Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi içinde büyümekte oldukları yaşamdan korkuyorlar, içinden geçmek zorunda oldukları karanlık bir orman gibi kasvetli ve tehditkar karşılarına dikilen yaşamdan korkuyorlar.
“Söylesenize, neden hiçbirimiz birbirimize karşı kardeşçe davranmıyoruz? Neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar...”
Reklam
"Birlikte dolaşan insanlara çok rastlanmaz. Nedendir bilmem. Şu kör olası dünyada insanlar birbirlerinden korkuyorlar da ondan belki."
"Ben onlar için hiçbir şey değilim... Hiçbir şey değildim...Senelerden beri aynı evde beraber yaşadık..Bu adam kimdir diye merak etmediler... şimdi çekip gideceğimden korkuyorlar..."
Birbirlerini tanımaktan korkuyorlar sanki
İnsanlardan sakının! İnsanların çoğunluğu yalnızca yanlış bir görüşe sahip olmaktan korkmuyor, bir görüşe tek başına sahip olmaktan korkuyorlar.
Reklam
"Sakınıyorlar, esirgiyorlar; korkuyorlar yüreklerinden. Kimse onlara sevmeyi öğretemiyor."
Metis YayınlarıKitabı okuyor
sahi neden okumuş kadın istemiyorlar ?" " Çünkü hakkını aramış bilgili kadınlardan korkuyorlar..."
Söylesenize, neden hiçbirimiz birbirimize karşı kardeşçe davranmıyoruz? Neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar…
Korku, insanın yerleşmiş, büyük duygularından bir tanesi... Bana göre, insanlar korkuyu inkar ettikçe korkuyorlar.
Reklam
Derinlerdeki mahzenlerde, köklerin yayıldığı mağaralarda ve yüreğin karanlık kuyularında tutkunun hakiki ve tehlikeli canavarları fosforlu pırıltılarını saçarak dolaşırken, gizlice çiftleşir ve en akıl almaz biçimlerde birbirlerini parçalarken yazarların yaşamın sadece ışığın vurduğu üst kıyısını, duyguların açıkça ve kurallara uygun olarak sergilendiği kesimlerini anlatması rahatlıktan mı, korkaklıktan mı yoksa bakış darlığından mı geliyor acaba. Şeytansı dürtülerin kızgın ve tüketici soluğundan, tutuşmuş kanın buharından mı korkuyorlar; çok nazik ellerini insanlığın iltihaplı çıbanıyla kirletmekten mi ürküyorlar; yoksa yumuşak aydınlıklara alışkın gözlerini bu kaygan, tehlikeli, çürümüşlük sızan basamaklara çeviremiyorlar mı?
Ölümden korkuyorlar… Ben de ölümden korkuyorum… Evet ama bu ölümü durduramaz…
Sayfa 162 - Altın Kitaplar Yayınevi 42. BasımKitabı okudu
Neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar...
Dünya nüfusunun en üst yüzde birlik kısmı dünya varlığının yüzde seksenini kontrol ediyor. Bu inanılmaz! İnsanlar buna katlanıyor. Ama yoksullar, moralleri bozuk, korkuyorlar... Bu yüzden en güvenli şeyin emir alıp iyi bir şeyler olmasını ummak olduğunu düşünüyorlar.
Sayfa 46 - IQ Kültür Sanat YayıncılıkKitabı okudu
Eril tahakküm kadının gelişmesine, özgürleşmesine, söz sahibi olmasına engel oluyor. Çünkü bir şekilde kadının gücünden korkuyor. Çünkü kadın boyun eğmediği, kurallara uymadığı, devrimci, isyankar, üreten, değiştirip dönüştüren yanıyla ortaya çıktığı sürece, kurulan ataerkil düzenin temelinin sarsılacağından korkuyorlar.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.