Güçlü bir kalem olan Zola'yı şimdiye kadar okumamıştım. Haliyle merak ediyordum. Elimde olan eski basım bu eseri bitirdim ve ben de uyandırdığı izlenimleri kısaca yazmak istiyorum. Öncelikle çeviriyi hiç beğenmediğimi belirteyim. Duyguları tam olarak ilintilemeyince çevirmen siz de haliyle fazla sevemiyorsunuz eseri. Elbette ki herkes her kitabı beğenmek yahut sevmek zorunda değil. Ama içeriği beğendiğim halde birşeyler havada asılı kaldı sanki. Ben de bunu çeviriye bağlıyorum. Kitap malumunuz maden işçilerinin yaşadığı zorluğunu anlatıyor. Baş kahramanımız Etienne olaya dahil olunca, işçileri yüreklendirip grev yapmaya teşvik edince olayın seyri değişiyor. Fakat dönemin şartları o kadar ağır ki uzun süre direnemiyorlar. Zaten çoğu işçi ürkek ve korkuyor. Cesaretli olanlar da bir yerden sonra pes etmek zorunda kalıyor. Bu eserle zorda olan emekçinin yeri geldiğinde nasıl başkaldırıda olabileceğini görüyorsunuz. Bu rağmen maddiyatsızlığın insana fazla dayanma gücü bırakmadığını da.Maddi imkansızlıktan ötürü çok kısıtlı bir döngü ile hayatlarına devam ettiklerine şahit oluyorsunuz. Yüzyıllarca, her çağda ve ulusta en çok sömürülen, hakkı yenilen veyahut sosyal/maddi her türlü hakkı verilmeyen kesim işçi sınıfı olmuştur. Elzem işleri görmelerine rağmen emeklerinin karşılığını alamazlar ki günümüzde de bu durum pek değişmemiştir!Oysa makul şartlarda, insanca, madden manen emeğinin karşılığın alındığı bir sosyal düzene ne kadar da zıttır kapitalist sistem! Hak ve adaletle, manevi, ahlâkî ve maddi olarak ferah günler görmek duasıyla.