Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Beynin vücutta hangi hormonları, endorfinleri ve diğer kimyasal maddeleri üretmesi gerektiğini belirleyenin kalp olduğu ve bunu da beyinle arasındaki bir bağlantı sayesinde gerçekleştirdiği bile kanıtlanmıştır.
Rüyalar resimler taşımıştı bana, rüzgarsa fısıltılar. Her bi­riyle, içimde dönen tornavida zarafetiyle deşilmiştim. İyiliği­me, inceliğime, dünyaya geniş, kendime dar gelen sırça kalbime yormuştum bunu. Palavra! Gerçek şuydu ki, görecek kadar ka­mil, duyacak kadar dikkatliydim de, cevaplayacak kadar adil değildim. Her uzvum tamamdı fakat ben eksiktim. Kimsenin om­zuna dokunmamıştı elim. Omuz vermeden, gözyaşı silmeden, kalp ısıtmadan, el uzatmadan, dünyaya da içindekilere de zer­rece dokunmadan, çoktan sönmüş bir ruh gibi yaşayıp gitmiş­tim. Yalandan, sığ bir incelikti benimki; derinde küttüm, kötüy­düm, korkağın tekiydim. Nice kabus akarken gözlerimin önün­den, ben sadece uyanmayı dilemiştim. Hiçbir çığlığa yankı ver­memiş, ne vakit bir yaraya denk gelsem, kabuk sandığım sessiz­liğin ardına gizlenmiştim. Sessizlik, susanların yükselttiği de­rin bir uçurumdu. Kıyısına geldiğimde, gücümü toplayıp da bu­radayım diye bile seslenememiştim. Bu yüzden suçlu, bu yüzden yenik, bu yüzden zayiydim. İlk günahımın kıymeti yoktu. Ben, en sık işlediğim günahla, suskunluğumla mimlenmiş, ko­lumdaki uyuşuklukla mühürlenmiştim.
Sayfa 249 - Hep KitapKitabı okuyor
Reklam
Beynin, kendiyle alakalı sorunlarda iki yüz civarında ilaç salgıladığı söyleniyor. Bitkilerden derlenen ilaçlar bile insanın kendi bedenindedir belki. Bütün hastalıklara çözümü bede­nin içerisinde arayan yaklaşımlar da var. Kim bilir karaciğe­rin içinde öyle bir bölüm vardır ki, böbrek hastalıklarına şifa olabilmektedir. Beyindeki bir salgı, kalp için depolanmış bir şifadır, kim bilir.
Sayfa 136 - Keşif Tesellisi
"Kapkara bir insan bile olsan, temiz kalp, güzel bir yüz kazanmayı sağlar oğlum. Kötü bir kalp ise, en güzel yüzü bile çirkinden daha beter yapar."
Upanişadlar'ın anlattığı gibi, o da bize soğan soymaya benzeyen bir işlemden söz ediyor. Kişiliğinizin, dünyanın size öğrettiği ya da yapmanızı gerektirdiği şeylerden oluşan kı­ sımlarını birer birer soyar atarsınız. Kat ve kat ana ve babanızın öğütleri, öğrendikleriniz, işiniz, toplumdaki yeriniz; bunların hepsi gider. Bunlar siz değildir. Şimdi sıra en kişi­sel olanlara gelir; gizli umutlarınız, korkularınız, rüyaları­nız. Bunlar da dışarıdan gelirler ve giderler. Sonunda sevgilerinize ve karşı cinsle olan ilişkilerinize gelirsiniz. Bunlara sıkı sıkıya tutunursunuz. Bunlar gerçekten sizindir! "Fakat giderler..." "Sonra, odamdan yemek için bile ayrılmadan düşün­düğüm uzun bir günün akşamı, her şeyin gittiğini, çıkarıla­cak bir şeyin kalmadığını gördüm. Gerçek kendime baktım." "Eğer bir soğanın bütün katlarını soyup atarsanız hiçbir şey bulamazsınız. Benim de bulduğum aynen budur." "Upanişadlar'ı kaldırdım, çünkü amacımı gerçekleştir­ dim. Benliklerimi tek tek gördüm ve olmam gereken hali sezdim. Upanişadlar bunu, kalp içindeki yer olarak adlandırırlar."
Listeye ekleyecek ne kaldı ki ;)
Yüksek yerler­den de korkar, ve kan görmekten, ve depremden; bunları saymazsak korkusuz, bir de ölüm korkusu, ve kalabalıkta aniden bağırma korku­su, ve kalp krizi korkusu, o bile, elinde saat odasında oturup nabzını sayar, midesinden gelen gurultuları dinler. Bütün bunları saymazsak hayli korkusuz.
Reklam
“Peki Zorba, ya Nusa ne oldu?” Zorba ileri, denize doğru karşılık verdi: “Bir akşam eve dönünce onu bulamadım. Kaçmıştı. O günlerde köyden genç, güzel bir asker geçmişti, onunla kaçtı. Gidiş o gidiş! Kalbim bölündü, iki parça oldu, fakat namussuz kalp, yine yapıştı. Bilmem göründü mü? Kırmızı, sarı, siyah yamalarla yamanmış, binlerce ekli ve yamaları kalın sicimle dikildiği için en büyük fırtınalarda bile yırtılmayan bazı gemi yelkenleri vardır. Benim kalbim de öyle işte! Binlerce delikli, binlerce yamalı, ama korkusuz.” “Peki, Nusa’ya kızmadın mı Zorba?” “Neden kızayım? Sen ne dersen de, kadın başka şeydir patron, insan değil, başka bir şey. Neden kızayım? Kadın anlaşılmaz bir şeydir ve gerek uygarlığın, gerekse dinin bütün yasaları yanılmaktadır kadın konusunda. Böyle davranıyorlar patron! Eğer yasa koymak benim elimden gelseydi, erkek için başka, kadın için başka yasa koyardım. Erkek için on, yüz, bin yasa; ne de olsa erkektir, kaldırır. Ama kadına hiç! Çünkü, sana kaç kere söyleyeceğim patron? Kadının şerefine! Tanrı biz erkeklere de akıl versin!”
7. Bölüm sonuKitabı okuyor
"Denizi ele alalım mesela. Gerçi buna değmez bile! Deniz insanı kederlendirmekten başka bir işe yaramaz. Ağlayası gelir denize bakanın. Kalp, bu muazzam büyüklükteki su örtüsünün karşısında yaşadığı ürkeklikten utanır. İnsan, sonsuza kadar uzanan bu tablonun bir örnekliği ile yorulan gözlerini dinlendirecek bir yer bulamaz."
Sayfa 130Kitabı okudu
Niye üzülürdüm ki bilmem bir tane diye kalbim eskiden kırıla kırıla anladım sonunda fazla gelirmiş meğer bir kalp bile insana
Bilmeden taşıdığım bir sırrın her zaman tebdili kıyafet yer değiştirmesi. Geniş kitle­lere konuşma yaptığım zamanlarda bile, bu sırrı taşıdığımı hissediyorum (ana rahmindeki çocuğunki gibi onun da kalp atışlarını duyabiliyorum) ama ondan hiçbir şey anlamıyorum.
Sayfa 21 - Jacques DerridaKitabı okuyor
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.