Eser, bir semboller şaheseridir. Bu nedenle evet, bir görünen tarafı ve anlatımı vardır ama bir de semboller üzerine kurulmuş bir iç anlatımı vardır. Bu yazım şekli Aytmatov’un dehasını ve ustalığını gösterir.
Nitekim diktatörlüklerde, baskıcı sistemlerde insanlar fikirlerini açıkça dile getiremedikleri için hep semboller kullanırlar. Bu bazen
Eser, tarihi bir roman niteliğini taşıdığı ve konusunu Fransız Devrimi’ nden aldığı için öncelikle Fransız Devrimini özetlemek eserde anlatılan konuyu anlamak için daha faydalı olacaktır.
Not: İncelememde elimden geldiğince eser de geçen hikayenin gerçek olaylar ile bağlantısında açıklayacağım.
Fransız Devrimi
1700 yılların sonlarına
"Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir ânın
Parçalanmaz akışında."
Gururla söyleyebilirim: "Bu dünyadan bir
Ahmet Hamdi Tanpınar geçti ve ben onu okuma şerefine nail oldum." Bazı yazarlar vardır, geç tanırsın. Bazıları da vardır ki, geç tanımanın daha kötüsü: yanlış tanımak...
Geçtiğimiz yıllarda çok sevdiğim,
Kör Baykuş şimdiye kadar okuduğum romanlar arasında en olağandışı olanlardan biridir. Anlamak, dolayısıyla da anlatmak çok zordur bu romanı. Her okumadan sonra, bu anlayamamaktan kaynaklanan anlatamamazlık öylesine çarpıcıdır ki, “sen anlamazsan, senin dediğin de anlaşılmaz,” diye bir not düşme gereği duyarsınız. Ama, kesinlikle oldukça doyurucu
Bu satırları yazarken kalbim sevgiyle dolup taşıyor. Hayatımda ilk kez, ailem ve yakın dostlarımın dışında, böyle geniş bir topluluk tarafından kutlanan bir doğum günü yaşadım. Her bir kutlama mesajınız, beni derinden etkiledi ve gözlerimi yaşarttı. Bu kadar çok insanın, belki de yüz yüze hiç tanışmadığımız halde, samimi dileklerini bana iletmesi, yaşamımda unutamayacağım bir anı bıraktı.
Bu özel günümü sizinle paylaşmak ve sizlerin sevgi dolu sözlerini okumak, bana ne kadar şanslı ve sevilen biri olduğumu hatırlattı. İçtenlikle, kalbimin en derin köşelerinden, hepinize teşekkür ederim. Bu muhteşem kutlama, sadece bir yaş günümü değil, hayatımdaki en değerli anlarından birini işaret ediyor.
Kalplerinizin sıcaklığını her daim hissediyor, sevgi ve destekleriniz için minnettarım. Hepiniz çok özelsiniz ve bu muhteşem doğum günü kutlaması, hep kalbimde yer alacak.
Sevgiyle ve en derin teşekkürlerimle,
Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.
İŞTE GENE BEN ve SİZLERE YİNE OKUMUŞ OLDUĞUM ESKİ BİR KİTAPTAN BİR İNCELEME DAHA. :)
Don Kişot ile ilgili bugüne dek ifade edilememiş şeyler hakkında kim ne söyleyebilir acaba? Miguel de Cervantes tarafından kaleme alınan ve yazılan bu güzel roman, dört yüz yıldan bu yana, on sekizinci yüzyıldan kalma edebi akımlara, yirmi birinci yüzyıl
Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor.
Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını?
Bu kadar rahatsız eden ne?
Gerçekle yüzleşememek niye?
İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi öylece?
Sabahattin Ali,
Hukuk fakültesinde bir öğretim görevlisi derse girer ve bir öğrenciye adını sorar, öğrenci “Ali” diye cevap verir. Öğretmen bir anda,
“Defol bu sınıftan, bir daha asla dersime gelme” der.
Bütün öğrenciler şaşkınlık içindedir, neye uğradığı şaşıran Ali de sınıfı terk eder.
Herkes ne olduğunu anlamak için beklemektedir hiç birinden tek bir ses
Selahattin Tomar / Islahat
Aile içi şiddet, çevreye karşı kötü davranışlar ve fiziksel engele karşı farkındalık yaratan güzel bir kitap #Islahat. Okuduğunuz her sayfada bir çok konuyu düşünmeye ve empati yapmaya başlıyorsunuz. Yazar, olumsuz olanı bile altında yatan sebeblerle işlemiş sayfalara. Mesela kitapta herkese kötü davranan serseri diye tabir edeceğimiz biri var. Ama onun da geçmişini ve çocukluğunu öğrenince gerçek kişiğiliğinin bu olmadığını anlıyoruz. Bunu başarmak zordur. Kötüyü iyi göstermeyi her kalem başaramaz.
Fatoş ile Oktay evleneli altı ay olmuştur. Evlendikten sonra aldığı bir kahvehane Oktay'ı çok değiştirmiştir. Fatoş artık kocasını tanıyamamaktadır. Bir gece yaşananlardan sonra dayanamamış ve kapıyı çekip gitmiştir. Aradan altı yıl geçer. Fatoş bir yerde Oktay bir yerde hayatlarına devam ederler. Tek fark Fatoş'un yanında canından çok sevdiği 5 yaşındaki kızı Çiçek'in olmasıdır. Çiçek doğuştan işitme engelli bir çocuk. Tek dünyası hep yanında olan annesi. Hiç duymasanız ya da konuşamasanız nasıl hayata devam ederdiniz? Empati yapması bile zor değil mi? İletişim şekli işaret diliyken ve çevrenizde bilmeyen çoğunluktaysa nasıl iletişim kuracaksınız. Çiçek, Fatoş ve Oktay bu soruların cevaplarını görmemizi sağlıyor. Öyle bir dünya yaratmış ki yazar, tüm kalbimle öyle bir yer olmasını dilerdim. Böylelikle anlamayanların da anlaması sağlanırdı belki.
Keyifli okumalar…
Hepimiz birer suçluyuz aslında insanlık suçundan yargılanmalıyız.
İnsanlık suçu nedir sizce ?
Gerek toplum , gerek de ahlaki normlarla belirlenmiş bir dizi kurallara aykırı davranmak mı? Bu kadar mı , elbette hayır.
Çok daha fazlası .
Neden böyle bir giriş yaptığımı anlatmak istiyorum sizlere . Bir süre öncesine kadar e-kitap okumaya karşın
Ulan adama kafir dedin, zındık dedin, sapık dedin, isim vermeden böyle insanların katli vacip olduğuna işaret ettin.
Adam öldürülmüş, şimdi de çıkmış açıklama videosunda "Adam bozuk" diyor.
Bozuk ya da hain görmek istiyorsan aynaya bakacaksın!
Maşallah, altlarınızda her biri 40 milyonluk, 50 milyonluk BMW'ler mercedesler, audiler,
Altın varaklı köşklerinizde altın musluklardan abdest alıyorsunuz.
Üstünde çulu yok, zavallı gariban "Allah" dedi mi,
Allah sadece sizin tekelinizde, size ait ve doğruyu sadece siz biliyorsunuz ya (!)
Görmediği hakaret küfür kalmıyor.
Garibanın açlıktan nefesi kokuyor, cebinde üç kuruşu yok, çoluk çocuğunun rızkını da yardım adı altında siz alıyorsunuz, siz!
Neden? bir de Tesla alırsın ya!