Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Gündüz insan ruhu birçok hisle altüst olur ve zihin de birçok şeyle meşgul olur, geceleri insanlar uyuyabilirler fakat bir kere uyandıktan sonra insanı tekrar uyku tutmaz. Uyku ilk geldiği gibi kolaylıkla gelmez.
480 syf.
·
Puan vermedi
bu kitapla bizi dave gurney gibi mükemmel bir dedektifle tanıştırdığı için yazara ne kadar teşekkür etsek azdır. Okudukça insan daha çok meraklanıyor. Kurgusu sürükleyiciliği Dave'in olayları çözme yeteneği...hepsi tek kelimeyle olağanüstü. Özellikle diğer kitaplarında olduğu gibi dedektifin emekli oluşu süper bir renk katmış romana. Kahraman rahatı ile merakı arasında gidip geliyor - hatta evliliğine mal olmak üzere - ama o dedektiflik ruhu hep önde geliyor ya bayılıyorum. Dave adamımsın dostum :)
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı TutJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 202340,9bin okunma
Reklam
303 syf.
9/10 puan verdi
Berbat çevirisi yüzünden haftalardır elimde süründü. İnatla bitirmeye çalışıyorum. Nedret Tanyolaç Öztokat'ın çevirisinden bir örnek : "Beni bekleyenin ne olduğunu ne de tüm bundan sonra neler olacağını biliyorum." (s.115) Bunun gibi neler var! Kitabı alacaklara tavsiyem başka bir çevirisine ulaşmalarıdır. Nedret Tanyolaç Öztokat iyi bir akademisyen olarak anılırken böyle bir çeviriye nasıl imza atmış anlamış değilim. … Edit: Kitabı çevirisine rağmen bitirdim. Genelde Oktay Akbal çevirisi tavsiye edilmekte, haberiniz olsun. Söylemeden geçmeyeyim mutlaka okumanız gereken bir yapıt. İnsanoğlunun gerçeklerine (ölüm, yaşam, umut, ikiyüzlülük, dayanışma, mücadele, sevgi..) dair çarpıcı tespitlerle dolu…Bir alıntıyla bitireyim: "Dünyadaki kötülük neredeyse her zaman cehaletten kaynaklanır ve eğer aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir. İnsanlar kötü olmak yerine daha çok iyidir ve gerçekte sorun bu değildir. Ancak insanlar bir şeyin farkında değillerdir, şu erdem ya da kusur denilen şeyin; en umut kırıcı kusur, her şeyi bildiğini sanan ve böylece kendine öldürme hakkı tanıyan cehalettir. Katilin ruhu kördür ve insan her türlü sağduyudan yoksunsa güzel aşk ve gerçek iyilik diye bir şey olamaz." s. 119
Veba
VebaAlbert Camus · Can Yayınları · 202020bin okunma
Yaradılış Kitabı, Tanrı’nın insanlara hayvanlar üzerinde egemenlik verdiğini söylüyor, ama bunu O’nun hayvanları insanlara emanet ettiği biçiminde de yorumlayabiliriz pekala. İnsan gezegenin efendisi değil, sadece yöneticisiydi ve sonuçta yalnızca gezegenin yönetiminden sorumluydu. Descartes önemli bir adım attı; insanı “maitre et proprietaire de la nature” ( doğanın efendisi ve sahibi ) yaptı. Hiç kuşkusuz bu adımla hayvanların ruhu olduğunu kesinkes reddedenin o olması arasında da derin bir bağ var. İnsan efendi ve sahiptir, diyor, Descartes, hayvansa sadece bir otomat, hareket eden bir makine, bir machina animata. Hayvan yakındığında, bu yakınma değildir; sadece kötü çalışan bir makinenin hırıldamasıdır. Bir vagon tekerleği gıcırdadığında, vagon acı çekiyor anlamına gelmez bu; sadece tekerleğin yağlanması gerekmektedir. Demek ki, laboratuvarda canlı canlı kesilen bir köpeğe üzülmek için neden yoktur.
... herkesin doğası sadece bir yalan. İnsan ruhu diye bir şey yok! Duygular saçmalık! Sevgi saçmalık! ... yaşarız ve ölürüz; bunun dışında her şey sadece hayal! Bunlar edilgen hatunların duygular ve hassasiyetle ilgili saçmalıkları! Sadece uydurulmuş, taraflı, duygusal zırvalıklar! Ruh yok! Tanrı yok! Sadece kararlar, hastalıklar ve ölüm var!
