"Teolojik Çözümleme"
Suç ve Ceza’nın -gerek muhtevası gerekse illeti bakımından- psikolojik çözümlemelerden vücuda geldiği düşünülür. Bizce bu, sadece bir yakıştırmadır ve acele verilmiş bir hükümdür. Üstelik sığ bir kanaatten husule gelmiş basit bir düşüncedir de. Zira eser -felsefi bir problemi kaynak alması hasebiyle (bizce)-
"Ben keyif aramıyorum. Tanrı'yı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum. Günah istiyorum.’’ (s. 238)
1. Ütopya’dan Distopya’ya Geçiş
Distopik bir eseri inceleyebilmek için öncelikle, hem distopyaların ortaya çıkmasında büyük payı olan ütopyayı hem de distopyayı tanımlamak gerekir.
Öncelikle arkadaşlar bu incelemeyi bir pedagog bir öğretmen veya bir eğitimci edasıyla yazmadığımı belirtmek isterim. Kaleme alırken bir sosyolog ve 20 yıl bu eğitim sisteminin içinde olan bir fert olarak kaleme aldım. Elimden geldiğince bilimselliğe girmemeye sadece kendi alanımın noktalarına değinmeye çalışacağım. Önce kitap hakkında sonrada
İlk kez Epikür tarafından dile getirilen ‘Kötülük Problemi’ Tanrının iyi ve kötü ile olan ilişkisini ele alır. Bu paradoksun temelindeki soru şudur; Tanrı eğer mutlak olarak iyiyse neden kötülüğü yok etmiyor?
Şimdi kötülük kavramına Spinoza’nın bakış açısını ele alalım. Spinoza, kötülüğün iyiliğin eksikliği, azlığı olarak değerlendirir. Tanrı, her şeyi yaratan olduğu için onun katında her şey iyidir... Bu durum - iyilik- olayları ve durumları yorumlayan insan açısından ise farklıdır. İnsan, kendi bakış açısından olaylara baktığında Tanrı tarafından kötü olmayan bir durumu kötü olarak niteleyebilir. Yani mantıksal olarak zorunluluk olan bir durum ya da davranış, kimi insanlar açısından kötülük ya da kötü bir davranış-durum olarak nitelendirilebilir.
Kötülük reel olmayan, subjektif bir gerçektir. Unutulmamalıdır ki bazı olayların etkisi öznel fenomenlerde farklılık göstermekte, duygusal ve toplumsal bir varlık olan insanda da farklı davranış ve algılara yol açmaktadır. Kısacası Spinoza, kötülük problemini izafiyet (görecelik) temelli açıklamaya çalışmış; Epikür’ün sorusuna da Tanrı mutlak iyidir, mantıksal zorunluluk çinde duygusal bir varlık olan insanın algısı farklılaşabilir bu da onun gözünde kötülüğü, kötüyü yaratır der.
Zamanda yolculuk yapmak ister miydiniz?
Peki gidecek olsanız geçmişi mi yoksa geleceği mi seçerdiniz?
Tarihin akışında değiştirmek istediğiniz herhangi bir olay ya da durum var mı?
Lotus
Bir arkeolojik kazı sonucunda ortaya çıkan tablet beraberinde felaketi getiriyor: Bebek ölümleri... Buna dur demek mümkün mü? Derken eserin genç
❛❛... evlenmek arzusunu besleyen ve bunun için elverişli durumları bulunan kadın ve erkeklerin evlenmeleri için fakirlikleri bir engel olmamalıdır. Çünkü rızık Allah'ın elindedir. Eğer onlar temizlik ve iffet yolunu seçecek olurlarsa kendilerini zenginleştireceğini Cenab-ı Hak tekeffül etmiştir:
✿ "Şayet yoksul iseler Allah onları lütfuyle zenginleştirir." ✿
Ve Resulullah ﷺ buyurmuştur ki:
❀ "Üç kişiye yardım etmeyi Allah taahhüt etmiştir. Allah yolunda cihat eden mücahide, anlaşma yaparak hürriyetini kazanmak isteyen köleye ve iffetle evlenmek isteyen bekâra."❀
[Tirmizî, Nesaî.]
Bekârların evlendirilmesi meselesini cemiyetin üzerine yükledikten ve onların cemiyet tarafından evlendirilmeyi beklemelerini belirttikten sonra onlara da Allah kendilerini evlenecek miktarda zenginliğe kavuşturuncaya kadar iffetli olmalarını emrediyor:
❀ "Evlenemeyenler de kendilerini lûtfuyle zenginleştirinceye kadar iffetli davransınlar." ❀
İffetli davranmak isteyenleri sıkıntıya sokmayacağını, onların iyilik konusundaki niyet ve arzularını bildiğini beyan buyuruyor.
İşte böylece İslâm bu problemi pratik olarak halletmeye çalışır. Maddi yönden evlenecek duruma müsait olmayanları bile evlenmek için gerekli ortamı hazırlar.✨
•|
Kendime öğütler
1- Dürüst olmak, herkese hakkı neyse onu vermek ve her daim en iyi versiyonun olmaya çalışmak üç ana yaşam kriterin olmalıdır.
2- Güçlü sınırların olsun ve bunları her zaman koru. Sınırların kişiliğini ve karakterini ortaya döken yegane olgularındır. Kişiliğini anlattıkların değil, sınırların oluşturur.
3- İyi biri ol; ama asla iyi
Kenzaburo Oe Japonya'nın Nobel Ödüllü yazarlarından biri ve Kişisel Bir Sorun'da yazarın başyapıtı sayılan bir eser. Yazar kitabı 1964 yılında yazıyor. Kendisi de engelli bir çocuğa sahip olan Oe, kitabın baş kahramanı Bird ile bir bakıma aynı kaderi paylaşıyor. Bu minvalde kitabın otobiyografik öğeler taşıdığını da söylemek yanlış olmaz.
Kitabın