İnsanlığın kurtuluşu için yeryüzüne inen İslâm dini, tarihte hep kısa süren feyizli hamlelerinden sonra, bugün insanlık dâvasından uzaklaştırılmış bulunuyor ve bu yıkma veya çökertme hareketi ona, kendine bağlananlardan gelmektedir. İlk defa Şîa'yı ortaya atanlar, sonra Abbasîler, daha sonra Anadolu Selçuklularını içinden kemiren kuvvetler, nihayet Topkapı Sarayı'nın son asırlarındaki ulema sınıfı, İslâm'ın ideal insan çehresini herbiri bir tarafından karartmış, zamanımıza İslâm'ın gerçeğinden tanınmayacak kadar değişmiş bir vücudu miras bırakmıştır.
"Hayat, birbirinden ayırdıklarını, kısa bir müddet için tekrar yaklaştırır gibi olsa bile, uzun zaman yan yana bırakmıyordu. Geçen günleri bir daha geri getirmek mümkün değildi ve sadece hatıralar, iki insanı birbirine bağlayacak kadar kuvvetli değildi."
Temel teorik sonuçlar hızlıca uygulamalı teknolojiye adapte edilir. Böylece teknolojide bir sıçrama gerçekleşir . Bunu son örneği atom silahlarının ortaya çıkmasıdır. Kırklı yıllara kadar ,önde gelen bazı fizikçiler atom enerjisinin asla açığa çıkarılamayacağını düşünüyordu. Ama kısa süre içinde atom silahları ortaya çıktı.
"Keşke kalbim olmasaydı, çok acıyor,"
diye iç çekti Meg, kısa bir suskunluktan sonra.
"Yaşam hep böyle zor olacaksa, onunla nasıl baş edebileceğimizi bilemiyorum," diye ekledi kardeşi umutsuzca."
Günümüzde başarılı olmanın tek gerçek başarı olarak pompalandığı ve kısa yoldan başarılı olmuş insanlara maruz kalındığı düşünülünce, hayatlarımız içinden çıkılması zor, derin bir kuyu olarak görünür bizlere.
"Çok kısa bir zamanımız yok, ama çok zaman yitiriyoruz. Yaşam yeterince uzun çok büyük işler başarmamıza olanak tanıyan bir cömertlikle verilmiş bize, onu iyi kullanmamız koşuluyla."
Seneca
İşte huzurunuzda ben, herkesin tanıdığı yabancı; kısa ve sık ot katmanının altında sahte gibi görünen kadın. Dış kaplamam sağlam, tıpkı tenekelerinki gibi su geçirmez, ama sahte değil: Katı buz tabakasının altında yaşama elverişli olsa da uyku halinde bir dünya var..
Twitter aracılığıyla, Türk medyasından yakınıyorum. Otuzdan fazla sivil ölmüş, bunu nasıl haber yapmazlar? Nasıl olur bu? Türk askeri ölünce hemen şehit haberi yapılıyor, onlarca Kürt köylüsünün öldürülmüş olmasının hiç mi haber değeri yok gerçekten?
Tam bu sırada, twitter hesabıma özel bir mesaj geliyor. Önemli bir Türk televizyon kanalında çalışan bir gazeteci arkadaşımdan. Şöyle yazıyor:
"Canım. Bütün sabah olayı en azından kısa haber yapmak için direndik. Fakat Ankara hayır dedi! İşte burası bizim nefes aldığımız yer. Çok üzgünüm."
Erkek Beyni'ni yazmayı düşünmeye başladığım zaman görüştüğüm herkes neredeyse aynı şakayı yaptı: "Epey kısa bir kitap olacak! Kitap değil belki ama broşür olur."
Salgın, kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan hastalıkların genel adıdır. Tıbbi terminolojide bir salgının şiddetli geçmesine neden olan öğelerin toplamına “salgının gücü” denilmektedir. Salgın gücü, hastalık yapan mikrobun mutasyon evresi, üreme ve bulaşma evreleri, coğrafya ve toplum koşulları ve insanların bağışıklık sistemlerine göre değişiklik göstermektedir. Salgın hastalıklarının ortaya çıktıkları lokasyonlardan başlayarak başka yerlere sıçramasına “Andemi” denirken, belli bir coğrafi alanda veya alanlarda normalin üstünde görülmesini “Epidemi” kıtalar arası yayılarak afet diyebileceğimiz önlenemez düzeye ulaşmasına ise “Pandemi” denilmektedir.