oyüzden kötü bir söz evreme göndermeyin…
Reklam
Çok seviyorum böyle diriliş hikayelerini :)
Bir cuma günü namazdan sonra mezarlıktan hayatı seyrederken yanıma gelen bir asker titreyen sesiyle "selam"ın onu nasıl dirilttiğini anlattı: "Ankarada nizâmiyeden ayrıldım, eve gidiyordum. Bir apartman mescidinden çıkan cübbeli, sarıklı insanları görünce bir anda öfke beynime sıçradı. Bana doğru gelen bir sarıklıya omuz vuracak şekilde hızlı adımlarla ilerlerken sarıklı, birkaç adım kala es-Selamu Aleyküm ve Rahmetullah' dedi. Selam tuttu beni; bir anda öfke sükûnete, nefret muhabbete döndü. İslâm üzerine araştırmaya başladım. Vaazlar dinledim. Hiç birinde insan kesmekten bahsetmiyor; baskıdan, zorbalıktan söz edilmiyordu. Müslümanlar, çocukluktan itibaren bana anlatılanlar gibi değildi. Karıncayı incitmekten korkan bu insanları bütün kötülüklerin sebebi olarak tanıtmışlardı bana. Sabah karargâhta arkadaşlara "selam"ın bendeki büyük tesirini anlattım. Birlikte vaaz dinlemeye başladık, sonra da namaza... O zamanlar kışlada mescid yok, namaz da serbest değildi. Bu yüzden birimiz kapıda nöbet tutar, diğerleri namaz kılardı."
KUŞ GRİBİ NEDİR?
Kuş gribi, influenza-A virüsunun neden olduğu ve kuşlarda görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. Hastalık daha çok ördek, hindi, tavuk, sülün, evcil kaz, bıldırcın, tavus kuşu, muhabbet kuşu, martı, bataklık kuşları, keklik, deniz kuşları, beç tavuğu ve papağan cinslerinde görülmüştür. Bütün kanatlı türleri hastalığa duyarlı olmakla birlikte evcil kanatlılar enfeksiyona daha duyarlıdır ve hastalık sürü içinde çok hızlı bir şekilde yayılır ve öldürücü olarak seyreder.
Bir eylem tasarlandığında, başlamışta sayılır. Bir eylemin önceden hayal edilmesi, onun hızlı bir taklidi gibidir, çünkü tasarlanan eylemin hızlı bir şekilde yürümesini sağlayacak nihai gerilim öncesine bir yarı gerilime neden olur.
Pek çok şeyden kesinlikle kurtul, yalnızca bunların pek azını aklında tut; ayrıca herkesin şimdide, sadece bir anlığına yaşadığını hatırla. Kalan günlerimiz ya geçmiş gitmiştir ya da bilinmezdedir. Yaşam gerçekten kısadır. Bu kısacık yaşamı yeryüzünün ufacık bir köşesinde sürdürür herkes. Uzun bir yaşamın ardından gelen şöhret bile kısadır. Uzun zaman önce ölmüş birisini, ya da bizzat kendilerini öğrenmemiş olanların hepsi, kendinden öncekiler gibi çok hızlı bir şekilde ölmüş olacak.
