Şunu söyleyeyim ki ayrı ayrı bütün insanları tanımaya çalışmanın hiç alemi yoktur. Bütün insanlar hem dış görünüş hem de ruhsal olarak birbirine benzer. (...) Diğer herkesi tanımak için bir kişiyi tanımak yeterlidir. İnsanlarda ormandaki ağaçlar gibidir, botanikçi her bir ağaçla ayrı ayrı ilgilenmez.
Lâ tahzen! (Üzülme!)*
Bir şey olmuyorsa: Ya daha iyisi olacağı için, Ya da gerçekten olmaması gerektiği için olmuyordur.
Şu uçan kuşlara bak! Ne ekerler, ne biçerler… Onların rızkına kefil olan Allah; seni mi ihmal edecek sanırsın! Yeter ki sen istemeyi bil..
*Lâ tahzen! (Üzülme!)* İnsanlar senin kalbini kırmışsa üzülme! Rahman: (cellecelaluhu),
Zamanın ağırlığı
Her şeyi kendimiz için bir malzemeye, kullanılıp atılacak bir eğlenceye dönüştürüyoruz. Kendine büyük ya da küçük bir meşgale edinip, bir ömür onun üzerinde terakki etmeye, kemal bulmaya hiç kimsenin niyeti yok. Oysa güzellik dediğimiz şey, ömürlük gayretlerin neticesi olarak kendini gösteriyor. Yalapşap yapılan işten güzellik
İnsan toplumuna karşı gardımı giderek düşürmeye başlamıştım. İnsanlar âlemi denen yerin korkunç olduğuna dair dehşetim artık batıl inanç gibi gelmeye başlamıştı.
Sayfa 82Kitabı okudu
Ve benim durumum doğduğum günkü kadar kötü ve hüzünlüydü. Tek fark, istediğim sıklıkta olmasa bile arada sırada içki içebilmekti. İnsanın kendini sonsuza dek sersem ve yararsız hissetmesini engelleyen tek şeydi içki. Onun dışındaki her şey insanı sürekli gagalayıp deliyordu. Ve hiçbir şey ilginç değildi. İnsanlar kısıtlayıcı ve tedbirliydiler, aynıydı hepsi. Ve bu g.tlerle ömrümün sonuna dek yaşamak zorundaydım. @&#...Sıçıyor ve konuşuyorlardı ve at boku kadar can sıkıcıydılar.
Kızlar uzaktan iyi görünüyor, güneş elbiselerinde ve saçlarında parlıyordu. Ama yakınlaşıp ağızlarından akan beyinlerini dinleyince silahlanıp yeraltına gizlenmek istiyordum.
Mutlu olmayı asla beceremeyecek, asla evlenemeyecek, çocuk sahibi olamayacaktım. Allah kahretsin, bulaşıkçı bile olamıyordum.
Bir banka soyardım belki. Veya başka bir lanetli eylemde bulu nurdum. Alevli bir şey. Tek bir fırsat geçiyordu eline, cam silicisi olmanın âlemi var mıydı?
Bir sigara yakıp tepeden inmeyi sürdürdüm. Umutsuz geleceğinin düşüncesiyle çıldıran bir ben miydim?
Fakat bunu düşünürken yalnız o adamların dışlarına bakarız; onların da birer kafaları, bunun içinde, isteseler de istemeseler de işlemeye mahkûm birer dimağları bulunduğunu, bunun neticesi olarak kendilerine göre bir iç alemleri olacağını hiç aklımıza getirmeyiz. Bu alemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların manen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer tecessüsü ile, bu meçhul alemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur. *Fakat insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.*
Bu âlemin tezahürlerini dışarı vermediklerine bakıp onların manen yaşamadıklarına hükmedecek yerde, en basit bir beşer tecessüsü ile, bu meçhul âlemi merak etsek, belki hiç ummadığımız şeyler görmemiz, beklemediğimiz zenginliklerle karşılaşmamız mümkün olur. Fakat insanlar nedense daha ziyade ne bulacaklarını tahmin ettikleri şeyleri araştırmayı tercih ediyorlar.
Sayfa 11
Bundan hiç hoşlanmadığımı itiraf etmeliyim; gerçi rulet oynamaya niyetliydim, ama başkalarının hesabına oynayacağımı hiç tahmin etmiyordum. Bu durum öyle kafamı karıştırmıştı ki oyun salonuna huzursuzlukla girdim. İlk bakışta hiçbir şeyden hoşlanmadım. Tüm dünyadaki, özellikle de bizim Rus gazetelerindeki boşboğazlık tefrikalarına hiç
Benim için "insanlar alemi" denen yer,her şeye karşın korkunç bir yerdi. Kesinlikle,her şeyin tek bir hamleyle neticelendiği sevimli bir yer değildi.
Benim için “insanlar âlemi” denen yer, her şeye karşın korkunç bir yerdi. Kesinlikle, her şeyin tek bir hamleyle neticelendiği sevimli bir yer değildi.
Sayfa 88Kitabı okudu
Enbiya/107:
Ben seni alemlere rahmet olsun diye gönderdim.
Hz. Peygamber (sav) bütün alemlere rahmettir.
Rahmetten maksat, Allah'ın bütün insanlara iyiliğidir.
Alemden maksat, yeryüzünde ne varsa insanlar alemi, hayvanlar alemi, bitkiler alemi vs.
Kafirler, Peygamber bir kediyi çağırıp ya da bitkinin karşısına geçip ona ahireti, dini mi
Aynı âlemi paylaştığımız hâlde, toprağın adlarını çürütemediği insanlar vardır. ne melektirler ne de cin! Ölümsüz bir hayat yaşamadılar. Servetler içinde de yüzmediler. Aynı topraktan yediler, aynı sudan içtiler ama gözleri bizim göremediklerimizi gördü, kulakları bizim duyamadıklarımızı duydu.
Onların çoğu, hayatta iken katı bir düşman çemberi
MABETSİZ ŞEHİR
Bu şehrin insanlarının mabutları ceplerinde mabudeleri yataklarındadır
Dünyanın başka yerinde var mı bilmem! Türkiye’de mabetsiz bir şehir var... Ankara’nın Yenişehir’i... Bir akşamüzeri bu şehirde dolaşıyorum. Sanki yürümüyorum; ayaklarım kendiliğinden gidiyor. Asfaltlar üzerinde otomobiller, otobüsler, troleybüsler
Modern dönemde ahireti unutup dünyayı merkez alarak yaşamaya çalışan insanların yerini, post-modern dönemde; bilgisayar aracılığıyla yaratılan sanal âlemi merkez alan, dış dünyayı, yani öteki insanlarla ilişkiyi gerektiren dünyayı dışarıda bırakarak ekrana, yani oyuna hapsolmuş insanlar aldı.
Sayfa 17 - Profil KitapKitabı okudu
Tuhaf yaratıklardı şu insanlar! Yerlerinde durmuyor, gürültü patırtı ile âlemi ayağa kaldırıyorlardı.
