Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
kendine amacı gerçekte'n verimli olmak mıdır, yoksa ruhu, makinalaşma yönünden daha iyi,daha tüketici bir biçimde sömürmek midir, diye kim sormamıştır
lyi vatandaş, elindekilerle asla yetinmeyen iyi tüketici haline gelmiştir. Halbuki bir zamanlar iyi vatandaş, eli sıkı, vicdanlı ve nefsine hakim olmanın kıymetini bilen kişiydi. Günümüzde iyi vatandaş, her şeyi tüketen, sınır tanımayan ve ilerleme hevesini hiç kaybetmeyen kişi. Tatmin olursanız, daha fazlasını elde etmek için sebebiniz kalmaz; dolayısıyla, tüketim toplumunda ve sürekli daha fazlasını isteme- mize dayanan bir ekonomide, tatmin, erdemden çok kusurdur. Performans üzerine kurulu bir toplumda, statüyle ilgili kaygılar tanıdık ve yaygındır. Yeterince iyi miyim? Başkaları benim hakkımda ne düşünüyor?
Reklam
Bugün biz maalesef Kur'ân'a da tüketici tutumuyla yaklaşıyoruz. Müslümanlar bile Kur'ân'ı okuyup: "Bu kısmı anlamadım, okudum, ama garip biraz... Burası biraz kafa karıştırıcı." diyebiliyor ve herhangi bir kitaptan bahsedermiş gibi konuşabiliyor. Halbuki Kur'ân, herhangi bir kitap değil. Bu Kitab'a "her zaman haklı olan müşteri" gibi yaklaşılmaz. Ona ancak bir dilenci gibi, iflas etmiş biri gibi, çölde kaybolmuş ve susuzluktan ölmek üzere olan biri gibi yaklaşılır. O adama bir damla su verseniz suyun ısınmış olmasından şikâyet etmez. Ya da "Soda olsa iyi olurdu. Portakal suyu yok mu?" demez. Sadece alır. Hidayete muhtaçsanız alırsınız. "Allah beni daha iyi biliyor, bilmem gerekeni de bilmemem gerekeni de O biliyor." dersiniz.
272 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Birileri Tarafından Şekillendirilmiş benlik "GÖSTERİŞ"
Gösteriş nedir gerçekten? Kadınların ataerkil düzene sakince boyun eğmesi mi yoksa tam tersine bu düzeni kendi silahıyla vurarak erkek egemen sisteme bir meydan okuması mıdır? Yazar özellikle tüketim çağının korkunç derecelere ulaşmaya başladığı 20. Yüzyılı baz alarak kadınlığın, kadın bedeninin sergilenmesine dikkat çekiyor. kaynak olarak tekstil müzelerini dönemin moda dergilerini, Hollywood filmlerini araştırıyor. Biraz magazin vari olsa da güzel incelemeler var. Kişisel görünüme ölçüsüz değer vermeyi sürdürdüğümüz ve bu değer üstüne ticaret yapan dev endüstrileri, yani tüketici odaklı kozmetik, moda ve tedavi endüstrilerini ayakta tuttuğumuz sürece hakiki olmayan yapmacık bir insan karakteri doğurmuş olacağız hem bedenen hemde ruhen. Birileri kadınların hassas noktalarını güzellik algılarını çok iyi biliyor ve onları kullanarak maalesef kendilerine yabancı birer meta yapıyor. günümüz feminizminin tam da bu konuda sesini yükseltmesi gerekirken sonu olmayan erkek düşmanlığına sürükleniyor olması üzücü açıkçası. Hemcinslerinize de belli bir oranda güvenmemeniz gerektiğini anladığınızda umarım geç olmaz.
Gösteriş
GösterişCarol Dyhouse · Can Yayınları · 201558 okunma
Şurası çok açık ki Atatürk cehalete düşmandı. Bu yüzden de eğitim onun için ön planda geliyordu. Neticede, Millî Mücadele'nin en zor günlerinde bir Eğitim Kongresi toplayan bir liderdir. Üstelik şartların daha çetin hale gelmesine rağmen bu kongreyi iptal etmemiştir. Az önce müzik talebelerini yurt dışına göndermesinden örnek verdik, devam
İşe yaramaz ve duyarlı. Çılgın ve tüketici dürtülere sahibim -iyi ve kötü, soylu ve aşağılık- ama ruhuma işleyen sürekli bir duygum, kalıcı bir heyecanım yok. İçimdeki her şeyin başka bir şey olma eğilimi var. Ruhum, yaramaz bir çocukla uğraşır gibi, kendisi için sabırsız. Huzursuzluğu artıyor ve hep böyle olacak. Her şey ilgimi çeker ama hiçbir şey beni yakalayamaz.
