Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Başlangıçta sükut var idi.Ve her yer karanlık idi. Ve Yaradan Yegah makamında terennüm eyledi. Ve bu ışıltılı nağme ile etraf nur oldu. Ve nağme boşlukta yankılanıp geri döndü. Ve Yaradan, bu Yegah nağmenin güzel olduğunu gördü. Ve akşam oldu ve saban oldu, birinci gün. Ve Yaradan Dügah makamında terennüm eyledi. Ve suların ortasında bir azim
Sayfa 138 - İLETİŞİMKitabı okudu
Sultan Murad da yiğit, gözünü daldan budaktan esirgemez bir padişah imiş. Bağdat üstüne sefer eylemeye karar vermiş. O kavli kararında olsun, Murad’ın anası birgün padişah oğlunu huzuruna çağırmış, “oğlum Murad,” demiş, “sefere gidiyorsun Bağdat üstüne, hayırlı uğurlu, kademli olsun. Osmanlı büyük bir devlet, senin de yer götürmez askerin var, var
Sayfa 306 - Görsel YayınlarKitabı okudu
Reklam
"Eh, cins cins adam var", diyecek, bu lanetli cümlenin ikinci yarısını söylemeyecekti: Ve sen en kötü cins çıktın.
Jarvinen, Okunen ve Gulbe Nasıl Kral Oldular? Reçel Kralı Jarvinen anlatıyor... Ben önceleri yoksul bir sokak çocuğuydum. Şimdi ise yurdumuz için büyük ve iyi bir güç olduğumu söyleyebilirim. Ben bu konumumu kime borçluyum? Tesadüfen dinlediğim bir konferansa değil mi? Daha önce de söylemiştim. Küçük dükkânımda kurabiye ve
Sen, sen olarak yok olmak zorundasın, o zaman gerçek ortaya çıkar. Gerçeğin ne olduğuna dair hiçbir fikre sahip değilsin, rüyalarında bile. Sen gerçek dışısın ve gerçek dışılıkta yaşıyorsun. Rüyalarda yaşıyorsun, uykuya dalmış vaziyettesin. Uyanışın nasıl bir şey olacağını kavrayamazsın. Yalnızca bir tek şey söylenebilir: Bildiğin hiçbir şeyi
Süs Köpeği
19. yüzyılın ikinci yarısında Londra’da üst sınıf kadınların son meraklarından biri sokakta küçük süs köpekleriyle dolaşmaktı. Birbirinden şirin, bol tüylü bu minik köpekler çoğunlukla leydilerin kucaklarında taşınıyordu. Az bulunan bu cins köpekler popüler oldukları için yüksek fiyata alıcı buluyordu. Bir öğleden sonra alışverişe çıkan
Yabancı Yayınları
Reklam
“...Bir dönem skandal ve cinayet haberlerini öne çıkaran gazeteleri Oidipus ve Rüstem benzeri hikâyelere çok rastladığım için okudum. İstanbul’da iki çeşit hikâye okur tarafından çok seviliyor, ucuz gazetelerde çok yayımlanıyordu. Birincisi; oğlu askerde, hapiste, uzaktayken babanın, genç ve güzel geliniyle yatması, olayı fark eden oğulun babayı öldürmesiydi. Çok işlenen ve sayısız çeşitlemeleri olan ikinci cins cinayet ise, cinsel açlık içindeki oğulun, bir cinnet anında zorla anasıyla yatmasıydı. Bu oğulların bazıları kendilerini durdurmaya ya da cezalandırmaya çalışan babalarını öldürüyordu. Toplum tarafından en çok nefretle karşılanan oğullar bunlardı: Ama toplum onlardan babalarını öldürdükleri için değil, zorla analarıyla yattıkları için nefret ediyor, adlarını bile anmak istemiyordu. Baba katili bu oğulların bazıları bir pisliği temizleyerek nam yapmak isteyen hapishane ağaları, kabadayılar veya kiralık katil adayları tarafından öldürülüyordu. Bu cinayetlere devlet, hapishane yönetimi, gazeteciler, hatta toplum karşı çıkmıyordu...”.
Sayfa 114 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Hughes ve Eugel’in bilinçsizce sayfalarını çevirdiğim kitabının ikinci cildi yalın olduğu kadar eğlenceli bir sistematizasyonla başlıyordu. Tasnif tablosunda üç tanım vardı. Cins: Hayvanüstüler. Sınıf: Eşhücreseller. Kategori: Başkalaşangiller. Sanırdınız ki tanımlanan türün sayısız örnekleri vardı. Oysa varolan bir tek bireydi - şöyle yedi yüz milyar ton çeken tek bir birey.
peki, dinle bakalım. kitap şöyle yazar:Dört cins insan vardır. Birinci cins'' benim olan benimdir,senin olan senindir'' der.Bunlar orta sınıf halktır, yada bazılarının dediği gibi ''sodom'' dur.İkinci cins insan ''benim olan senindir, senin olanda benimdir'' der. Bu bildiğimiz halktır, hakir görülenlerdir. Üçüncü cins ''benim olan senindir, senin olanda senindir'' der. Bunlar pek sofu olanlardır.Dördüncü cinsler ''kötülerdir'. işte böyle yazıyor kitap. ilk görüş kardeşi Habil'i öldüren ve ilk şehri kuran Kabil'in görüşüdür.Bu bakımdan onu ve görüşünü kınamak gerekir. Üçüncü cins insanda kınanması gereken bir görüşü destekliyor:Zenginliklerin dağıtımından pay almamış olmak bahanesiyle,yoksulluğu bir erdem gibi göstermeye çalışarak kendisini bir kat daha küçültmeye çalışan insandır bu. Yani ikiyüzlülüğün bir çeşidini gösterir, yoksulların gururunu meydana koyar. Dördüncü cins büyük toprak sahipleriyse tefecilerdir. Bunların görüşüne neresinden bakarsan tutacak tarafları yoktur. Kala kala ikinci cins insan kalıyor: Benimki senin, seninki benim diyen insan. işte Esseni' lerin inanışı budur.
Sayfa 74 - toplum yayınevi
İkinci Yeni'nin Eskicisi
"Daha bir sürü şey Şuramda darmadağınık" Edip Cansever
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.