Reklam
Vücudumuz yakıt bankası gibi çalışır. Besinlerden aldığı "yakıtı", hücrelerimizin kullanabilme­ si için enerjiye çevirecek şekilde tasarlanmıştır. Hücrelerimizin (özellikle beyin hücrelerinin) hayatta kalması için kanımızda ye­ terli miktarda glikoz / şeker bulunması şarttır. - Yediğiniz (ekmek, makarna, kepek, pirinç gibi) karbonhid­ ratlar, glikoz / şeker oluşturulmak üzere bağırsakta sindirilir. - Oluşan glikoz/şeker kan yoluyla tüm vücuda taşınır ve enerjiye dönüştürülmek üzere (kas, yağ, karaciğer) hücrelerine alınır. - Bundan sonra görev midenin arkasında bulunan pankrea­ sa düşer; salgıladığı insülin hormonuyla hücreye alınan glikozu denetler. - Görevi glikozu daha sonra yakıt olarak kullanacağı karaci­ ğer hücrelerine iletmek olan insi1ün, metabolizmanın en önemli görevlisidir. Glikoz seviyesinin aşın yükselmesine engel olmaya çalışır. - Sağlıklı hücrelerin insalin hassasiyeti yüksektir. Ancak (kimyasal yiyecekler, nişasta bazlı şeker) insülinin kafasını karış­ tınr; seviyesi tavan yapar! - Bu kez (kas, yağ, karaciğer) hücreleri kendini korumak için insüline duyarsızlaşır; kandaki glikozu bünyelerine almaz. - Pankreas panikler ve fazla insülin sağlayarak tepki verir. Şeker hastalarının bu nedenle kanlarındaki şeker oranı yük­ sektir. Zira vücutları şekeri enerji olarak depolanacakları hücre­ lere ulaştıramaz! Bırakın kimyasal şekeri, zaten sindirim sistemlerimiz çok faz­ la şekerle çok hızlı ve etkin bir şekilde baş etme konusunda ye­ tersizdir. Öyle evrilmedik!
Epilepside olduğu gibi, bu migren aurası da görme korteksime yayılmakta olan ve görme yetimi kaynağında, yani beyinde bozulmaya uğratan elektriksel faliyet dolayısıyla ortaya çıkıyor. Migrenin farkı bu elektriksel değişimin yapısıyla ilgili bir şey. Epilepside yaşanan hızlı ve son derece kontrolsüz akımlardan farklı olarak migrende daha kontrollü, daha yavaş yayılan ve nöronları daha farklı bir şekilde etkileyen bir değişim yaşanıyor. Birini ağır ağır yanan bir mumun fitiline, diğerini ateş görünce tutuşan baruta benzetmek mümkün.
Sayfa 75 - Metis BilimKitabı okudu
Sıkıntılarımızın bir nedeni biraz da hiçbir şey yapmadan sadece umud etmek
Zaman, gitgide daha hızlı bir biçimde akıp gidiyordu; sessiz ritmi yaşamı parçalara ayırıyor, insan geriye bir göz atmak için bile duramıyordu. 'dur! dur!' diye bağırmak istiyor ama sonra bunun hiçbir yararı olmadığının farkına varıyordu. Her şey, insanlar, mevsimler, bulutlar, her şey kaçıp gidiyordu; insanın taşlara, bir kayanın tepesine asılması da yararsızdı, yorulan parmaklar gevşiyor, kollar, cansız bir şekilde düşüyor ve insan kendini bu çok yavaşlamış gibi görünen ama hiç durmayan ırmağa kapılmış buluveriyordu.
Hayatımda ilk kez, kimse tarafından sorgulanmadan bir ağacın altında durabiliyor, keyfime göre ağır ağır ya da hızlı yürüyebiliyordum. Az çok tüm gençliğe damgasını vuran çeşitli zorbalıklar altında ezilmiş zavallı bir varlık için önemsiz konular hakkında da olsa ilk kez keyfince karar verebilmek ruhu bilemediğim bir şekilde ferahlatıyordu.
