Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
Burnumuzun bir kusuru bizi filozof yapar mı?
Kitabımızın kahramanı Moscarda'yı yapıyor işte.Kahramanımızın hayatı, bir sabah eşinin "Ne o, burnunun çarpıklığına mı bakıyorsun?" demesiyle değisir.O güne kadar burnunun kusursuz olduğunu düşünen Moscarda'yı alır bir telaş. Aman ne burunmuş o ! Aldı bizim Moscarda'yı yaptı Descartes.
Kendisinin, o güne kadar gördüğü kişi olmadığını düşünen Moscarda, zamanla her şeyi sorgulamaya başlıyor.Pandora'nın kutusunu açmıştır bir kere.Kimliğini, geçmişini,mesleğini,eşini, kısacası hayatla ilgili doğru sandığı her şeyi dışarıdan binlerce kişinin gözüyle seyrettiğinde gerçekleri görmeye başlayacaktır. Kahramanımız, delilik yolunda yürürken bize, "insan bir midir,hiç midir yoksa binlerce midir" diye sorduruyor.
Kitabı genel olarak beğendim.Nobel ödüllü İtalyan yazar Luigi Pirandello'nun mizah anlayışını ve anlatımı da hoşuma gitti.Felsefik bir kitap olduğu için akıcı ve sürükleyiciydi diyemem.Okurken düşündüren kitaplardan.
Son olarak, 1934 yılında Nobel ödülü alan Pirandello, 1936 yılında ölür.Yazarın popülerliğinden yararlanmak isteyen faşist diktatör Mussolini,cenazesini ulusal bir törenle kaldırmak ister.Oğlu ise vasiyetine bağlı kalınmasını ister ve reddeder.Vasiyeti ise bir cümleden ibarettir:
"Kimse gelmesin cenazeme, cesedim yakılıp rüzgarlara ve eğer mümkün olursa Sicilyadaki denizime savrulsun..."
Keyifli okumalar...
_Ben düşüncesizim.
_Hiçbir şey benden üstün değildir! Hiçbir şey beni aşacak yücelikte değildir.
_Benim eylemlerimi komuta etmek, nasıl davranmam gerektiğini söylemek hiç kimsenin üstüne vazife değildir.
_Ben tamamlanmamış bir tinim ve mükemmel tin için çaba göstermeliyim.
‘’Benim bildiğim ki insanoğlu sürgün muhacir bir yaratıktır. Bir kuşlar böyle muhacirdirler. Bir bu gariban insanlar.’’
Doğduğun yer miydi memleket yoksa doyduğun yer mi?
Yedi ceddinin yattığı, soyunun var olduğu, Adem ve Havva’nın gönderildiği yer miydi?
Bir yuva var mıydı gerçekten insan için şu yeryüzünde, burası benimdir diyebileceği?
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri
Cizre Beyi,Ebdal oğlu Mir Zeynuddin’in ZİN ve SİTİ adlarında çok güzel iki bacısı vardı.Zin beyaz tenli ve beyin canciğeri gibiydi,Siti ise,esmerimsi ve bir selvi gibiydi.Tacdin,Beyin Divan Vezirinin oğluydu.Tacdin’in babası İskender’in iki oğlu daha vardı.Bunlara Arif ve Çeko denirdi.Tacdin’in kardeşleri Çeko ve Arif,tıpkı şahinler gibi kuşları
Hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin, bütün kurum ve kuruluşlar, liderleriyle kalıcılık kazanırlar. Bunun için yönetim ve üretim alanında, en çok tartışılan konuların başında liderler ve liderlik gelir. Liderlik nasıl tanımlanır? Liderliğin genel geçer bir tanımı var mıdır? İnsanlar lider olarak mı doğarlar? Yoksa liderlik yetenekleri,
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard
_Din, gönüllü köleliktir. Herzen
_Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı
_Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch
_Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_
_Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
_Lord Byron_
_Ey güzel okur! Bir kez burnunu uzattığın bu sayfaların içinden bir daha çıkamayacağına ant içerim!
_Tabuttaki ceset gibi yalnızdım. Yalnızdım bir bulut gibi. Yalnızlık dediğim haremindeki sultanınkidir. Mağarasındaki bir münzevinin değil. Hava saydam, gök mavi ve toprak kıvançlıyken, görünmekten hoşlanmayan, çatık kaşlı bulut gibi
_Kadın üzerine yazı yazarken kalemi gökkuşağına batırıp, mürekkebi kelebek kanatlarının tozu ile kurulayacaksınız.
_Herkesin vardır bir köpeği. Bakan, kralın köpeği; memur, bakanın köpeği; kadın, kocasının köpeği, ya da adam karısının köpeği.
_Hakikati dinleyecek kadar güçlü olmadığınız için sıradan birisiniz.
_Yetenek ve erdemin insanlara bir
_Benim ülkem Dünya’dır. Tüm insanlar benim kardeşimdir. İyiyi ve doğruyu yapmak benim dinimdir.
_Her türlü yanlışa karşı en amansız silah Akıl’dır. Bugüne kadar başka bir silah kullanmadım, bundan sonra da kullanmayacağım.
_Mantığı kullanmayı reddeden birisiyle tartışmak, ölüye ilaç vermeye çalışmak gibidir.
_İktidar halktan korkarsa bu
_Din, bütün yaşamı boyunca çalışan ve yokluk çekenlere, şükretmeyi, azla yetinmeyi, kısmete boyun eğmeyi, sabırlı olmayı ve öteki dünyada bir cennet umuduyla avunmayı öğretir.
_Din, halkı uyutmak için afyon niteliğindedir.
_En derin dinsel önyargı kaynağı yoksulluk ve cehalettir. Savaşmamız gereken kötülük de budur. Din aldatmacasının gerçek