Rüzgar gibi geçti romanı Amerika Birleşik Devletleri tarihinde çok derin izler bırakan iç savaşın geniş bir öyküsüdür.
Yayınlandığı ilk günden itibaren satış rekorları kıran roman daha sonra Fransa, Almanya ve İngiltere’ de de ilgi görmüş ve aynı adla filme alındıktan sonra bütün dünyaya yayılan üne sahip olmuştur.
Kitapda 1861 yılında
Sokağa çıkıyoruz; bir yerlere yetişmek için ya da keyfimizden yürüyoruz, koşuyoruz, etrafımıza bakıyor muyuz? Sağımızda, solumuzda neler olup bitiyor, biliyor muyuz? Umurumuzda mı?
Kadıköy’de bizim için sıradan bir gün, yürüyoruz, bir yerlere oturacağız, ama hala yürüyoruz, hava güzel, güneş ışıl ışıl, yürümeye devam ediyoruz, “Açım abi” sesi
Arkadaşlar gitmeden önce bu yazının sizin için faydalı olacağını düşünüyorum. Ben yaklaşık 3 gündür Gürcistan dayım. Batum yani onların söyleyişi ile Batumi. Nüfusu tahminim 200binden fazla şu dönemlerde. Ticaret belli ki yavaş yavaş gelişiyor. Limanları dolu dolu. Ticaretle ilgili belli ki çok fazla alana etki eden bir oluşumları var. Artvin ve
Havalar çok sıcak. İşler yoğun. İkisi bir araya gelince insanı acayip bunaltıyorlar. Gökten düşecek şarıl şarıl yağmur damlalarının serinliğine, yağsa da hem serinlesek hem de işlere ara versek diyerekten, muhtaç bekliyoruz. İnceleme yazmaya başlamadan az evvel her bunaltıcı günde olduğu gibi bunları düşünüyordum. Gök artık isyan derecesindeki
İnsanlar şehre geldi, kendini şehre yakıştıramadı ya da şehirliler onları kendine yakıştıramadı. Sonra şehrin kuytusuna, çöp yığınlarının ve fabrikaların oralara "kondu" kurdular. Görevliler yıktı. Her defasında daha kötü bir malzemeden ve daha küçük olarak tam otuz yedi defa kurdular. Görevliler de yıktı.
İnsanlar değişmedi!
Kar
*
Cumhuriyetin en başarılı eserlerinden biridir tam bağımsız Köy Enstitüleri. Geçmişte başarıya ulaşmış, başarısı da kapatılmakla ödüllendirilmiştir. Çünkü; ülkemizde her başarının bir ödülü değil, cezası vardır.
*
Köy Enstitüleri açıldığı yıllarda değil de, kapandığı yıllardan sonra daha çok gündemde olmuş, her dönem geçmişe ait bir özlem, bir
"İlk camın kırılmasına müsaade etmeyeceksiniz.Ya da kırılan camı en kısa zamanda tamir edeceksiniz ki diğerleri de bundan cesaret alıp diğer camlarınızı da kırmasınlar."
"...Yalnızlık sayesinde dünyanın bayağılıklarından korunmuş soylu ruhlara..."
Honore de Balzac
Bu kitap derin anlamlar içeriyor. Okurken düşündüren ve uzun tasvirlerden sıkılabilirsiniz ama bence derin anlamları da olsa benim için çok özel ve önemli bir yeri olduğunu söyleyebilirim. Yani okuyacaksanız bunu bilerek sindirerek okumanızı ve notlar
+ Dışa bağımlı mıyız?
- Yok canım! Ne bağımlılığı? Onlar bize bağımlı. Bizimkisi dudak tiryakiliği.
Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir.
/Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Çocuklarınızı Padişahçı değil Milliyetçi yetiştiriniz.
/Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bu millet
29 Ekim 1923 sabahı…
Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile ithaldi, pirinç ithaldi,
Mihail Bulgakov'un 1940 yılında yayımlanan büyülü gerçekçilik anlayışında yazılmış romanı. Eseri okurken maalesef pek çok şeyi göz ardı etmişim o yüzden bitirmekte oldukça zorlandım. Yazarın ilk okuduğum kitabı
Genç Bir Doktorun Anıları olduğu için yine aynı yalınlıkta yine aynı akıcılıkta ve anlaşılır ölçüde sosyal eleştiri olacağını düşünmüştüm fakat
ŞUBAT AYI HİKAYE ETKİNLİĞİ
#104029280
Merhaba. Mahmut Hocanız bu konuşma için beni ilk davet ettiğinde acaba insanların benim için vakitlerinden ayıracağı kadar ne başardım diye çok sorguladım kendimi. Sürekli cevap aradığım sorulara bir yenisini eklediği için öğretmeninize teşekkür ederim. Bugün 27 Mayıs 2051
Merhabalar, öncelikle herkesin Ramazan Bayramı’nı kutlarım. Rabbim daha nice bayramlara ve Ramazanlara hayırlısıyla kavuşmayı ve hakkıyla istifade edebilmeyi nasip etsin inşallah.
Fark eden okurlar olmuştur belki, bir süredir Mehmed Akif üzerine okumalar yapıyorum. Bu süreç bilinçli bir program dahilinde de olmadı. İsmet Özel “Kitaplar insanı
Bu aralar okuyasım yok. Bu aralar dediğim, çarşambadan beri. Aslında yeni öykücülerdi gözüme kestirdiklerim, yerlilerden, okur, anasını ağlatır, en az 10 öykü kitabı bitiririm niyetindeydim. Olmadı.
Bodrum'daydık. Senesini unuttum. Keçiboynuzu alırım niyetine köylülerin kurduğu pazara gitmiştim. Zelo, kızım, daha 5 yaşında bile yoktu. Terlemiş