"Zaten anlatmak istediğim bir şey var, bin bir şekle sokup anlatmak arzusuyla yandığım bir tek şey: sizi sevdiğim. Bunun dünyanın teşekkülünden beri kaç milyar defa tekrar edildiğini unutmuyorum, fakat siz söyleyin, canlılığından bir şey kaybetmiş mi? kâinatta hiçbir mevcudun olamayacağı kadar taze ve olgun değil mi? bu öyle bir kelime ki doğuyor ve doğuşuyla beraber kemali de içinde getiriyor. Sizi seviyorum... Başka ne söyleyeyim? Siz de cevap vermeye kalkmayın. Bir insanın bütün varlığı ile karmakarışık ruhu, esrarı çözülmemiş vücudu, arzuları, itiyatları, ihtirasları, hulasa her şeyi ile size teslim olması, size iltihak etmesi (katılması) ne muazzam bir şeydir! Bunu tamamıyla anladığınızı biliyorum. Bunun karşısında lakayt kalamayacağınızı da biliyorum. Hiçbir insan seven bir insanın karşısında alakasız olamaz. Dünyanın bu en harikulade hadisesi karşısında kimse hareket ihtiyarına (davranış özgürlüğüne) malik değildir. Buna hakkı yoktur. Nasıl muhtaç olduğumuz havayı istemem demeye, mekân içinde bir yer işgal etmekten vazgeçmeye kuvvetimiz yoksa bize verilen bir aşkı almamaya da iktidarımız yoktur."
Reklam
Sevmeliyiz, ve güçlenmeli aşk içinde, ama sahiplenmemeliyiz sevdiğimizi: İnsan arzularının üzerindedir insan ruhu...
Sayfa 32 - 101 Şiir
"...güzellik gözleri doyurur. Albeni, gözler kadar ruhu da okşar, bütün tene yayılır, ardından dokulara ve çok güçlüyse kana bile giriverir... Sonra... Sonra sırada kalp vardır... Çekici bir insan yaşlandığında da etkileyicidir, çünkü albeninin reçetesinde mistik oranlarda akıl, zarafet, sağduyu ve şeytan tüyü vardır."
Sayfa 22
Şehzade Mustafa (1515, Manisa - 6 Ekim 1553, Konya)
ŞEHZADE MUSTAFA MERSİYESİ I. Meded meded bu cihânûn yıkıldı bir yanı Ecel Celâlîleri aldı Mustafâ Han’ı İmdat! Eyvahlar olsun! Bu cihanın bir yanı yıkıldı;
Bunun adı, düşünebilecek en ustaca izolasyonu sağlamaktı. Bize hiçbir şey yapmadılar sadece bizi en mutlak anlamda hiçliğin içerisine yerleştirdiler, bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz.
Sayfa 37
Reklam
Sen kötülüğü yok etmek istiyorsun, ama o senin içinde büyüyor. İnsan öldürmek kolay , ama kan ruhuna da sıçrar. İnsan öldürenin ruhu kanar.
Karanlık. Karanlık .Kapkaranlık. Bazen insan ruhu yüzüne gece döner ve o zaman hiç güneş doğmaz. Gün bir döngü değil ,monoton bir çizgi halini alır ve dünya tıpkı bir kağıt gibi dümdüz olurken , hayat engebeli olmaktan çıkıp engebenin kendisine dönüşür. Kötü günler denen vakitlerdir bunlar. Aslında ölü günler denmesi gereken, her insanın, ömrünün değişik zamanlarında içine düştüğü bataklık günleridir. Hatıralarda hep çok siyah , az beyaz ve hiç renkli olarak yer eden ,doğduğuna pişman olma zamanları... Sadece yaşayanın bildiği , dışarıdan bakanın gülümsediği günler,geceler.. Herkesin kıyameti kendine koptuğundan ve herkesin yangını kendini yaktığından , içinde olduğunuz karanlığın ne kadar koyu olduğunu kimse göremez . Geçer derler sadece bilmiş bir tavırla , geçer merak etme. Doğrudur söyledikleri, gerçekten de geçer ama ancak sen tek başına , o karanlıkta yeterince uzun süre yürüdükten sonra...
Sayfa 261Kitabı okudu
İnsan ruhu gizli dehlizlerde yaşar, kırılırsa da bu sessiz sedasız olurdu. Kırıklar, ancak iş işten geçtikten sonra gözle görülebilirdi. Jan bu nedenle her şeye hazırlıklı olması gerektiğini biliyordu.
Sayfa 287Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.