'sevgi' konusu hep tartışılan, derin, anlaşılmaz ve kişiden kişiye değişiyor derim... Peki 'sevgi' tam olarak nedir/neydi?
Kitap adında 'sevme' var yani 'sevmek eylemi' görüldüğü gibi; sevme, sevilme elbette 'sevgi' den geliyor. Yazarımız üç önemli unsur üzerinde duracaktır; sevme, sevilme, sevgi.. Peki 'sevgi' seven için mi geçerli yoksa sevilen
Amerika’ya daha ilk ayak bastığımda başlamıştı gariplikler silsilesi. Bilen bilir, yurt dışında okumaya gittiğiniz zaman üniversite size bir “host family” ayarlar, yani sizi misafir edecek Amerikan aile .. Siz de hem seyahatin yorgunluğunu atlatır hem de bu sırada kendinize kalıcı bir yer bulursunuz.
Benim kalacağım aile de şimdiye kadar
Semih Doğan in (#27363375) incelemesinden sonra yazmaya kalkmak hadsizlik olur eminim ama Semih demişsin ya incelemende orada görev yapan öğretmenler de yazsa da biz de okusak diye. Öğretmen değilim ama doğuda görevim icabı uzun yıllar kaldım ve ben de yazmak istedim. Amacım herhangi bir polemik
"Hangi günü görmedik ki akşam olmamış" -Yaşar Kemal-
Hangi kitabı görmedik ki nihayete varmamış
-Mustafa Diyar-
Herkese selam ederim Breler(Kitabın tarzına uygun bir selam olsun istedim). Kitabın baskısı günümüzde dört cilt olarak neşredilmiş. Okuduğum baskı tek ciltten müteşekkil 2142 sayfa. Ama hiç bitmesin istedim. Ben, bunca yıl
Arkadaşların ricası üzerine bir inceleme yapmaya çalışacağız...
Bana kitabı hediye eden çok değerli arkadaşım, kardeşim olan
Melek yeter 'e sonsuz şükranlarımı sunuyorum. Şöyle bir not da yazmış: " Sozdar Bey'e hediyemdir
Melek Yeter"
Kitabı Melek ile beraber birçok insan övmüştü bana. Yani anlamadım çok
Bir olay koptuğunda hemen ardından yazılan, çizilen "kardeşlik edebiyatı" samimiyetini o kadar yitirmiş ki, gerçek ile sahte artık kendini belli edemez oldu. 20 yaşında bir genç öldürülüyor, hemen ardından bir açıklama getiriliyor "Yüksek sesle şarkı dinleyenleri uyardı diye öldürüldü."
Kullanılan açıklama dili o kadar duygusuz
-Spoiler İçermez-
Koku denince her ne kadar akla, parfüm kokusu, yemek kokusu, çiçek kokusu, kitap kokusu, toprak kokusu gibi insan burnunun kolaylıkla algılayabileceği ve günlük hayatta sıkça karşılaşabileceği kokular gelse de aslında canlı ve cansız her varlığın kendine has bir kokusu vardır. Elinizdeki telefonun, odanızdaki perdenin,
Öncelikle bir konuda herkesle anlaşalım. Bu soruların incelemesini 15 güne yakın bir sürede anca yazdım. Sonu nerede bu yazının, diyerek kontrol edilmeden önce, bu sitedeki en uzun inceleme bu olmuştur, diyebilirim. Kimseden bu Evren incelemesini komple okumasını beklemiyorum. Bu incelemenin %10'una sahip incelemeler bile genelde burada uzun
Ebru Ince 'ye ithaf edilmiştir. O kadar çok eser okudu ki savaşa, savaşın yıkıcılığına, saçmalığına dair, saygıyla eğiliyorum önünde.
youtube.com/watch?v=jhL_dHn... önce linki tıklamalısınız.
Dmitri Hvorostovski geçen yıl öldü. Kasım ayında. Kasımı sileceğim
Felsefe denince insan ağır, beyin yakıcı şeyler okumayı bekliyor. Felsefe tarihini anlamak bakımından oldukça güzel bir kitap. Düşüncelere kafanız yorulduğunda roman kısmına geçiyor böylece hem sürükleyiciligi artmış oluyor hem de dinlenmiş oluyorsunuz.
Şunu da kabul etmeli Batı, felsefeyi Antik Yunan'da başlatır, Roma'da devam ettirir, Avrupa'da kapanışı yapar. Bunun haricindekileri ise Felsefe dışı kabul eder. Öyleyse Doğu Felsefesi mitolojik, mistik, temeli olmayan bir ideoloji batı dünyası için... Ne kadar gerçekçi bir düşünce: Japon, Hint, Çin, İran ve İslam felsefeleri nasıl yok sayılabilir?
Nitelikli bir felsefe tarihi anlatımını bulamadım fakat batı felsefesi tarihi için rehber bir kaynak olarak gösterilebilir.
Keyifli okumalar...
Sofie'nin DünyasıJostein Gaarder · Pan Yayıncılık · 202036,7bin okunma
Bazen hak ettiğimizi düşündüğümüz isteklerimizin yerine gelmemesi, en büyük rahmettir.
"Neden, ama Hocam?"
"Yüce Han'ım! Gaybın perdesi kapalı olduğundan, biz zavallı insanlar bazen gülecek şeylere ağlarız, ama işin aslını biz değil, Allah bilir."
"Neden o?"
"Çünkü anlayışımız, nazar edebildiğimiz alanımız çok dardır."
"Bir misal verebilir misiniz?"
"Mesela insan zihni o kadar zayıftır ki, 'düz' veya 'doğru' denince aklına eğrilik değil, hemen düzlük gelir. Hâlbuki ok atan yayın doğruluğu, eğriliğindedir."
Dikkat!
Bu satırları okumaya başlayıp, bitirdiğiniz an, en az bir kadın şiddet görmüş olacak. Belki de en az bir Kadın cinayete kurban gitmiş olacak.
Kadın...
Herkesin adını andığı ama sadece anmakla kaldığı bir varlık. Kendisi hariç herkesin onlar hakkında söz hakkı sahibi olduğu düşünülen bir varlık. Hatta benim bile bu iletiyi yazarak
Vefa ! İnsan türünün en önemli özelliklerinden biriydin sen. Acaba türümüzün başka hangi özelliklerini taşıyoruz.;
Acaba “ İnsan” denince hatırlanıyormuyuz ?