Hacı Agalansak da mı Hacılansak, Hacılanmasak da mı Hacı Agalansak?
Efendim? Peki, peki yeterince anlaşılmadı farkındayım… Biraz daha açık olmakta fayda var...
Kitaba tam 35 alıntı yapmışım. Daha fazlasını pek ala yapabilirdim. 105 Sayfalık bir kitap nasıl bu kadar anlam yüklü olabilir, nasıl bu kadar halimizi ve ülkemizi anlatabilir size
Cinsiyet Belası, son zamanlarda feminizm ve toplumsal cinsiyet araştırmalarını içeren okumalarımın içinde kendini akademik dille belli eden eserlerden bir tanesi oldu. Butler'i ilk kez tanıdığım bu eser bana birçok kazanıma ve kendimce kimi farkındalıklara ulaşmamı sağladı. Feminizm ve toplumsal cinsiyet araştırmaları son 50 yıla nazaran çok daha
Baştan sona, her bir kelimesinde, kitaba dair her bilginin, her sonucun, her nedenin olduğu bir inceleme yazısıdır. Kitabı okumayanlar, eğer olayların sonucu ne merakıyla okuyacaklarsa, bu incelemeyi okumamaları daha iyi olur. Benim gibi her şeyi bilmesine rağmen, nedenlerini ve işlenişini merak ederek okuyacaklarsa buyursunlar.
BÖLÜM 1
1900'lü
İnsanı suç işlemeye iten toplumsal koşullar mıdır? Suç bazen toplumsal düzene bir protestodur. Toplumsal düzen bozuldukça suç da artar.
Tarihin Felsefesi kitabında Hegel, bir davranışın doğruluğuna ya da yanlışlığını, ancak kişinin vicdanının belirleyebileceğini savunuyor. Örneğin birinin kendi çıkarı uğruna cinayet işlemesi yanlış, çünkü
Dikkatimi çeken her türlü sözü kayıt altına alırım. Bağlamlarına göre bu sözleri tasnifler, daha sonra belli aralıklarla okurum. İlk okuduğumdaki etkisini koruyup korumadıklarına bakarak, gereksiz yer kapladığını düşündüğüm sözleri elerim. Ancak listemde bazılarının yeri ve başlıkları hiç değişmez. Bunlar ilk bakışta anlam yükleyemediğim ya da her
Bedenleri darağacına asılan insanların fikirleri de göklere asılır; oradan sessiz, sınırlandırılmamış bir ışık tutarlar bizlere.
Bir yıldız olurlar, zamanı dolmayacak bir süper dev misali azametlidir her biri. Bu dünyaya ait olamayacak kadar pırıl pırıldır onlar, hayalini kurdukları başka dünyaların ışıklarını buraya da taşımak isterler; bu
Cemal Süreya
Senin çelme taktığın yerden başlıyorum hayata. Varsın yara içinde kalsın dizlerim; yüreğim kadar acımaz nasıl olsa.
Şems-i Tebrizi
Düzenim bozulur,
Hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme.
" Akvaryuma iki balık koyarsanız onlar zaten sevgili olur. Önemli olan okyanusta karşılaşabilmek. "
Sahiden de günümüzdeki insanların neredeyse tamamının, büyük kitlelerin yaşantısını özetleyen bu söz aslında birçok şeyi açıklıyor ve insan denilen canlının düşünce algoritmasını ortaya çıkarıyor genel olarak. Sizin de dikkatinizi çekti
Ya bu adamın nasıl bir tahlil etme gücü var. İnsanın çelişkilerle dolu yapısını öyle bir anlatıyor ki akıllara zarar. Resmen ağzı açık kalıyor insanın.
Bazen anlatılarda karakterlerin düştüğü tereddütlü durumlar size kafayı yedirtse de bunun bazı zamanlar gerçekten böyle olabileceği gerçeğini hatırlayınca hak veriyorsunuz Safa'ya.
Tereddütlerin
''İnsan zihni için, üst üste yaşanan olayların duyguları ayağa kaldırmasının ardından gelerek, ruhu hem ümitten, hem de korkudan azade kılan eylemsizlik ve kesinliğin mutlak sükûnetinden daha acı verici şey yoktur.''*
William Godwin ve Mary Wollstonecraft'ın kızı ‘’Mary Wollstonecraft Godwin’’, 30 Ağustos 1792’de
Mutluluk nedir? Tanımı var mıdır? Sabit midir salt mıdır? Hep şöyle düşünmüşümdür mutluluk amaçlanması gereken bir şey değildir diye. Ama mutlu olursak da fena değil. Sadece amaç haline getirmemek önemli. Șopi mutluluğu içselliğe bağlar. Kişi içsellikten ziyade dışarıda mutluluğu arayacak olursa nafile olur der. İçsel mutluluk tamamen zihinsel
Golding'in herhangi bir eserini okumaya başladığınızda bir olgunluk sarıp sarmalar sizi. Başka bir deyişle, sayfaları çevirdikçe sizi kendine güvendiren bir yazardır Golding. En azından ben böyle hissediyorum. Tabii bunda daha önceden diğer iki eserini de okumuş olmam etkili olabilir, bilemiyorum. Bende Golding'i okurken hep şu his açığa çıkıyor:
Tamam başlıyorum. Uzun ve öfkeli bir yorum olacak. Çünkü bu serinin eleştirilirken inanılmaz derecede hakkının yendiğini hatta SAÇMA yorumlar yapıldığını düşünüyorum.
Kitap yazarın ilk kitabı, daha önce bir platformda yazılmış sonradan kitap olarak basılmış. Kurgu yazarın on altı yaşında “Ya Cindrella baloya Prens’le evlenmek değil de onu
Selâmette ve sağlıklı oldukça, Allah
çoğunun hatırına bile gelmez. Fakat bir belâya, bir felâkete uğradıkları zaman; "Aman Allah'ım!" Demeye mecbur olurlar.