Sayfa 26 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Doğru insanı bulursan, kendini çok iyi hissedersin." Hep aklıma takılan bir konudur organ bağışı. Bu kitap sayesinde merak ettiğim konuya da ışık tuttuğu için kitabı öneren sevgili Esra Hanım'a çok teşekkür ederim. Bilim mi? Kurgu mu? Bu kitabı okuduktan sonra bu iki soruda gittim geldim. Araştırmalarım bilimin gerçekliğini gösterirken kitaptaki kurguya ise hayran kaldım. Gelelim kitabımıza; klonlanan insanlara çocukluktan itibaren spor, sanat ve derslerden oluşan eğitimler veriliyor. Eğitimleri verenlere ise öğretmen yerine gözetmen deniyor. Bu çocuklar insan ve fakat görevleri ya organ bağışçısı ya da bakıcı olmak... Kitabın başlarında şaşkınlık ile olanları çözmeye çalışırken bir noktada tüm taşlar yerine oturuyor. İnsan olmak yalnızca etten, kemikten mi? Bu projeyi tasarlayanlar sanırım duyguları unutmuşlar! Kitapla empati kurduğumda ise insanoğlunun dünya üzerindeki varlıkları da böyle görünüyor. Hangimiz var oluşumuzda kendimiz olabiliyoruz? Dünya'nın keşmekeşliği içinde okullarda okuyup, bizim için biçilen gelecekte yok olmuyor muyuz? Tüketici toplumunun klon insandan pek de farkı yok doğrusu. Dünya'nın düzeni böyle var olmuş demekten başka çare de gelmiyor... Bilimsel gerçeklik de kabul gören klonlanma çok yakın bir gelecekte insan olarak da karşımıza çıkacak. Bundan sonra ne olacağını kestiremesem de artık dünya kesinlikle eskisi gibi olmayacak... Beni Asla Bırakma kitabı iyi ki okuduklarım arasında yer alacak. Ben beğendim. Takdir siz okuyucuların. Keyifli okumalar dilerim.
Beni Asla Bırakma
Beni Asla BırakmaKazuo Ishiguro · Yapı Kredi Yayınları · 20217,6bin okunma
Eğer enflasyon olumlu yönde etki yapan bağımsız bir faktör olsaydı etkisi, mevcut sermayenin değerini arttırmak olurdu. Mevcut sermayede ki bu artışın, eski ve yeni sermaye artışı ile birlikte toplam getiri oranını da artırması gerekirdi. Ancak toplam fiyatların neredeyse %40 oranında arttığı son 20 yılda, bu tür bir gelişme yaşanmadı. (Şirket gelirleri tüketici fiyatlarından ziyade toptan fiyatlardan etkilenmelidir.) Enflasyonun hisse senedi değerini artırabilmesinin tek yolu, sermaye yatırımının getirisini yükseltmektir. Geçmişin kayıtlarına göre ise durum böyle olmamıştır. Geçmişin ekonomik döngüleri içinde, işlerin iyi gittiği dönemlere yükselen fiyatlar, kötü gittiği dönemlerde ise düşen fiyatlar eşlik ediyordu. Genellikle küçük enflasyonun işletme kârları için iyi olduğu düşünüldü.
Sayfa 73 - Epsilon YayıneviKitabı okuyor
448 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
“Umudun gücünü asla küçümseme, Fare.”
“O karanlığa dönüşmenin nasıl bir şey olduğunu, ne kadar tüketici olduğunu biliyorum. Geceleri saklanmak, aydınlık için savaşmaktan çok daha kolaydır." Prison Healer'ı kesinlikle çok sevdim ve sonrasında The Gilded Cage'i okuma şansı bulduğum için inanılmaz derecede heyecanlandım; dürüstçe söyleyebilirim ki, kesinlikle hayal
The Gilded Cage
The Gilded CageLynette Noni · Clarion Books · 20217 okunma
Nezaket, zarafet, nezahet üzerine…
İletişimde şu üçlemelere hep takılmışımdır… Mesela üç C: Consumer (Tüketici), Costumer (Müşteri) – Client (Özel Müşteri)… Bir başka üç C: Creativity (Yaratıcılık), Consistency (Tutarlılık), Continuity (Süreklilik)… Üç H’yi de unutmamak gerekir: Hazır, Hızır, Huzur… (Hazırlığı doğru dürüst yaparsan Hızır gelir; Hızır gelirse de Huzura kavuşursun)…
Reklam
İnsanı dikkatli bir biçimde ambalajından çıkarın. Doğumunun sorunsuz biçiminde gerçekleşmesi için gereken tıbbi özeni gösterin. Unutmayın ki toplumsal bir inşaat malzemesi olarak yatırım yapacağınız insanın sağlıklı bir bedene sahip olması, kuracağınız yalıtım sisteminin ömrünü uzatacaktır. İnşa edeceğiniz topluma aşılamak istediğiniz dogmalar, ön
İyi vatandaş, elindekilerle asla yetinmeyen iyi tüketici haline gelmiştir. Halbuki bir zamanlar iyi vatandaş, eli sıkı, vicdanlı ve nefsine hâkim olmanın kıymetini bilen kişiydi.
706 öğeden 691 ile 705 arasındakiler gösteriliyor.