şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum. ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu. acı insanın yüreğini paralayan, sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi. kollarda, kafada en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Şeker Portakalı 'nı hala okumadığım için utanıyorum. Gidip bir köşede profilimde falan belirtmeden okuyasım geliyor.... Var mı sizin de böyle hala okumadığınız için söylemeye utandığınız kitaplar? :(