Küçük Tilkili Kadın / Violette Leduc
Paris’te bir çatı katında yoksulluğun, yaşlılığın ve yalnızlığın çepeçevre sardığı bir dünyada yaşayan bir kadının hayatı birgün değişiverir. Artık her sabah gürültüsünü dinlemeye alıştığı metroya da saydığı kahve çekirdeklerine de hatta sırf diğer insanların sıcaklığını hissetmek için bindiği metro vagonlarına da bambaşka bir gözle bakar. Çünkü artık hayatına bir güneş doğar.
Yo yo, ne piyango çıkmıştır ne de eşe dosta rastlanmıştır. Turuncu, tüylü mü tüylü ve yumuşacık bir kuyrukla umudun kanadını yakalamıştır ki az şey midir bu? Evet bir tilkisi vardır artık
O kadar güzeldi ki. Asla melankolik değil, hüzünlü de. Umut her an varlığını hissettiren en büyük izlekti romanda. Özellikle büyükşehirlerde yine özellikle yaşlı ve kimsesizlerin görünmezliğini görünür kılan o turuncu kuyruk kadar hafif bir hikayeydi. Çok sevdim ben
#alıntılarım
“Alışkanlık, aşktan çok daha güçlüdür.”
“.. zaten öteden beri bildiğimi yeniden öğrendim, biz birlikte öleceğiz. Senden asla ayrılmayacağım.”
“Aşağıda bir sevgili olduğunu nereden mi biliyor? Kadın büyük bir kuş kafesi, okşayışlarından sel gibi güvercinler boşalıyor.”
“Ümitsizliğe kapılmak, aynı zamanda israf etmek demek.”
#küçüktilkilikadın #violetteleduc #canyayınları #fransızedebiyatı #yoksulluk #yaşlılık #açlık #yalnızlık #paris #violetteleduc
#birdahaoku
@canyayinlari @birdahaoku