Sayfa 21 - Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Londra'da kasvetli, kapalı ve bayat bir pazar akşamıydı. Tiz ve pes, çatlak ve berrak, hızlı ve yavaş, her derecede ahenksiz, delirtici kilise çanları, tuğla harç yankılarını berbatlaştırıyordu. İs karası pişmanlık kıyafetleri giymiş melankolik caddeleri, onlara korkunç bir umutsuzluk içinde pencerelerden bakmaya mahkûm edilmiş insanların ruhlarını demli yordu. Her caddede, neredeyse her sokakta ve hemen her dönemeste kasvetli çanlar sanki veba şehirdeymiş ve ceset arabaları etrafta dolaşıyormuş gibi zonkluyor, titriyor, çalıyordu. Aşırı çalıştırılmış insanlara bir parçacık rahatlık sağlayabilecek her şey, demirlenmiş, sürgülenmişti... Görülecek hiçbir şey yoktu, yalnızca sokaklar, sokaklar, sokaklar. Nefes alacak başka bir şey yoktu, yalnızca sokaklar, sokaklar, sokaklar. <<Dalmış zihni değiştirecek veya yükseltecek hiçbir şey yoktu.>> Bitkin ameleler için yedinci gününün monotonluğunu önceki altı günün monotonluğuyla karşılaştırmanın, ne kadar yorgun bir yaşam sürdüğünü ve onu en iyi şekilde -ya da en kötü şekilde- nasıl değerlendireceğini düşünmenin dışında hiçbir şey yoktu.
Beynimizin subliminal kısımları bizim için görünmezdir; buna rağmen hayatı bilinçli bir şekilde nasıl tecrübe edeceğimizi, kendimizi ve başkalarını nasıl gördüğümüzü, hayatımızda her gün olup biten şeylere yüklediğimiz anlamları, kimi zaman ölüm-kalım meselesi olabilecek hızlı kanaat ve kararlara ulaşma yeteneğimizi ve bütün bu içgüdüsel deneyimlerin sonucunda yaptığımız şeyleri çok temelden etkiler.
Sayfa 14 - Okuyan usKitabı okuyor
Her şeyin nasıl da hızlı bir şekilde unutulduğuna, senden önceki ve sonraki ölçülemez bir zaman uçurumuna, alkışların içi boş yankısına, hakkımızda iyi konuştuğunu iddia edenlerin değişken ve eleştirel olmayan yargısına, tüm bunları sınırlayan alanın darlığına bak.
Fakat öpüşüyoruz. Beni öpüyor. Öpülmek o kadar güzel hissettiriyor ki, ağlayabilirim. Bir bebek gibi ağlayabilirim. Hiç kimse beni bu şekilde öpmedi; bu kadar nazik, bu kadar tatlı... Kolayca kırılabilirmişim gibi. Zarar görebilirmişim gibi. Değerliymişim gibi. Hayatım boyunca, insanların beni nasıl gördüğünü biliyorum. Her beş saniyede bir dudaklarından fışkıran fikirlerle bu ateşli kişiliği görüyorlar. Sanki korkusuz biri gibi, düzenli olarak dün- yanın dört bir tarafına seyahat eden birini görüyorlar. Kalbi onlar- ca kez parçalanmış ve aptalca tekrar tekrar âşık olmaya çalışacak cesareti olan birini görüyorlar. Ama göremedikleri şey kalbimin ne kadar kırılgan olduğu. Göstermek zorunda olduğum sevginin büyüklüğünü düşündü- ğümde ne kadar ağır olduğunu görmüyorlar. Tüm geleceğimi avuçlarının içinde tutabilme potansiyeline sahip bir adamla göz- lerim kenetlendiğinde ne kadar hızlı çarptığını görmüyorlar. Âşık olmak istiyorum. Ve sevilmek istiyorum. Ve beni böyle öpen birini istiyorum, nefes almayı unutmama neden olacak kadar yumuşak ve yavaş. Bir dakika sonra dudaklarını geri çekiyor, gözlerimiz şehvet dolu bir şaşkınlıkla buluşuyor; en azından benim açımdan. Beni öptüğü için hafifçe pembeleşen dudaklarının kenarları biraz yukarı kalkıyor. "Mutlu yıllar."
Sayfa 53
Gelecekte yaşanması muhtemel senaryolar
Kaçınılmaz bir şekilde böyle olacak; çünkü yakın gelecek, büyük olasılıkla yakın geçmişe benzeyecektir ve de yakın geçmişte, hızlı toplumsal değişimler seri üretim ekonomilerinde ve çoğu varlıksız olan toplumlarda meydana geldikleri için, daima ekonomik ve sosyal olarak karışıklara yol açmıştır .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.